Suriye’den Avrupa’ya geçmek için en az 3000 dolara ihtiyaç var. Bazıları daha az parayla bunu başarsa da, mülteciler için para demek güvenlik demek.
22 yaşındaki Mahmut Londra’ya ulaşıncaya kadar harcadığı her kuruşu hatırlıyor.
Mahmut, hedeflerine ulaşan bazı kişilerin hiçbir şeyi kalmadığını söylüyor ve kendisini biraz parası kaldığı için şanslı sayıyor.
Bu yıl içinde 700 binden fazla kişi Avrupa’ya sığınma başvurusu yaptı. Ancak kimin nereden geldiği ya da ne kadarının Ortadoğu ve Afrika’da savaş ve yoksulluktan kaçtığı ile ilgili güvenilir bilgi yok.
Ancak açık olan tek şey varsa bu da Suriye ve Almanya arasındaki yasal veya yasadışı girişimlerin büyük paralar kazandığı. En muhafazakar tahminler, mültecilerin harcadığı nakit paranın yüzlerce milyon dolar olduğu yönünde.
Para Nereye Gidiyor?
Türkiye’nin liman kentlerinde ayakkabıcılardan manavlara artık herkes denizcilik ürünleri satıyor. Can yeleği, cep telefonları ve önemli belgeleri sudan koruyan plastik poşetleri her yerde bulmak mümkün.
Konuştuğumuz bir kaçakçı birkaç kez “biz hizmet sağlıyoruz” diyor. Birçok mülteci de aynı görüşte. Bu insanların Türkiye ve Yunanistan arasında 20 dolara çalışan feribotlara binmeleri mümkün değil. Eve gitme riskini de göze almayı düşünmüyorlar. Bu nedenle kaçakçılara talep büyük.
Ancak Yunanistan’a giden ve batma olasılığı ortada olan bir kauçuk tekne yolculuğu en az 1000 dolara mal oluyor.
Yunan adalarına varan yolcular buradan, her gün binlerce kişiyi Atina’ya taşıyan devasa bir ticari gemiye biniyor. Bu bilet ortalama 50 dolara alınıyor. Sonbaharda bu işe el atan otobüs şirketleri teknelerden inen insanları 50 dolara sınıra götürmeye başladı.
Bazı tahminlere göre senenin sonuna kadar 1,5 milyon kişi Ortadoğu ve Afrika’yı terk ederek Avrupa’ya varmış olacak. Göçmenler Türkiye, Libya, Fas ya da başka ülkeler üzerinden farklı yollar izliyor.
Mahmut, mültecilerin çok fazla para harcadığını söylüyor.
Peki Buna Değiyor mu?
Eylül ayında Hırvatistan’da tanıştığım Nasım, saatlerdir sırada bekleyen arkadaşlarıyla birlikte Macaristan sınırına ulaşma yolları arıyordu.
Bu noktaya kadar yanındaki 3 bin doların yarıdan fazlasını harcayan Nasım henüz Macaristan’a bile varamamıştı. Mülteciler Macaristan’ı Batı Avrupa’ya varmanın önündeki büyük engellerden biri olarak görüyor.
IŞİD konrolundaki Rakka’dan kaçan Nasım’ın en büyük korkusu geri dönmek zorunda kalırsa bu yolu tekrar gelecek parası olmaması. Tanışmamızdan 2 ay sonra Almanya’da güvende olan Nasım, bir gün bilgisayar mühendisliği eğitimini sürdürmeyi hayal ediyor.
Nasım, yolculuğun zor geçtiğini ama harcadığı her kuruşa değdiğini söylüyor. Mülteci kamplarının çevresinde oluşan, giysi ve yiyecek satan esnaf dükkanlarının da aynı insan kaçakçıları ve ulaşım şirketleri gibi bir hizmet sağladığını düşünüyor.
Nasım, Avrupalılar’ın mülteci istemediğini, ancak kendisi vardıktan sonra iyi muamele gördüğünü söylüyor ve “Almanya’da mutluyum” diyor.
Ancak, mülteci başvurularının birikmesi, sığınma mülakatına alınmadan önce aylarca beklemeyi gerektiriyor. Suriye savaşta olduğu için, bu ülkeden gelenler mülteci statüsü alma konusunda kendilerini güvende hissediyor.
Buna rağmen, Avrupa’ya yeni varanlar gerekli belgelere sahip olmadan çalışma iznine sahip olamıyor ve bu izinleri alacakları da garanti değil.
Belçika’ya varanlar ise doğru kararı aldıklarından çok da emin değil.
Brüksel dışında bir kampta bir buçuk aydır bekleyen 19 yaşındaki Nur, şimdi bildiklerini daha önceden bilmiş olsaydı, gelmemeyi seçebileceğini söylüyor.
Belki ileride kendini daha iyi hissedeceğini söyleyen genç kız “şimdi mutsuzum, Avrupa’nın bundan farklı olacağını düşünmüştüm” diye konuşuyor.
BRÜKSEL —
VOA'YA ENGELSİZ ERİŞİM YOLLARI
EN SON HABERLER
VOA TÜRKÇE'DE İLK 5
1