Takma ismi Kerim olan bir kaçakçı, mültecileri taşıyan tekneleri bir göçmenin kullandığını, bir diğerinin ise kendisine her 60 saniyede bir Whatsapp’tan mesaj attığını söylüyor. Yunanistan’a kaçak girişin de belli güvenlik prosedürleri var.
Kerim, bir dakikadan sonra mesaj almaması durumunda, teknenin yerine göre Türk ya da Yunan polisini aradığını söylüyor. Böylece polis tekneyi bularak yolcuları kurtarıyor.
Ancak işler her zaman böyle gitmiyor.
İzmir’de insan kaçakçılığında büyük artış yaşanıyor. Kaçakçılık karmaşık bir ekonomik yapıya dönüşmüş durumda ve kaçakçılar güvenlik için sosyal medyayı kullanıyor. Ancak mülteciler güvenlik için kaçakçıları araştırmanın ve sistemi iyi anlamanın şart olduğunu söylüyor.
Yolculuk Planı
İzmir’de pazar yerlerinde oturan mülteciler ve kaçakçılar çay içerken yolculuk planı yapıyor. Bölgedeki oteller neredeyse tamamen dolu. Birçok insan da sokaklarda yatıyor.
Alışverişten otellerine dönenlerin ellerindeki can yelekleri, sırt çantaları ve denizdeyken cep telefonlarını saracakları balonlar göze çarpıyor. İnsanlar meydanda toplanırken, “tekne buldun mu?”, “ne zaman gidiyorsun?” gibi sorular duyuluyor.
Bazı noktalarda geçiş 10 kilometre. Ancak dengesiz, kauçuk botlara doldurulan insanlar için yolculuk son derece tehlikeli. Uluslararası Göç Örgütü’ne göre bu sene Avrupa’ya geçiş yapmaya çalışan 2 bin 760’tan fazla kişi yaşamını yitirdi. Bu geçen seneye göre yüzde 20’lik bir artışa işaret ederken, Ortadoğu ve Afrikalı mültecilerin Avrupa’ya akını devam ediyor.
Pazar yerinde insanlar gergin. Mülteciler düzenli polis baskınlarının herkesi endişeye sevk ettiğini söylüyor.
Ancak diğer kişiler neşeli. Meydandaki bir kahvehanede bir Musullu tekneye binmekten korkup korkmadığı sorusuna kahkahayla yanıt veriyor ve “başımıza gelen her şeyden sonra birazcık sudan mı korkacağız?” diyor.
Yan masadaki gençler de soruya gülüyor ve tekneye binmekten duydukları heyecanı dile getiriyor. 19 yaşındaki Kusay, yalnızca mutlu olmadığını, bunun bir rüya olduğunu söylüyor ve Almanya’ya gideceğini ekliyor.
Dört genç yolculuk planını 1 sene önce Halep’te yapmaya başladıklarını, ama gereken binlerce doları toplamalarının zaman aldığını söylüyor. Kaçakçılar, Türkiye’den Yunanistan’a yapılacak yolculuk için 1350 ile 2250 dolar arası para talep ediyor. Üstelik bu ücretin içinde mültecilerin Suriye sınırından geçiş masrafı, yiyecek, konaklama ve Yunanistan’dan Almanya’ya gitmek için gereken yol parası da yok.
Toplam masrafın kişi başı en az 3 bin dolar olduğu düşünülüyor. Bu rakam, 4 senedir savaş bölgesinde ya da mülteci kamplarında yaşayan aileler için bir servet anlamına geliyor.
Kusay, parayı toplayıp, kaçakçılarına ulaşır ulaşmaz yolculuğa çıktıklarını söylüyor.
Kaçmak Bilgi Gerektiriyor
Kusay’ın 15 yaşındaki kuzeni Kutada, gelmelerinin bir sene aldığını çünkü süreçle ilgili öğrenmeleri gereken şeyler olduğunu söylüyor.
İşi anlamanın bir yönü, ulaşılan kaçakçıyı kullanarak hayatta kalan kişilere ulaşmak. Bu genelde İzmir gibi kentlerde gerçekleşiyor. Mülteciler gerekli malzemeyi toplarken, kaçakçıların kendilerine sahilin serbest olduğunu haber vermesini bekliyor. Dört genç günlerdir yolculuğa uygun anı beklerken araştırmalarını sürdürüyor.
Mültecilerin aynı zamanda İzmir’de güvenecekleri bir kişiye gereksinimleri oluyor. Bu kişi, mültecilerin Yunanistan’a ulaşmasından sonra kaçakçıya gereken ücreti teslim ediyor. Böylece kaçakçı parayı alıp kaçamıyor.
17 yaşındaki Kais, üç kaçakçıyla oturmasına rağmen kaçakçıların insanları dolandırdığını söylüyor.
Yan masadaki adamlar kaçakçıların da mülteciler tarafından kazıklanmamak için kendi sistemleri olduğunu belirtiyor. Kerim gülüyor ve “birbirimize çok güveniyoruz” diyor.
Dört genç ne zaman yola çıkacaklarını bilmiyor ve kendilerine telefon gelmesini bekliyor.
Son hazırlıkları yaparken Kusay neşeli bir ifadeyle yanındakilere neden bu riski aldıklarını hatırlatıyor. Genç, Suriye’deki savaşın yüz binlerce kişinin yaşamına mal olduğunu söylüyor “Suriye’de hayvanlar bizden iyi yaşıyor” diyor.