Londra’da Ekim ayındaki 700 bin kişilik yürüyüşün rekoru Mart’ta kırıldı. Cumartesi günkü randevuya İngiltere’nin dört bir yanından otobüsler ve trenler dolusu yolcunun akın ettiği sosyal medyadan paylaşıldı.
Ellerinde AB bayrakları, Brexit karşıtı pankartlar, ilginç makyaj ve kostümlerle gelenler Hyde Park’ın köşesinde buluştu. Öğlen 12:00’de başlayan yürüyüşte istikamet parlamento meydanıydı. Polis göstericilerin yaklaşık 5 kilometrelik yürüyüş istikametinde trafiği kesti, güvenlik tedbirleri aldı.
People’s Vote adlı Brexit karşıtı organizasyonun düzenlediği yürüyüşün amacı Brexit’de son sözü halkın söylemesi gerektiğine kamuoyunu ikna etmekti. Sloganlara, ellerindeki pankartlardaki mesajlara bakılırsa özünde Brexit’e karşılardı ancak elde, 2016 Haziran tarihli net bir referandum sonucu vardı. İngiltere’nin %51.9’u AB’den ayrılma yönünde karar vermişti. O referandum sonucuna itiraz etmek, oy verenlere saygısızlık sonucunu da içerdiğinden en azından son kararda bir kez daha halka gidilmesi gerekir düşüncesine ülkedekileri ikna etmeye çalışıyorlardı.
Yürüyenlerin arasında sivil toplum örgütleri, sendikalar, siyasi parti temsilcileri de vardı. Başından beri Brexit karşıtı tavrıyla kendini belli eden Londra Belediye Başkanı Sadık Han’da yürüyüşteydi.
Kalabalık bandolu, davullu, şarkılarla Parlamento meydanına kadar yürüdü. Kalabalığın bir ucu istikamete 2 saat öce varmışken diğer ucu Hyde Park’ın oradan yürümeye devam ediyordu.
Sosyal medyadan renkli görüntüler paylaşılıyordu. Bu arada Parlamentonun e-dilekçe sayfasında “AB’den çıkış iptal olsun” talebinin altına 5 milyona yakın kişinin imza attığı da heyecanla paylaşılıyordu.
Yürüyüşün nihayete erdiği yerde kurulu sahneden konuşmalar yapıldı, işlerin kötüye gittiğine ilişkin hazırlanmış videolar izletildi. Saat 16.00’da da izne tabi gösteri sona erdi. Kalabalığın dağılmaya daha erken saatlerde başlamış olmasına rağmen arkadan gelenlerle meydan bir türlü boşalmadı. Bu amaçla Ekim 2018’de yapılan en son mitingde polis kayıtlarına göre 700 bin kişi toplanmıştı ancak haber kuruluşları son yürüyüşe bir milyonun üzerinde kişinin katılmış olabileceğini bildiriyor.
Bundan sonra ne olur?
İngilizlerin büyük kararlar öncesi milyonlarca kişiyle sokaklara dökülmesi ilk değil. 2001’de Tony Blair hükümetine Irak’a operasyona İngiltere’nin katılmaması mesajını verme çabaları da, epey başarılı kampanyalarla sokaklarda kalabalıkları toparlamayı başarmış ancak hükümetin kararını etkilememişti.
İktidar elinde 2016 referandumunu tuttuğu sürece bu kalabalığın da sonucu değiştirmeyeceği konuşuluyor.
Ancak her ne olursa olsun 1 milyon kişilik kalabalığın sokaklara dökülmesi tek başına bile, bir başarı olarak görülüyor. Buna, Brexit istemeyen e-dilekçedeki 5 milyon kişi de eklenince, Brexit karşıtları haftaya elinde iki değerli fırsatla başlayacak gibi görünüyor.