KAHİRE —
Mısır’da iki yıl önce yapılan halk devrimi demokratik temsil açısından başlangıçta umutlar verse de, ülkede kadınların durumu hala belirsizliğini koruyor. İnsan hakları örgütleri, kadınlara yönelik şiddetin arttığına dikkati çekerek devletin duruma müdahale etmesini istiyor.
Mısır’da eski yönetimi deviren devrimde kadınlar da önemli rol oynadı. Ama devrimin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kadınlar bunun karşılığını almış değil. Hatta kişisel güvence alanında durumları daha da kötüleşmiş durumda.
İnsan Hakları Gözlem’den Heba Morayef de bu görüşte: “Çok sayıda dayak, cinsel taciz hatta yakın zamana kadar toplu tecavüz olayları yaşandı. Devlet bunlara karşı hiçbir önlem almadı.”
Hükümeti kadınlara yardım için adım atmaya ikna çabaları da bir işe yaramamış. Psikolog Farah Şaş, cinsel şiddet kurbanlarına yardımcı oluyor: “Kadın sorunlarını parlamentoda ya da kamuya açık tartışmalarda ortaya atsak, hep bunun öncelik olmadığını söylüyorlar. Kadınların korunmalarının ve temsil hakkının mevcut devrim ve siyasi süreçte öncelik olmadığını savunuyorlar.”
Kadın hakları daha önce de güvence altında değildi. Ancak uzmanlara göre Mısır’da geçen ay tartışmalarla kabul edilen yeni anayasa, bu temel hakları daha da kısıtlıyor. Kadınlar durumdan kaygılı.
Yalnızca kadınları koruyan yasaların çıkarılması da yetmeyebilir. İnsan hakları örgütleri, kadını yardımcı role oturtan eğitim sisteminin, gençleri işsiz bırakan ekonomik sistemin ve saldırgan yerine kurbanı sorumlu tutan toplumsal sistemin ciddiyetle elden geçirilmesi gerektiğini savunuyor.
Bazı sivil toplum kuruluşları mitinglerde kadın hakları ve diğer sorunlara yer veriyor. İnsan hakları örgütlerine göre bu kuruluşlar kadınlar konusunda bir tür bilinçlenme yaratsa da, bunların arkasında yatan temel görüşü ters buluyor.
Şaş, “Kadınlar sokaklarda sürekli insan kalkanları arasında yürüyemez. Sistemin bizi de koruduğundan, erkeklerin sokaklarda yürürken bize cinsel obje olarak bakmadığından emin olmalıyız,” şeklinde konuşuyor.
Vatandaşlara koruma yetkisi verilmesini de kaygı verici bulanlar var.
Morayef, “Yurttaşlara şiddete bulaşma yetkisi tanıyan yeni izin çok tehlikeli. Bu, kahramanlık taslayanların meydanı boş bulmasına yol açacak,” diyor.
İnsan hakları örgütleri İslamcı hükümetin icraatlarını kaygıyla izliyor, bireysel güvenliğin arttırılması yönünde adımlar atılmasının liderler de dahil herkesin yararına olacağını söylüyorlar.
Mısır’da eski yönetimi deviren devrimde kadınlar da önemli rol oynadı. Ama devrimin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kadınlar bunun karşılığını almış değil. Hatta kişisel güvence alanında durumları daha da kötüleşmiş durumda.
İnsan Hakları Gözlem’den Heba Morayef de bu görüşte: “Çok sayıda dayak, cinsel taciz hatta yakın zamana kadar toplu tecavüz olayları yaşandı. Devlet bunlara karşı hiçbir önlem almadı.”
Hükümeti kadınlara yardım için adım atmaya ikna çabaları da bir işe yaramamış. Psikolog Farah Şaş, cinsel şiddet kurbanlarına yardımcı oluyor: “Kadın sorunlarını parlamentoda ya da kamuya açık tartışmalarda ortaya atsak, hep bunun öncelik olmadığını söylüyorlar. Kadınların korunmalarının ve temsil hakkının mevcut devrim ve siyasi süreçte öncelik olmadığını savunuyorlar.”
Kadın hakları daha önce de güvence altında değildi. Ancak uzmanlara göre Mısır’da geçen ay tartışmalarla kabul edilen yeni anayasa, bu temel hakları daha da kısıtlıyor. Kadınlar durumdan kaygılı.
Yalnızca kadınları koruyan yasaların çıkarılması da yetmeyebilir. İnsan hakları örgütleri, kadını yardımcı role oturtan eğitim sisteminin, gençleri işsiz bırakan ekonomik sistemin ve saldırgan yerine kurbanı sorumlu tutan toplumsal sistemin ciddiyetle elden geçirilmesi gerektiğini savunuyor.
Bazı sivil toplum kuruluşları mitinglerde kadın hakları ve diğer sorunlara yer veriyor. İnsan hakları örgütlerine göre bu kuruluşlar kadınlar konusunda bir tür bilinçlenme yaratsa da, bunların arkasında yatan temel görüşü ters buluyor.
Şaş, “Kadınlar sokaklarda sürekli insan kalkanları arasında yürüyemez. Sistemin bizi de koruduğundan, erkeklerin sokaklarda yürürken bize cinsel obje olarak bakmadığından emin olmalıyız,” şeklinde konuşuyor.
Vatandaşlara koruma yetkisi verilmesini de kaygı verici bulanlar var.
Morayef, “Yurttaşlara şiddete bulaşma yetkisi tanıyan yeni izin çok tehlikeli. Bu, kahramanlık taslayanların meydanı boş bulmasına yol açacak,” diyor.
İnsan hakları örgütleri İslamcı hükümetin icraatlarını kaygıyla izliyor, bireysel güvenliğin arttırılması yönünde adımlar atılmasının liderler de dahil herkesin yararına olacağını söylüyorlar.