KAHIRE —
Mısır’da geçen yıl yapılan ve Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’nin devrilmesiyle sonuçlanan askeri darbeden bu yana ülkede yeni bir güvenlik tehdidi ortaya çıktı: Bu tehdidin adı Ensar Beytülmekdis adlı cihatçı örgüt. Ancak bazı uzmanlar, Mısır hükümetinin merkezi Sina’daki bu militan örgütle Mursi’nin bağlı olduğu Müslüman Kardeşler örgütünü aynı kefeye koyarak teröristleri daha da cesaretlendirdiğini düşünüyor.
Mısır hükümeti teröre karşı savaş ilan etti. Hükümete göre teröristler her yerde, herkes olabilir.
Ensar Beytülmekdis, ya da Kudüs Destekçileri adlı cihatçı grup, zaten yasaların hüküm sürmediği Sina yarımadasında ortaya çıkmıştı. El Kaide’den ilham aldığını savunan örgüt, Sina’dan İsrail’e füze saldırıları düzenledi. Ancak son zamanlarda örgütün faaliyetleri daha çok ülke içiyle sınırlı kaldı.
Örgüt önce Süveyş Kanalı’nda ticari gemi güzergahlarını hedef aldı, ama başaramadı. Sonra da bir askeri helikopteri düşürdü. Örgütün kullandığı gelişmiş silahlar, yetkilileri kaygılandırıyor.
Örgüt üyeleri Aralık ayında Mansura’da bir karakola bombalı saldırı düzenledi. Kahire’de de benzer saldırılara girişti.
Bütün bunlar Ensar Beytülmekdis’in “dünyanın en öfkeli terörist grubu” olarak tanınmasına neden oldu. Örgütün saldırıları üstlenmesine rağmen, hükümet Müslüman Kardeşler’i suçluyor.
Mansura’daki kanlı bombalı saldırının ardından Kahire hükümeti Müslüman Kardeşler’i terör örgütü ilan etti. Ancak bunu kanıtlayabilecek yeterli veri ortaya koyamadı.
Bazılarına göre, bütün bunlardan devrik Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi sorumlu. Güvenlik uzmanı Sami Seyfi el Yazal, Mursi’nin, cumhurbaşkanlığı döneminde cezaevindeki teröristleri serbest bıraktığını, diğerlerinin de ülkeye girmesine izin verdiğini söylüyor.
El Yazal, Ensar Beytülmekdis örgütünün saldırılarındaki artışı da Mursi’nin icraatına bağlıyor: “Mursi bu örgütü ülkeye davet edip Sina’ya yerleşmesini sağladı. Çünkü bu örgütler, kendisi ya da Müslüman Kardeşler tehdit altına girerse onları savunacakları yönünde Mursi’ye güvence verdi.”
Müslüman Kardeşler’in teröristlerle ilişkisi çok açık değil. Protestolara katılan öğrenci, gazeteci ya da diğer muhaliflerin terörist diye tutuklanması suyu daha da bulandırıyor.
Siyasi eylemci Vail Halil, hükümetin tavrının, terörist gruplara katılımı arttırdığını savunuyor: “Göstericilere tek yanıtınız onları vurmak ya da rastgele tutuklamak olursa, isteyerek ya da istemeden, terörist örgütlere katılımı teşvik edersiniz.”
Yabancı savaşçıların da giderek artan bir şekilde Sina’da yuvalandığı haberleri dikkate alınırsa, Suriye’de yaşandığı gibi, Mısır hükümeti de çevresinde mümkün olduğu kadar çok sayıda kişinin desteğine ihtiyaç duyabilir.
Mısır hükümeti teröre karşı savaş ilan etti. Hükümete göre teröristler her yerde, herkes olabilir.
Ensar Beytülmekdis, ya da Kudüs Destekçileri adlı cihatçı grup, zaten yasaların hüküm sürmediği Sina yarımadasında ortaya çıkmıştı. El Kaide’den ilham aldığını savunan örgüt, Sina’dan İsrail’e füze saldırıları düzenledi. Ancak son zamanlarda örgütün faaliyetleri daha çok ülke içiyle sınırlı kaldı.
Örgüt önce Süveyş Kanalı’nda ticari gemi güzergahlarını hedef aldı, ama başaramadı. Sonra da bir askeri helikopteri düşürdü. Örgütün kullandığı gelişmiş silahlar, yetkilileri kaygılandırıyor.
Örgüt üyeleri Aralık ayında Mansura’da bir karakola bombalı saldırı düzenledi. Kahire’de de benzer saldırılara girişti.
Bütün bunlar Ensar Beytülmekdis’in “dünyanın en öfkeli terörist grubu” olarak tanınmasına neden oldu. Örgütün saldırıları üstlenmesine rağmen, hükümet Müslüman Kardeşler’i suçluyor.
Mansura’daki kanlı bombalı saldırının ardından Kahire hükümeti Müslüman Kardeşler’i terör örgütü ilan etti. Ancak bunu kanıtlayabilecek yeterli veri ortaya koyamadı.
Bazılarına göre, bütün bunlardan devrik Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi sorumlu. Güvenlik uzmanı Sami Seyfi el Yazal, Mursi’nin, cumhurbaşkanlığı döneminde cezaevindeki teröristleri serbest bıraktığını, diğerlerinin de ülkeye girmesine izin verdiğini söylüyor.
El Yazal, Ensar Beytülmekdis örgütünün saldırılarındaki artışı da Mursi’nin icraatına bağlıyor: “Mursi bu örgütü ülkeye davet edip Sina’ya yerleşmesini sağladı. Çünkü bu örgütler, kendisi ya da Müslüman Kardeşler tehdit altına girerse onları savunacakları yönünde Mursi’ye güvence verdi.”
Müslüman Kardeşler’in teröristlerle ilişkisi çok açık değil. Protestolara katılan öğrenci, gazeteci ya da diğer muhaliflerin terörist diye tutuklanması suyu daha da bulandırıyor.
Siyasi eylemci Vail Halil, hükümetin tavrının, terörist gruplara katılımı arttırdığını savunuyor: “Göstericilere tek yanıtınız onları vurmak ya da rastgele tutuklamak olursa, isteyerek ya da istemeden, terörist örgütlere katılımı teşvik edersiniz.”
Yabancı savaşçıların da giderek artan bir şekilde Sina’da yuvalandığı haberleri dikkate alınırsa, Suriye’de yaşandığı gibi, Mısır hükümeti de çevresinde mümkün olduğu kadar çok sayıda kişinin desteğine ihtiyaç duyabilir.