Amerika’da Başkan seçiminin ilk önemli ayaklarından New Hampshire önseçimleri bugün yapılıyor. Önseçimler Demokrat ve Cumhuriyetçi Partilerin aday adayları arasında gerçekleşiyor.
Seçim sürecinin ilk ayağı olan Iowa’da geçen hafta yapılan önseçimleri Demokrat Parti’den eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Cumhuriyetçi Partili Texas Senatörü Ted Cruz kazanmıştı. Ancak ikinci önseçimlerin yapıldığı New Hampshire’da bu iki adaya da şans tanınmıyor.
CNN ve yerel CBS kanalının ortak yürüttüğü kamuoyu yoklamasının en son sonuçlarına göre komşu Vermont Valisi Bernie Sanders, eyaletteki Demokrat Partililer’in yüzde 61; milyarder emlak devi Donald Trump da Cumhuriyetçi Partililer’in yüzde 31 desteğiyle önde gidiyor.
Iowa önseçimlerini yüzde 0,2 farkla Hillary Clinton’un gerisinde kapatan Sanders, bu kez New Hampshire da Clinton’un yüzde 26 önünde bulunuyor. Ancak Clinton’un ülke genelindeki kamuoyu desteği, Sanders’dan daha fazla.
Cumhuriyetçi Parti’de ise Trump’ı neredeyse yüzde 17’yle Florida Senatörü Marco Rubio ve yüzde 14’le partinin dindar senatörü Ted Cruz izliyor.
New Hampshire önseçimleri diğer Cumhuriyetçi adaylar, Ohio Valisi John Kasich, Florida eski Valisi Jeb Bush ve New Jersey Valisi Chris Christie için mücadeleye devam edip etmeme konusunda önemli bir dönemeç olacak. Yarışa 19 aday adayıyla başlayan Cumhuriyetçi Parti’de adayların sayısı 9’a düşmüş durumda. Kamuoyu yoklamalarında dördüncü konumdaki John Kasich’in gerisinde kalan adaylara verilen destek yüzdeleri tek haneli.
New Hampshire önseçimleri, normal seçim havasında geçeceği için, seçmenler tüm gün boyunca açık olan seçim merkezlerinde oy kullanabilecek. Oylarını tek bir partinin adayına vermek zorunda olan eyalet seçmenleri, parti kayıtlarını gittikleri seçim merkezlerinde yaptırabilecek.
730 bin kayıtlı seçmenin bulunduğu New Hampshire’da, parti kaydı yaptırmamış ve kararını son güne saklayan seçmen oranı yüzde 44. Bu da adayların oy verme sürecinin sonuna kadar kampanyalarını devam ettirme ve kararsız seçmenleri ikna çabalarını sürdürmeleri anlamına geliyor.
Eyalette oy verme işlemleri sabah erken saatlerde başlasa da, Dixville Notch adlı küçük kasabada oy verme işlemi gece yarısı yapıldı. Kasabada oylar Demokrat Parti’den Sanders, Cumhuriyetçi Parti’den de Kasich lehine atıldı. 12 nüfuslu Dixville Notch'ta yalnızca dokuz seçmen oy kullandı.
Dixville Notch gibi nüfusu 100’ün altında olan iki kasaba daha, eyalet yasaları uyarınca oy işlemlerini gece yarısı başlattı.
New Hampshire, toplam kayıtlı seçmen ve kurultaylara göndereceği delege sayısı açısından küçük bir eyalet. Ancak buradaki önseçimlerin bir önemi, geleneksel olarak önseçimlerin yapıldığı ilk eyaletlerden biri olmasından dolayı kamuoyu ilgisinin yoğun olması. Bundan dolayı da başkan aday adayları, partililerinin desteklerini alabilmek için canla başla çalışıyor.
Temmuz ayında yapılacak Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti kurultayları, bu partilerin nihai başkan adaylarını belirleyecek ve bu adaylar ülkeyi 8 Kasım’daki başkan seçimlerine götürecek.
New Hampshire’da kampanyalar dün de devam etti. Hillary Clinton kampanyasını eşi ve eski Başkan Bill Clinton’la devam ettirirken, Sanders da Manchester’da bir yüksek okulda konuşma yaptı.
Cumhuriyetçi adaylar Donald Trump ve Jeb Bush arasında ise ağır hakaretler içeren atışmalar yaşandı.
New Hampshire önseçimleri, uzmanlarca bir nebze, partilerin aday sayısını makul bir rakama düşürdüğü bir baraj olarak tanımlanıyor.
Bloomberg’den yarışa girme sinyali
Bununla birlikte, önseçimlerin başlamasına rağmen ortaya yeni adayların çıkabileceği bildiriliyor. Nitekim New York kentinin Cumhuriyetçi Partili eski Belediye Başkanı Michael Bloomberg, kendi partisi safında Donald Trump ve Ted Cruz, Demokrat Parti’de de Bernie Sanders’ın yükselmesinin kendisini endişelendirdiğini söyleyerek, “aşırı görüşlü adaylar” diye nitelediği bu kişileri önlemek için Başkanlık yarışına katılabileceğini söyledi.
Financial Times gazetesine konuşan Bloomberg, seçimlere girmesi durumunda 1 milyar doları gözden çıkarabileceğini açıkladı.,
Adayların öncelikleri neler?
New Hampshire’da Cumhuriyetçi seçmen daha az muhafazakar. Buna rağmen ulusal güvenlik, terörle mücadele gibi konulara öncelik veriyorlar. Ancak ekonomi ve istihdam da öncelikli konular arasında. Ayrıca partinin muhafazakar kanadı Çay Partisi destekçilerinde olduğu gibi, kürtaj ve eşcinsel evliliği gibi sosyal meselelere burada çok öncelik verilmiyor. Bundan dolayı Iowa önseçimlerini kazanan Ted Cruz gibi dindar bir adayın bu eyalette zemin bulmasına pek olasılık verilmiyor. Cruz devleti küçültmeyi, bakanlık sayısını azaltmayı, ulusal vergi dairesi IRS’i kapatıp gelir vergisini yüzde 10’la sabitlemeyi, İran’la nükleer anlaşmayı feshetmeyi ve Başkan Obama’nın gözbebeği olan ve kendi adıyla anılan sağlık reformunu lağvetmeyi amaçlıyor.
New Hampshire’daki kamuoyu yoklamalarında önde görünen emlak devi Donald Trump, “Müslümanları Amerika’ya almamak, Meksika sınırı boyunca koca bir duvar örerek ‘ülkeye suç ve kirlilik getiren’ kaçak göçmenleri sınır dışı etmek” gibi sansasyonel açıklamalarıyla öne çıksa da, önceliğini ülkeye kaçak yabancı girişini önlemeye, sınır güvenliğini arttırmaya ve Çin’le ticari ilişkilerine mesafe koymaya vermiş görünüyor. Daha önce bir göreve seçilmeyen Trump işadamlığı deneyimine güveniyor.
Cumhuriyetçiler’in genç aday adayı Marco Rubio, Amerika’da “establishment” olarak adlandırılan kurulu düzen temsilcilerinden. Daha önce karar verici bir mekanizma içinde rol almadığı için diğer partili rakiplerinin ağır eleştirilerine hedef olan Rubio, yalnızca bir dönemdir Florida senatörlüğü yapıyor. Öncelikleriyse, askeri harcamalara ağırlık vermek, eğitim sisteminin modernize edilmesi. Ayrıca Küba asıllı Cumhuriyetçi senatör, Demokrat Partili Başkan Obama’nın Küba’yla ilişkileri normalleştirme politikasına tamamen karşı.
Demokrat Partililer açısından New Hampshire’da komşu Vermont eyaleti senatörü Bernie Sanders’ın rüzgarının esmediğini söylemek yanlış olmaz. Sanders kamuoyu yoklamalarında Hillary Clinton’un yüzde 20 önünde. Iowa’da yüzde 1’in altında sonuç alan Maryland eski Valisi Martin O’Malley ise, Demokrat Parti’nin adaylık yarışından çekildi.
Bernie Sanders, kendini “demokratik sosyalist” olarak tanımlıyor ve Avrupa’daki “sosyal demokrat” hükümetleri örnek gösteriyor. Önceliği Amerika’da gittikçe artan gelir eşitsizliğiyle mücadele. 74 yaşındaki aday adayı zenginlere vergileri arttırmak, büyük mali kuruluşları küçültmek, Wall Street bankacılarının Amerikan siyaseti üzerindeki egemenliğine son vermek, üniversite eğitimini ücretsiz hale getirmek ve evrensel sağlık sigortası uygulamasını yaygınlaştırmak istiyor. Büyük şirketlerden dev bağışlar almak yerine, bireylerin yaptığı küçük çaplı bağışlarla kampanyasını yürüttüğünü ifade eden Sanders’ın şanssızlığı, Demokrat Partili seçmenin önemli bir unsurunu oluşturan azınlık grupların desteğini yeterince alamaması. Ancak Sanders, genç nüfustan umutlu. Amerika’da eğitim masraflarını kredi alarak karşılayan üniversite öğrencileri, ortalama 35 bin dolar borçla mezun oluyor.
Barack Obama’ya karşı sekiz yıl önceki New Hampshire önseçimlerini kazanan Hillary Clinton, bu kez bu eyalette zorlanacağa benziyor. Bernie Sanders’ın “kurulu düzen bekçisi” olmakla, Wall Street bankacılarının yaptığı dev bağışları toplayarak onların tutsağı haline gelmekle suçladığı Clinton, ülke genelinde Demokrat seçmenin birinci tercihi durumunda. Geçmişte Başkan Bill Clinton’un eşi olarak Beyaz Saray’da bir sağlık reformu geçirmeye çalışan, ancak başarılı olamayan Hillary Clinton, Başkan Obama’nın sağlık reformuna destek veriyor. Öncelikleri, ceza sisteminin reformdan geçirilmesi, üniversite eğitim masraflarının düşürülmesi ve kapsamlı bir göçmenlik reformu. Obama kabinesinde dışişleri bakanlığı yapan Hillary Clinton’un dış politika öncelikleri büyük farklar içermese de, bakanlık döneminde dört büyükelçilik personelinin öldürüldüğü 2012 Bingazi saldırısı ve devlet sırları içeren resmi yazışmalarını özel e-posta sunucusundan yürüttüğünün ortaya çıkması gibi sorunlar, en büyük baş ağrısı olacak gibi görünüyor.