MJ: Michael Jackson’un Dehası adlı yeni bir kitap 2009 yılında 50 yaşında hayatını kaybeden Michael Jackson’ın başarısının ardındaki nedenleri irdeliyor.
Michael Jackson’un müzik kariyeri 1960’lı yılların ortasında, henüz 10 yaşını doldurmadan başladı. Jackson 5 grubunun en genç üyesi olan Michael, daha sonra gruptan ayrılarak müzik kariyerine tek başına devam etti ve tüm zamanların en büyük pop yıldızlarından biri oldu. Albümleri dünya çapında 400 milyondan fazla satan Jackson kariyeri boyunca 13 Grammy ödülü aldı. 2009 yılında 50 yaşında hayatını kaybeden Jackson hakkında birçok kitap yazıldı. MJ: The Genius of Michael Jackson, MJ: Michael Jackson’un Dehası adlı son kitap da ünlü yıldızı yeniden gündeme taşıdı.
Kitabın yazarı Steve Knopper, Michael Jackson’ı yakından tanıyan 400 kişiyle üç yıl boyunca söyleşiler yaptı. Akrabalarından arkadaşlarına, ünlü şarkıcılardan plak şirketi yöneticilerine birçok kişiyle görüşen yazar, Pop Kralı’nın niçin bir dahi olduğunu araştırdı.
Michael Jackson’un çok yönlü bir dahi olduğunu söyleyen yazar Steve Knopper, sanatçının içinden gelerek şarkı söylemesinin, popüler kültürde dansın çok da büyük yer kaplamadığı bir dönemde kendine özgü dans figürleriyle ortaya çıkmasının ve olağanüstü şarkılar yazmasının bu dehanın ürünleri olduğunu söylüyor.
Michael Jackson-Quincy Jones ilişkisi
Michael Jackson’un başarısına başarı katmasını sağlayan etkenlerden biri de başka sanatçılardan çok şey öğrenme becerisi ve farklı deneyimleri özümseyebilmesiydi.
Jackson, 1970’li yılların sonunda efsanevi müzik yapımcısı Quincy Jones’la işbirliği yapmaya başladı.
Yazar Steve Knopper, Jones’un bazen kayıt stüdyosuna koca bir ekiple geldiğini, bazen de Jackson’la şarkıları üzerinde birebir çalıştıklarını söylüyor. Ünlü şarkı yazarı Rod Temperton gibi isimlerle çalışan Quincy Jones, ‘Thriller’ gibi unutulmaz Jackson şarkılarının ortaya çıkmasında büyük rol oynadı.
Müzik dünyasında ırk engelini aşmak
1982 yılında piyasaya sürülen ‘Thriller’ albümü, pop müzikte ırk engelini yıktı.
1970’li yılların başından itibaren üç-dört sene boyunca disko müziğinin etkili olduğunu söyleyen Knopper, bu türün o dönemde artık yavaş yavaş etkisini kaybetmeye başladığını belirtiyor. Michael Jackson’un ‘Thriller’ albümü piyasaya sürüldüğü sıradaysa radyo istasyonları, MTV gibi müzik yayını yapan televizyon kanalları ve müzik endüstrisi hala ırk ayrımının etkisindeydi. Siyah sanatçıların kent merkezlerinden yayın yapan radyoların gözdesi olduğu, beyazlarınsa Rock ya da Top 40 gibi listelerde başı çektiği sırada Quincy Jones ve Michael Jackson, herkes için yepyeni bir müzik yapmaya karar verdi.
Irk engelini kaldırmanın bir başka yolu da beyaz müzisyenlerle ortak çalışmalar yapmaktı. Örneğin Michael Jackson ‘The Girl is Mine’ şarkısında Beatles üyesi Paul McCartney’le düet yaparak bunu başarmaya çalıştı.
Knopper, Michael Jackson’un Paul McCartney aracılığıyla beyaz radyo istasyonlarınca da şarkıları çalınan bir sanatçı haline gelmeyi amaçladığını söylüyor. Bundan sonrasıysa çorap söküğü gibi geldi ve ‘Beat It’ şarkısında beyaz Rock sanatçısı Eddie Van Halen’le işbirliği yapan Jackson, başarısını perçinledi.
Ay yürüyüşü
Michael Jackson’un en çok tanınan dans hareketi, aynı anda hem öne hem de geriye yürüyormuş izlenimi yaratan Ay Yürüyüşü.
Knopper, Michael Jackson’un Ay Yürüyüşü dansını, Soul Train adlı sevilen müzik programında dans eden Casper Candidate, Cooley Jackson ve Jeffrey Daniels’dan esinlenerek geliştirdiğini söylüyor.
Programda, şarkısı ‘Working Day and Night’ eşliğinde dans eden Candidate, Jackson ve Daniels’ı çok beğenen Jackson, aynı dans figürlerini kendisine de öğretmeleri için üçlüyü davet etmiş. Michael Jackson “Ay Yürüyüşünü” öğrenmekte çok zorlanmış ancak uzun süre üzerinde çalıştıktan ve pratik yaptıktan sonra hareketi öğrenmiş.
İnatçı olmak yaratıcılığı destekliyor
Michael Jackson, şarkılarında melodiyle sözlerin birbiriyle uyumlu olduğundan emin olmak için inatla çalışan bir sanatçıydı. Bazı şarkıların Jackson’un yıllarını aldığı biliniyor. 1995 tarihli History albümünden ‘Earth Song,’ buna bir örnek.
Knopper, Michael Jackson’un çok iyi baladlar yazdığını ancak ‘Earth Song’ un şarkıcının en iyi baladı olduğunu söylüyor. Yazar, “’Earth Song,’ çevreyi, dünyayı ve çocukları kurtarmakla ilgili bir şarkı. Jackson bu şarkıyı yazmaya 1990‘ların başında Dangerous albümünün çalışmaları sırasında yapımcı Bill Bottrell’in de aralarında bulunduğu birçok kişiyle işbirliği yaparak başladı. Şarkı üzerinde 7-8 yıl uğraştıktan sonra nihayet piyasaya sürdü,” diyor.
Moda ikonu
Michael Jackson birçok kişiden ilham almış olsa da kendi tarzını yaratan bir sanatçıydı. Yazar Knopper’a göre Jackson, kendi moda anlayışını da bu şekilde oluşturdu.
Yazar Knopper, ”Michael Jackson, kariyerinin büyük bölümü boyunca giydiği askeri tarzı ceket için İngiliz şarkıcı Adam Ant’ten ilham almıştı. Ay Yürüyüşü dansı için giydiği ünlü siyah ceketiyse annesinden ödünç almıştı. Sahnede yıllarca giydiği siyah ayakkabılar ve beyaz çoraplar, dansın efsanesi Fred Astaire’ye bir göndermeydi. Yüksek paçalı pantolonlarla hep beyaz çorap giyerdi, bunun amacı siyah yüzeyde ayaklarının kolaylıkla görülebilir olmasını sağlamaktı” diyor.
Steve Knopper, Michael Jackson’un dehası sayesinde küresel çapta popüler kültürün en büyük olgularından biri haline geldiğini, Jackson’un popüler müziğe etkisinin nesiller boyu süreceğini söylüyor.