Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından yakınlaşan ve Ukrayna'ya destek konusunda 24 Şubat'tan bu yana birlikte hareket eden NATO ve Avrupa Birliği, Rusya tehdidi karşısında, işbirliğini arttıran ortak bir bildiriyi resmen imzaladı.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, dünyada artan "jeo-stratejik rekabet"e dikkat çekerek, AB-NATO işbirliğini bir üst seviyeye çıkarmayı amaçladıklarını dile getirdi.
Stoltenberg, İsveç ve Finlandiya'nın katılımıyla, NATO'nun AB topraklarının yüzde 96'sını korur hale geleceğine vurgu yaparak, "Türkiye ve Macaristan'ın da en kısa sürede katılım protokollerini imzalayacağına güveniyorum" dedi.
AB Konsey Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bildirinin imza töreni için Brüksel'deki NATO karargahına geldi. Stoltenberg, Michel ve Von der Leyen, iki kurum arasındaki işbirliğini geliştirmeyi hedefleyen bildiriyi kameralar karşısında imzaladı.
Brüksel'deki iki komşu örgütün yöneticileri tarafından imzalanan metin, 2016 ve 2018'deki ortak bildirilerin ardından, AB ve NATO arasında güvenlik alanında imzalanan üçüncü işbirliği metni oldu.
İmza töreninin ardından düzenlenen basın toplantısında, Genel Sekreter Jens Stoltenberg, işbirliği bildirisinin önemini, "Putin, bir kaç gün içinde Ukrayna'yı alıp, bizi de bölmeyi hedefliyordu. Her iki planı da başarısız oldu. Bugün NATO ve AB, birlik içinde, son derece güçlü bir şekilde Rusya'ya karşı direnen Ukrayna'nın yanındadır. NATO'daki hayati transatlantik bağı, NATO ile AB arasındaki ortaklığı güçlendirmeye devam etmeliyiz. Ve birlikte Ukrayna'ya olan desteğimizi sürdürmeliyiz. Büyüyen stratejik rekabet dünyasında, otoriter aktörler, askeri ama aynı zamanda siyasi, ekonomik ve teknolojik araçlarla çıkarlarımıza, değerlerimize ve demokratik ilkelerimize meydan okuyor. AB ve NATO işbirliğini bir üst seviyeye çıkarma konusunda kararlıyız. Bildirimiz, NATO'nun toplu savunmamızın temeli olmaya devam ettiğini ve Avrupa-Atlantik güvenliği için gerekli olmaya devam ettiğini açıkça ortaya koymaktadır" sözleriyle açıkladı.
"Türkiye'nin meşru kaygıları"
Stoltenberg, İsveç ve Finlandiya'nın da katılımıyla, NATO'nun "Avrupa topraklarının yüzde 96'sını koruyacağını" belirterek, Türkiye ve Macaristan'ın katılım protokollerini en kısa sürede parlamentolarından geçireceğine inandığını" dile getirdi. Bir soru üzerine, Türkiye'nin vetosunu değerlendiren Genel Sekreter, şunları söyledi:
"Finlandiya'nın ve İsveç'in NATO üyelik sürecinin tamamlanacağına ve Türkiye dahil tüm ülkelerin onaylayacağına güveniyorum. Ama neler olduğunu hatırlatmama izin verin. Bu NATO tarihinin en hızlı katılım süreciydi. Finlandiya ve İsveç, Haziran ayında Madrid zirvesinde, Türkiye de dahil tüm ülkeler tarafından davet edildi. Ve Macaristan ve Türkiye hariç 28 ülke hızla katılım protokollerini onayladı. Bu zirvede, Türkiye ile İsveç ve Finlandiya arasında bir memorandum imzalandı. Bu anlaşma çerçevesinde, Türkiye'ye silah ihracatı kısıtlaması kaldırıldı. Terörle mücadele konusunda ise çalışma sürüyor. Türkiye'nin meşru güvenlik kaygıları var. Hiçbir NATO ülkesi Türkiye kadar terör saldırılarına maruz kalmıyor. Üstelik, şunu anlamalıyız ki, Finlandiya ve İsveç'in durumu eskisinden çok farklı. NATO bölgede varlığını büyüttü. Bu iki ülke bakanları ve büyükelçileri NATO toplantılarına, komitelere, NATO yapılanmalarına daha fazla katılıyor. Elbette, Türkiye ve Macaristan parlamentolarının katılım sürecinin onaylaması önemli. Ama bunun olacağından eminim."
"Egemen ve özerk Avrupa"
AB Konseyi Başkanı Charles Michel, "Putin'in ‘daha az NATO’ istediğini ancak bunun tam tersini başardığını" dile getirerek, "NATO ve AB'nin birlikte daha güçlü olduğunu" söyledi. AB'nin NATO ile hiç olmadığı kadar yakınlaştığını dile getiren Charles Michel, Avrupa'nın stratejik olarak güçlenme çabalarının NATO'ya zarar vereceği yönündeki endişelere atıfta bulunarak, "Avrupa'yı güçlendirmek, NATO'yu güçlendirmektir. Avrupa'nın egemenliği ve stratejik özerkliği her zamankinden daha gereklidir" diye konuştu.
Charles Michel'in bu vurgusu imzalanan ortak bildiride, "İki örgüt, birlikte, uluslararası barışın sağlanması için tamamlayıcı ve uyumlu bir rol üstlenmektedir. Daha güçlü ve daha yetenekli bir Avrupa savunması, küresel ve transatlantik güvenliğe olumlu katkıda bulunur ve NATO ile daha güçlü bir şekilde çalışabilir" ifadesiyle yer buldu.
İşbirliğinde 4 yeni alan
AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen de, işbirliğinin özellikle odaklanacağı dört yeni konuya değinerek, "hibrit ve siber tehditler, gelişmekte olan teknolojiler ve uzay, iklim krizinin sonuçları ve bilgi açısından kötü niyetli müdahale" konularında NATO ve AB'nin işbirliği içinde hareket edeceğini açıkladı. Von der Leyen, "Rus tehdidi en yakın tehdit olsa da tek tehdit değil" diyerek Çin'in dünya üzerinde gelişen emellerine dikkat çekti.
Von der Leyen, her iki örgütün de birlik içinde "cesur Ukrayna halkının yanında olmaya devam edeceklerini" sözlerine ekledi.
Bildiride, "Karşılaştığımız güvenlik tehditleri ve zorlukları kapsam ve ölçekte geliştikçe, ortaklığımızı bir üst seviyeye taşıyacağız. Taraflar, milyarlarca vatandaşının çıkarına olan ortak hedeflerini gerçekleştirmek için ellerindeki siyasi, ekonomik veya askeri tüm birleşik araçları seferber etmeyi taahhüt ederler" ifadesi de yer aldı.
Avrupa Birliği'nin 27 üyesinden 21'i aynı zamanda NATO'nun üyesi. Türkiye ve Macaristan’ın İsveç ve Finlandiya'nın üyeliklerini onaylamasıyla bu iki ülkenin de örgüte katılması halinde bu rakam 23'e çıkacak. Stoltenberg'in de belirttiği gibi, 30 üyeli NATO'nun "koruduğu Avrupa topraklarının" oranı da yüzde 96'ya yükselecek.