Erişilebilirlik

Muhalefet cephesindeki İYİ Parti merkez sağda nerede duruyor?


İYİ Parti’de, 14 Mayıs ve 28 Mayıs’taki seçim yenilgileriyle birlikte Haziran ayındaki parti kongresinde Meral Akşener’in liderliğini pekiştirmesine rağmen farklı gerekçelerle tepki istifaları yaşanıyor.
İYİ Parti’de, 14 Mayıs ve 28 Mayıs’taki seçim yenilgileriyle birlikte Haziran ayındaki parti kongresinde Meral Akşener’in liderliğini pekiştirmesine rağmen farklı gerekçelerle tepki istifaları yaşanıyor.

Türkiye’de muhalefet cephesinde altı yıllık geçmişiyle İYİ Parti’nin merkez sağdaki boşluğu doldurabilme kapasitesi, son dönemde yaşanan istifa dalgası ve 31 Mart 2024’teki yerel seçimler sürecinde olası rolü tartışılıyor.

İYİ Parti’de, 14 Mayıs ve 28 Mayıs’taki seçim yenilgileriyle birlikte Haziran ayındaki parti kongresinde Meral Akşener’in liderliğini pekiştirmesine rağmen farklı gerekçelerle tepki istifaları yaşanıyor.

Kurucu isimler Durmuş Yılmaz’ın “muhalefet rolünde kararsız” yaklaşımıyla eleştirdiği ve Prof. Dr. Bahadır Erdem’in CHP ile ittifak kapısını kapadığı için tepki gösterdiği İYİ Parti’den istifa etmeleri sonrasında farklı ayrılıklar ortaya çıkıyor.

Muhalefet cephesindeki İYİ Parti merkez sağda nerede duruyor?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:08:40 0:00

İYİ Parti’nin “muhalefet etmesi” talepli istifaların ardından, tam tersine Cumhur İttifakı’na katılması talebinde bulunan Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu ise 2 Kasım’da İYİ Parti’den istifa ederek 7 Kasım’da iktidardaki AK Parti’ye geçti.

Ankara Milletvekili Adnan Beker ise, 16 Kasım’da istifasıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanlığı adaylığı talebiyle AKP’ye geçeceği iddiasına karşılık kendisine yönelik “ahlaksız suçlamalar ile FETÖ taktiği izlendiği” açıklaması yaptı.

TBMM’de henüz bağımsız vekil konumundaki Beker’in yanısıra kurucu kadrosundan Ümit Dikbayır’a yönelik suçlamalar da tartışmayı derinleştirdi. Partide mali işlerden sorumluyken kayıt dışı faaliyetlere izin vermediği ancak sonrasında elden para dağıtımı yapıldığı ve oğul Fatih Akşener’in etkili olduğu iddialarında bulunan Dikbayır ise, istifa etmemeyi tercih etti. Bunun üzerine Sakarya Milletvekili Dikbayır hakkında partide disiplin süreci başlatıldı.

Yerel seçimler arifesinde istifa dalgası ve maddi boyutlu iddialar içerisindeki İYİ Parti’nin, Ekim 2017’deki kuruluşundan bugüne merkez sağda güçlü siyasi parti olma hedefinde nerede olduğu önemli gündem başlıklarından birisi.

VOA Türkçe’nin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Tanju Tosun ve Prof. Dr. Evren Balta’nın her ikisi de, İYİ Parti’nin merkez sağda boşluğu doldurmaktan uzak olduğu görüşünü paylaştı. Balta, yerel seçimlerde adaylara bağlı olarak seçmenler tarafından sandıkta birleşme sağlanabileceğini kaydetti. Tosun ise, İYİ Parti’nin kendi kaybedeceği gibi muhalefete de kaybettirebileceğini dile getirdi.

“Seçmen tabanında merkezde boşluk oluşmaya başladı”

Türkiye’de seçmen tercihine bakıldığında merkez sağ eğilimdeki seçmenleri AK Parti’nin kendi bünyesinde buluşturduğunu ve yıllarca kontrol ettiğini anlatan Prof. Dr. Tosun, “Ancak kademeli olarak AKP’nin oy oranlarındaki düşme dikkate alındığında, geçmişte Anavatan Partisi (ANAP) ile Doğru Yol Partisi’ne (DYP) oy vermiş seçmenlerce AKP’den yavaş yavaş uzaklaşıldığı tablosunu görüyoruz. Dolayısıyla seçmen tabanında bir boşluk oluşmaya başladığını söyleyebiliriz” tespitini ifade etti.

İYİ Parti’nin doğuş aşamasında altı yıl önce böyle bir boşluk belirgin değilken ekonomik krizde boşlukta büyüme gözlendiğini kaydeden Tosun, “İYİ Parti, duruşuyla, kimliğiyle bu merkez sağı dolduruyor mu diye baktığımızda, bence İYİ Parti’nin imajı yüzü örgüte dönük, sırtı seçmene dönük görünüyor. Dolayısıyla örgüt içinde fire vermemeye çalışan ve örgüt için siyaset yapan bir parti imajı çiziyor. Oysa AKP’den uzaklaşan merkez sağ taleplerini dikkate alarak o doğrultuda siyaset üretmek yerine daha milliyetçi çizgide bir rekabet etmeye yönelme çabasındaki bir İYİ Parti sözkonusu. ‘Demokrat, Kalkınmacı ve Milliyetçi’ söylemiyle müstakil bir kimlikten öte milliyetçi söylemle örgütüne yüzünü dönüyor. Dolayısıyla merkez sağdaki boşluğu dolduracak şekilde merkezi pozisyon almak yerine milliyetçi sağ ufak adımlarla ilerliyor. Bunun da başarı getirmesi, şu aşamada kolay görünmüyor” diye konuştu.

Tanju Tosun, İYİ Parti’deki tartışmalara bakıldığında, Durmuş Yılmaz ile Bahadır Erdem’in istifalarının seçim süreciyle muhalefet çizgisine ilişkin eleştiriler kaynaklı olduğunu hatırlattı.

Sonrasındaki istifalarda ise işadamları örneğinde “ideolojik görünümlü eleştiri altında sermaye doğası” olduğunu belirten Tosun, “Mesleki profillerine baktığımızda iş dünyasından isimler neden İYİ Parti’den ayrıldı diye baktığımızda, bence Mayıs seçimlerde parlamentoda güçlü bir temsil beklentisi ile Cumhurbaşkanlığı’nın kazanılacağı tablosu ortaya çıkmadığı için gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Sermaye doğası gereği, seçim sonrasında iktisadi beklentilerle özellikle iktidar partisine AKP’ye yaklaşma beklentisini ifade etti. İzlediğim kadarıyla İYİ Parti’de bu noktada bir sınıfsal temelli bir tepki ve ayrışma sözkonusu. İlk istifalarda ise politika üretme ve yöntem konusunda bir ayrılık sözkonusuydu” tespitlerinde bulundu.

VOA Türkçe’nin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Tanju Tosun ve Prof. Dr. Evren Balta’nın her ikisi de, İYİ Parti’nin merkez sağda boşluğu doldurmaktan uzak olduğu görüşünü paylaştı.
VOA Türkçe’nin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Tanju Tosun ve Prof. Dr. Evren Balta’nın her ikisi de, İYİ Parti’nin merkez sağda boşluğu doldurmaktan uzak olduğu görüşünü paylaştı.

“Seçmenler sağ siyasette uçlara doğru kayıyor”

Türkiye’de uzun zamandır merkez sağda boşluk olduğunu söyleyen Prof. Dr. Evren Balta, “Dünyada küresel olarak merkez sağ siyasette erime olan bir dönemden geçiyoruz. Seçmenler sağ siyasette uçlara doğru kayıyor. Merkez sağda bir kriz olduğunu söyleyebiliriz” tespitini aktardı.

“İYİ Parti kutuplaşmış evrende seküler, milliyetçi, üçüncü yol arayışı olarak yola çıktı. En başından beri işi zordu” diyen Balta, İYİ Parti’nin kuruluşunda AK Parti’yle ortaklığa karşı çıkmış MHP’li kadrolar tarafından “seküler milliyetçilik” temelinde MHP’den kopuş olduğunu hatırlattı.

İYİ Parti’nin ilk döneminde yüzde 15’in üzerindeki seçmen kitlesine ulaştığını ve aslında bunun merkez sağdaki boşluğu doldurma adımı olduğunu işaret eden Balta, “Ancak kadrosunun kendi seçmeninden daha milliyetçi olması sorun oluşturdu. İYİ Parti kimdir, neyin karşılığı olduğu sorusuna iyi bir yanıt verilememesi kaynaklı şekilde lider partisi olarak kalması sorun oluşturuyor. İstifalardan önemli kısmı, seçim stratejisinden memnuniyetsizlikten kaynaklı ve bir kısmı da CHP’yle işbirliğine devam edilmemesi kaynaklı görünüyor. Bir kısmı AKP’yle ortaklık talebiyle yaşanıyor. Seçimi kaybetmiş bir siyasi partide, belirli bir düzeyde beklenecek gelişmeler olduğunu söyleyebiliriz. Şimdi ise İYİ Parti içinde yenilenme sağlanmadığı gibi müstakil siyaset ne tür getiri sağlayacak belli değil. Parti bir kimlik, bir dava partisi değil. Geçtiğimiz altı yıl içerisinde hangi kimliği, hangi davayı temsil ettiği sorusuna yanıt veremedi” dedi.

İYİ Parti’nin tutumu yerel seçimlerde nasıl etkide bulunacak?

Özyeğin Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Evren Balta, Türkiye’nin mevcut siyasi düzenlemeleri kapsamında İYİ Parti’nin seçimlerde çok fazla koltuk kazanabilecek bir siyasi parti olmadığını ancak aslında seçim yenilgisiyle birlikte muhalefet cephesindeki tüm partiler açısından yeniden kendine yönelme, müstakil siyaset eğilimi olduğunu açıkladı. Sadece İYİ Parti’nin değil HEDEP’in de (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) CHP’nin de benzer durumda olduğunu kaydeden Balta, “Muhalefet cephesinde ittifak kelimesi kirlenmiş durumda” diyerek, yerel seçimler için tüm partilerde kendi seçmenleriyle yeniden ilişki kurma ve rüştünü ispatlama arayışı olduğunu söyledi.

Yerel seçimler için şimdi “işbirliği” ifadesiyle tüm siyasi partiler tarafından müzakere gücünü arttırma çabası sergilendiğini belirten Balta, İYİ Parti’nin “müstakil siyaset” kavramıyla kendi seçmen kitlesi için arayışta olduğunu kaydederek, “Muhalefet cephesinde rüştünü ispat etmeyen ama işbirliğinden de kaçınan siyasi parti kaybedecektir. Kimi isimler üzerinde partiler anlaşmadan da yerel seçimlerde seçmenler anlaşma sağlayabilecektir. Örneğin Ekrem İmamoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Mansur Yavaş ile Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) seçimlerinde böyle olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Muhalefet cephesindeki mevcut polemiklere dikkat çeken Balta, “Asıl sorun şu anda mevcutta birbirlerine biraz söylemlerde düşmanca ifadeler kullanılması. Stratejik açıdan bir yanlışlık olarak düşmanlaştırması sıkıntı yaratıcı görüyorum. Seçim yenilgisinde kim suçlu tartışması uzadıkça işbirliği havasını olumsuz etkileyecek bir iklim görünüyor” diye konuştu.

Prof. Dr. Tanju Tosun, İYİ Parti’nin MHP’yle “milliyetçilik” söylemine bağlılık ile mücadelesini ise zor gördüğünü belirterek, “MHP’nin hem sert bir ideolojisi var hem de geleneksel olarak hiyerarşisi güçlü bir parti. AKP’nin koalisyon ortağı olmasıyla da MHP’nin parti örgütü, iktisadi beklentilerini karşılıyor görünüyor. Şimdi İYİ Parti, hem iktidarda değil hem de nerede olacağı konusunda bir pozisyon alamadığı için milliyetçi seçmen ki orta Anadolu ağırlıklı seçmen kitlesi iktidarda olmayı tercih edebilecektir. Dolayısıyla merkez sağdaki milliyetçi uç seçmenler MHP tarafından kontrol ediliyor. Bir yandan İYİ Parti, MHP’nin seçmenleri için cazibe merkezi olmaz iken; İYİ Parti’ye MHP’den gelmiş elitleri ise İYİ Parti’nin merkezde olmasını güçleştiriyor. Bu nedenle yerdel seçimlerde işi zor” dedi.

Yerel seçimler için “seçmenlerde İYİ Parti’yle ilgili oy verdiğimizde seçimi kazanır algısı yok” diyen Tosun, Mayıs seçimlerinden bugüne İYİ Parti’nin seçmen nezdinde itibar kazanması için herhangi bir somut gelişme olmadığını söyleyerek, “Muhalefet cephesi açısından mevcut durumda CHP açısından da kazanacakları belediye sayısında düşme olması muhtemel. Bence İYİ Parti’siz bir muhalefet cephesinde işbirliği olmadan gidilecek yerel seçimlerde İYİ Parti kendisi kaybedeceği gibi muhalefete de kaybettirme olasılığı yüksek görünüyor” diye ekledi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

Forum

XS
SM
MD
LG