Türkiye’deki siyasi parti liderlerinin sığınmacılarla ilgili geri gönderme politikaları toplumda karşılık bulmaya başladı. Kötü giden ekonomik durumun yanı sıra, Suriye’de savaşan Türk askerlerinin hayatlarını kaybetmesi, işsizlik, çevre kirliliği ve işlenen suçların artması gibi birçok olumsuz durumun nedeni olarak görülen Suriyeli sığınmacılar güvenlikleri konusunda tedirgin.
Yaklaşık 700 bin Suriyeli’nin yaşadığı Gaziantep’te VOA Türkçe’ye konuşan 17 yaşındaki lise öğrencisi Hasan, günlük yaşamlarında ırkçı nefret söylemlerine ve sözlü tacizlere maruz kaldıklarını belirtti.
“Toplum içinde Arapça konuşmaktan çekiniyoruz’’
Birleşmiş Milletler ve Avrupa ülkeleri tarafından Suriyeli sığınmacılar için yapılan yardımların, Türk devleti tarafından verildiği şeklinde ifade edilen yanlış bilgilerin, Türk ve Suriyeli vatandaşları karşı karşıya getirdiğini vurgulayan Hasan, siyasilerin vatandaşları bilgilendirirken daha dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Benim adım Hasan, 17 yaşındayım. 6 yıl önce Suriye’nin Şam bölgesinden buraya geldik. Bizimle ilgili konuşulan olumsuz her şey bizim üzerimizde kötü bir etkiye neden oluyor. Politikacıların Suriyeliler’le ilgili söylediği birçok bilgi de doğru değil. Örneğin; bizim Türkiye devletinden her ay para aldığımız söyleniyor. Bu doğru değil. Bizim aldığımız paralar Avrupa ülkelerinden ve çeşitli uluslararası yardım kuruluşlarından. Zaten bizim adımıza gelen paranın miktarı da o kadar çok fazla değil ve öyle kolay kolay herkese de vermiyorlar. Suriyeliler’le ilgili yapılan olumsuz konuşmalardan dolayı son zamanlarda yaşadığım birkaç olaydan bahsetmek istiyorum. Geçenlerde arkadaşımla AVM’de gezerken kulaklık almak için bir telefoncuya girdim. O sırada biri yanımıza gelerek ‘Siz bizim devletimizin parasıyla kendinize telefon alıyorsunuz’ diye laf attı. Biz kavga çıkmasın diye sessiz kaldık, o da bir süre sonra gitti. Yaşadığım bir diğer olayda ise tramvayla yolculuk ederken yanımızdaki insanların Suriyeliler’le ilgili ırkçı bir şekilde konuşmalarını duyduk. Ben de artık Türkçe biliyorum ve anlıyorum. O konuşmaları duyunca tedirgin olduk ve arkadaşımla Türkçe ve İngilizce konuşmaya başladık.’’
“Yarın ne olacağımız belli değil ve bu durum beni korkutuyor’’
Kamuoyunda gündemden düşmeyen Suriyeliler’in geri gönderilmeleriyle ilgili söylemlerden dolayı yarınları konusunda endişeli olduğunu ifade eden Hasan, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:
“Sürekli bizim ülkemize gönderilmemizle ilgili tartışmalar var. Yarın ne olacağımız belli değil ve bu durum beni korkutuyor. Burada kurulu bir düzenimiz var, ben şu anda liseye gidiyorum, gelecek yıl üniversite sınavına gireceğim ve okumak istiyorum. Şimdi ülkemize gönderilirsek bu nasıl olacak. Ben kalıp ailem gönderilirse yine çok kötü bir durum. Eğer biz Şam’a gönderilirsek abim askere alınacak ve ömür boyu askerlik yapmak zorunda. Birkaç yıl sonra beni de askere alacaklar. Babam ve ablamın orada cezaevine girme riski çok yüksek. Sonuç olarak Suriye’de şartlar henüz düzelmiş değil ve güvenli bir hayat sürmemiz mümkün değil.’’
VOA Türkçe ’ye konuşan uzmanlar ise siyasilerin sığınmacılarla ilgili kullandıkları dilin toplum arasında tehlikelere neden olabileceğini belirterek, 10 yılı aşkın süredir Türkiye’de yaşayan Suriyeliler’in aniden geri gönderilmelerinin insan hakları ihlali sayıldığını vurguladı.
‘‘Siyasilerin söylemleri toplumda şiddet olaylarına neden olabilir’’
Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Siyasal İletişim Uzmanı Dr. Süleyman Şahan, siyasi liderlerin topluma verdikleri mesaj konusunda daha dikkatli olmaları gerektiğini söylüyor:
“Bugün bir siyasi liderin söylemi, seçmenine verdiği mesaj, topluma verdiği mesajın geri dönüşleri olumlu veya olumsuz farklı şekillerde olabilir. Bu, toplum içerisinde belirli bir politika çerçevesinde çözülmesi gereken bir konudur. Ama biz bu işi sadece siyasi liderlerin söylemine bırakırsak toplumda hoş olmayacak durumlarla karşılaşmamız sözkonusu olabilir. Eleştirdiğimiz ve olmasını hiç istemediğimiz toplumda kamplaşmaların, şiddet olaylarının ortaya çıkması gibi olumsuz durumlarla da karşılaşma ihtimalimiz maalesef var. Dolayısıyla bir siyasi liderin söylem geliştirirken çok dikkatli olması ve bu konuyla ilgili planını, programını, nedenlerini ve sonuçlarını popülist bir söylemin ötesinde topluma gerekçeleriyle açıklaması gerekiyor.’’
“Şartlar oluşmamışsa Suriyeli sığınmacıları geri gönderemezsiniz’’
İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Sinan Taştekin de Suriye’de insanların yaşam tehlikesinin halen devam ettiği için hükümet yetkililerinin sığınmacıları geri gönderemeyeceklerini söylüyor:
“Yıllardır geçici koruma sağlanan kişiler bu ülkede bir sosyal faaliyet alanı yarattılar, bir yaşam alanı yarattılar. Kendilerince burada bir zihinsel inşa yarattılar. Buradan birden kopmaları aynı zamanda zihinsel bir ihlaldir. Ben Suriyeliler’le ilgili böyle bir durumun yaşanacağını düşünmüyorum. Çünkü son zamanlardaki ekonomik krizle birlikte hükümet yetkilileri bu aşamada Avrupa’dan gelen fonun kesilmesini istemiyorlardır. Bugün Avrupa’da ve İskandinav ülkelerinde mültecilerle ilgili bir geri gönderme boyutu sözkonusu değilse ya da kendi ülkelerinde şartlar oluşmamış ve halen yaşam tehlikeleri söz konusu ise siz bunları geri gönderemezsiniz.”
Diğer yandan mülteci karşıtı söylemlerle ilggili olumsuz etkilenen Suriyeli sığınmacılar konusunda röportaj talebinde bulunduğumuz birçok Suriyeli ise kaygılarından dolayı kamera karşısında görüş vermekten kaçındı.