New York, dünyanın en büyük metro ağlarından birine sahip. New York metrosunu her hafta 8 buçuk milyon kişi kullanıyor. Metro yolcuları sadece ulaşım ihtiyaçlarını gidermekle kalmıyor, aynı zamanda New York’ta yeraltında bambaşka bir dünyayla da karşılaşıyor.
New York metrosu yaz kış adeta ücretsiz bir konser salonu gibi. Burada her tür müziğe kulak misafiri olmak mümkün. Trinidad ve Tobago’dan göç eden Rawl Mitchell 1990‘ların ortasından beri metroda bateri çalıyor. Mitchell, ”İnsanlar müzikten hoşlanıyor. Durup dinliyorlar, hoşlarına giderse alkışlıyorlar ve bahşiş bırakıyorlar. Çoğu zaman övgüyle ‘çok güzeldi’ diyorlar, müziğimle ilgili yorum yapıyorlar,” diyor.
New York Ulaştırma Dairesi ‘New York Altında Müzik’ programı ile haftada 150 performansa sponsorluk yapıyor. Yolcular da müzisyenlere gönüllerinden kopanı veriyor.
‘Opera Collective’ grubundan Patricia Vital ve Tom McNichols’un küçük ama coşkulu bir izleyici kitlesi var. İkili çok sevmelerine rağmen operanın geçinmelerine yetmediğini söylüyor. McNichols’a göre müziğin para kazanmakla ilgisi yok. New York metrosunda opera yapmak, para kazanmaktan çok operayı daha fazla insana ulaştırmakla ilgili.
Folk şarkısıcı Wendy Sayvetz 22 yıldır New York metrosunda müzik yapıyor. Sanatçı metroda şarkı söylemekten büyük gurur duyuyor. Sayvetz metro müzisyenlerinin gün yüzüne çıkmak istediği fikrinin yanlış olduğunu söylüyor. Sayvetz, metro müzisyenlerine ilişkin önyargıları yıkmayı amaçlayan bir müzikal oyun hazırlamakla meşgul. Sayvetz,” ‘Ne güzel artık metroda çalmak zorunda değiliz’ görüşünü değil insanların ‘Metrodaki müzik olağanüstü’ deyişini yansıtmak istiyoruz,” diyor.
Birçok kişi zaten metroda yapılan müziğe hayran. Hatta müzik bazen öylesine karşı konulmaz oluyor ki bu gençler duydukları caz ezgilerine dayanamayıp dans etmeye başlıyor.