Milli Savunma Bakanı (MSB) Yaşar Güler, Irak’ın kuzeyinde yaşanan asker kayıpları nedeniyle muhalefet cephesinden yöneltilen kış koşullarıyla ilgili eleştirilere TBMM’de yanıt verdi. Güler, “Kahraman evlatlarımız, üs bölgelerinde her türlü donanıma sahip bir şekilde görev yapıyorlar. Mehmetçiğin ihtiyaç duyduğu her türlü silah, araç, gereç ve mühimmat ile lojistik, iaşe ve ikmal malzeme akışı da kesintisiz ve tam olarak karşılanmaktadır” dedi.
Son bir ay içinde Pençe–Kilit Harekâtı kapsamında Irak’ın kuzeyinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) 22 Aralık’ta 12 asker ve ardından 12 Ocak’ta 9 asker kaybı yaşaması, TBMM’nin bugünkü ana gündem maddesi oldu.
TBMM Genel Kurulu, bütçe müzakeresi sonrasında mesaiye ara vermesinin ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yönettiği bugünkü oturumunda terör gündemiyle çalışmaya başladı.
AK Parti’li TBMM Başkanı Kurtulmuş, oturumu açış konuşmasında, dünyada “vekaletler savaşı” olarak da adlandırılan, terör örgütleri aracılığıyla “acımasız bir neoemperyal saldırı” ortamı yaşandığını söyledi.
Türkiye’nin devlet olarak bekasını koruması için tavizsiz şekilde terörle mücadele etmesi gerektiğini kaydeden Kurtulmuş, Türkiye’nin komşusu tüm ülkeleri de teröre karşı birlikte mücadeleye davet etti.
Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, TBMM’de Kürt siyasi hareketi temsiline karşı çıkmasına rağmen Kurtulmuş’un ise, terör önündeki en büyük engeli demokrasi ve TBMM olarak tanımlaması ise dikkat çekti. Kurtulmuş, “Terörün önündeki en büyük engel demokratik meşruiyetimizin kaynağı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir (TBMM), bizzati siyasetin kendisidir, burada yer alan milletvekilleridir ve TBMM’nin ruhudur. Demokrasi ve özgürlüklerimizi korumak siyasetin kapsayıcılığıyla, siyasete sahip çıkmakla mümkündür. Dolayısıyla siyasetin imkanlarını, araçlarını, yöntemlerini çoğaltacağız, güçlendireceğiz ama siyasetin imkânlarının da asla suistimal edilmesine müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
Kurtulmuş’un bilgilendirme konuşması için kürsüye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’i daveti sırasında “paşam” ifadesini kullanmasına ise, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP’li Ali Öztunç ve Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt tepki gösterdi. “Paşa değil bakan” tepkisi üzerine Kurtulmuş, Güler’i bu sefer “bakanımız” ifadesiyle kürsüye çağırdı.
“Türkiye’nin terörle mücadelesi artık sınır ötesi odaklı” mesajı
Milli Savunma Bakanı Güler, bilgilendirme konuşmasında, Irak ve Suriye’de yaşanan istikrarsızlıklar, idari otoriteden yoksun olmaları nedeniyle sınırlarda oluşan hassasiyet, terör örgütleri ve destekçileri tarafından istismar durumu yaşandığını söyledi.
Türkiye’ye yönelik 2015 yılından itibaren sınırlardan terör örgütü sızmalarında artış olduğunu kaydeden Güler, “Suriye’de yuvalanan PKK/PYD ile DEAŞ terör örgütü tarafından henüz Suriye’nin kuzeyindeki harekâtlarımızı icra etmeden önce, sınırlarımıza yönelik, 1546 adet füze ve havan saldırısı yapıldı. Suriye’den yapılan ve Suriye kaynaklı terör saldırıları sonucunda; 600’den fazla vatandaşımız hayatını kaybetti ve 1000’den fazla vatandaşımız yaralandı. Irak’ın kuzeyinden de ülkemize geçiş yapan teröristler; karakollarımıza, üs bölgelerimize saldırılar yapmaktaydı. Hatırlatmak gerekirse; 2007’de Dağlıca’da 12 şehit, 2008’de Aktütün’de 15 şehit, 2009’da Hantepe’de 6 şehit, 2010’da Gediktepe’de 11 şehit, 2011’de Çukurca’da 24 şehit, 2012’de Beytüşşebap’ta 12 şehit verdik” hatırlatmasında bulundu.
Türkiye’nin 2015 yılı sonrasında artık sınırları ötesinde daha etkin ve kalıcı tedbirler almak gerektiği görüşüyle terörle mücadelede konsept değişikliğine gittiğini açıklayan Güler, “Suriye’de icra ettiğimiz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekâtları ile terör örgütlerini bertaraf ettik ve Suriye hududumuzun yüzde 63’ünü ileriden kontrol altına almayı başardık. Bu operasyonlarla sınırlarımızda kurulmak istenen terör koridorunu parçalarken; aynı zamanda bölgede yaşayan veya göç etmiş olan Suriye vatandaşları için güvenli ve istikrarlı bir yaşam alanı oluşturduk” ifadesini kullandı.
Irak sınırında ise Türkiye’nin terör örgütü unsurlarını engellemek amacıyla üs bölgeleri kurduğunu belirten Güler, “Sinat-Haftani’nden Hakurk’a kadar uzanan yaklaşık 300 kilometrelik Türkiye-Irak sınır şeridinde, ortalama 15 ile 30 kilometre derinlikte güvenli hat oluşturulmuştur. Pençe serisinin sonuncusu, 17 Nisan 2022’de başlatılan Pençe-Kilit Operasyonu ile kilit kapatılmış ve Irak sınırımız tümüyle emniyete alınmıştır. Pençe harekâtlarımız sonrası ağır tahribata uğrayan PKK, mevcut durumu aşmak maksadıyla harekat alanlarımızı, öncelikli hedef haline getirmiştir. Tüm bu saldırılarda, teröristlerin sızma eylemlerinde bulundukları bölgelerde, kendilerine müzahir sivil yerleşim yerlerini de örtü olarak kullandıkları görülmektedir. Şu an eğer orada olmasaydık, sınırlarımıza yönelik saldırılar devam edecekti ve kendi şehirlerimizde daha büyük bedeller ödeyecektik. Bugün artık yurt içinden tek bir şehit haberi gelmiyor. Bu da terörü kaynağında yok etme stratejimizin başarısını gösteriyor” diye konuştu.
Güler: “Mehmetçik’in ihtiyacı tam olarak karşılanmaktadır”
Türkiye’de başta CHP olmak üzere muhalefet cephesi, Aralık’ın son haftasındaki saldırıyla 12 Ocak’taki saldırıda yaşanan asker ölümleri nedeniyle kış şartlarında yeterli güvenlik, barınma ve sağlık koşulları sağlanıp sağlanmadığını sorguluyordu.
Muhalefet cephesince yapılan kış koşullarıyla ilgili eleştirilere de yanıt veren Güler, “Kahraman evlatlarımız, üs bölgelerinde her türlü donanıma sahip bir şekilde görev yapıyorlar. Teknolojinin sağladığı imkânları da etkin bir şekilde kullanıyorlar. Mehmetçik’in ihtiyaç duyduğu her türlü silah, araç, gereç ve mühimmat ile lojistik, iaşe ve ikmal malzeme akışı da kesintisiz ve tam olarak karşılanmaktadır. Şu anda Pençe-Kilit Harekâtı alanında 53; diğer Pençe alanlarında da 27 olmak üzere toplam 80 doktorumuz görev yapmaktadır. Yine Pençe-Kilit Harekâtı’na Sağlık Bakanlığımız tarafından 15 Nisan 2022 tarihinden itibaren faaliyetlerine başlayan Çukurca/Hakkâri Işıklı Seyyar Sahra Hastanesi ile sağlık hizmet desteği sağlanmaktadır. 36 yatak kapasiteli bu hastanemizde 14 tabibimiz görev yapmakta; acil servis, ameliyathane, yoğun bakım ünitesinin yanı sıra ihtiyaç duyulan çeşitli tıbbi cihazlar da bulunmaktadır. Yaralılarımız olması durumunda tahliyeler, hava şartları ile harekât emniyetinin gerekleri dikkate alınarak helikopterler dahil en seri vasıtalarla üs bölgelerinden yapılmaktadır. Bu konudaki hassasiyetimiz, en üst seviyededir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” diye konuştu.
Güler, sözlerinin devamında, “Üs bölgelerimiz mütemadiyen güçlendirilmektedir. Örneğin Pençe bölgelerine toplam 620 km yol, 3 tane köprü yapılmıştır. Yine operasyon bölgelerine 1173 yaşam konteyneri, 2869 jeneratör, 2482 soğuk iklim çadırı; 3760 adet klima dahil radyatör ve soba ısıtıcı gönderilmiştir” bilgisini verdi.
Güler, Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyinde yürüttüğü sınırötesi operasyonlara ilişkin ayrıca “1689 terörist, etkisiz hale getirilirken; bölgede teröristlerin döşediği 5023 mayın/EYP temizlenmiş, 2 bin 477 mağara ve sığınak kullanılamaz hale getirilmiş; ayrıca 3 bin 416 silah ile 1 milyon 390 bin 421 mühimmat ele geçirilmiştir. Millî İstihbarat Teşkilatı ile koordineli olarak yürütülen söz konusu harekâtlarda, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde tespit edilen toplam 114 hedef imha edilmiştir” bilgilerini aktardı.
Fidan KYB’yi hedef aldı: “İleri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceğiz”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, Türkiye’nin artık sınırları dışında, Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 51’nci maddesinde “meşru müdafaa hakkı” ile askeri operasyonları yürütmeye devam ettiğini anlattı. Fidan, “Terörle mücadelede ezber bozarak Türkiye’ye giydirilmeye çalışılan esaret gömleğini yırtıp atmıştır. Türkiye’de halkın demokratik talepleri karşılanarak, teröre zemin oluşturan toplumsal şartlar ortadan kaldırılmıştır. Eş zamanlı olarak askeri ve istihbari alandaki yöntemler gözden geçirilerek, yeni bir anlayış ve stratejiyle uzun soluklu bir mücadele başlatılmıştır. Geldiğimiz noktada; bölücü örgüt, Türkiye’de silahlı varlığını kaybetmiş, ülke içinde faaliyetini minimum düzeye indirilmiştir” dedi.
“Terörle mücadele diplomasimizi; PKK’nın Suriye, Irak ve İran’da silahlı varlığı bulunduğu ve Avrupa başta olmak üzere pek çok ülkede siyasi ayağı olduğu gerçeğini dikkate alarak şekillendirmekteyiz” diyen Fidan, özellikle Irak’ta PKK’nın siyasi istikrarsızlık ve Sünni-Şii çatışmasından yararlandığını kaydetti.
Hakan Fidan, “Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB), Süleymaniye ve mücavirinde PKK’ya alan açması, örgütün bu bölgede giderek güçlenmesine neden olmuştur. Aidiyeti ihtilaflı bölgelerde Peşmerge’nin sahadaki varlığının azalması da, Iraklı bazı milis kuvvetlerle PKK arasında taktiksel ilişkiler kurulması sonucunu vermiştir. KYB’nin, Suriye’deki PKK/YPG unsurlarına eğitim verdiği, Irak’ın kuzeyinde düşen SDG (Suriye Demokratik Güçleri) helikopterleri ve Arbat Havalimanı hadiseleriyle iyice açığa çıkmıştır. Bu durum, KYB ile PKK arasındaki ilişkinin boyutlarını da ortaya koymaktadır. Süleymaniye’ye yönelik havalimanı kullanımı kısıtlaması gibi yaptırımlarımıza rağmen KYB, PKK’ya müzahir tutumunu değiştirmezse, daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceğiz. Bölücü örgüt, Irak içinde siyasi nüfuzunu da arttırma gayreti içerisindedir. PKK bağlantılı siyasi görünümlü bazı oluşumların, Irak ve IKB parlamentolarında farklı isimler altında seçimlere girme teşebbüslerinde bulunduğunu görüyoruz” diye konuştu.
Milli Savunma Bakanı Güler ve Dışişleri Bakanı Fidan ABD’ye de mesaj verdi
Güler, üstü kapalı şekilde ABD’ye yönelik mesaj vermeyi tercih ederken; Dışişleri Bakanı Fidan’ın ise açıkça ABD’yi hedef aldığı görüldü.
Yaşar Güler, “Kim destek verirse versin, hangi bahaneyle ve ne sebeple olursa olsun güney sınırlarımız boyunca bir ‘terör koridoru’ kurulmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Ülkemizin meşru çıkarlarını korumaya ve güvenliğini sağlamaya yönelik her türlü tedbiri, tereddütsüz ve tavizsiz bir şekilde, kararlılıkla uygulayacağız. Aynı şekilde hain terör örgütünü, maşa olarak kullanan ve çeşitli bahanelerle örgüte her türlü gizli ve açık desteği sağlayan ülkelerin, kirli planlarını da boşa çıkartmakta kararlıyız” ifadesini kullandı.
Hakan Fidan ise, “Suriye’de rejim karşıtlığı üzerinden kurulan uluslararası koalisyon, zaman içerisinde DEAŞ ile mücadele kisvesi altında PKK ile işbirliğine evrilmiştir. Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliği’nin Esad rejimine Beka Vadisi’nde kurdurduğu Marksist-Leninist bir örgüt olan PKK, tarihin bir ironisi olarak günümüzde yine Suriye’de ABD ve Batı ülkeleriyle işbirliği yaparak Suriye’yi bölmek için çalışmaktadır. Mevcut çatışma ortamı ve yabancı ülkelerin müdahalesi sonucunda örgüt, Suriye’nin üçte birini kontrol eder hale gelmiştir. Suriye sahasında birbiriyle rekabet içerisinde olan aktörler, kendi menfaatleri doğrultusunda, PKK varlığının devamından yana tutum sergilemektedir” diye konuştu.
Forum