Erişilebilirlik

Mevsimlik tarım işçiliği sorunu: "Çocuklar okula devam etmek, kadınlar evlerinde yaşamak istiyor"


Şanlıurfa Barosu Emek Komisyonu, 300 bin mevsimlik tarım işçisinin sorunlarını mercek altına alan bir rapor yayınladı.
Şanlıurfa Barosu Emek Komisyonu, 300 bin mevsimlik tarım işçisinin sorunlarını mercek altına alan bir rapor yayınladı.

Şanlıurfa bir tarım kenti olmasına rağmen, nüfusunun yaklaşık altıda birini mevsimlik işçi olarak diğer illere gönderiyor.

Şanlıurfa Barosu Emek Komisyonu, birebir saha gözlemlerine dayanan ve Şanlıurfa’dan her yıl Türkiye’nin birçok bölgesine giden 300 bin mevsimlik tarım işçisinin sorunlarını mercek altına alan bir rapor yayınladı.

Raporun sunulduğu çalıştaya birçok kurum ve sivil toplum kuruluşu katılarak çözüm önerileri tartışıldı.

VOA Türkçe’ye konuşan tarım işçileri, enflasyon karşısında aldıkları yevmiyelerin emeklerini karşılamadığını belirterek, insanca yaşam ve insanca çalışma koşulları istediklerini ifade etti.

2020 verilerine göre her yıl 300 bin kişinin diğer illere gittiğini ve dört ile dokuz ay tarım işçiliğini yaptığını ifade eden Şanlıurfa Barosu Emek Komisyonu Üyesi Avukat Berfin Gökkan, toplumda “kanayan yara” olarak nitelediği mevsimlik işçilerin sorunlarının çözümü için herkesin elini taşın altında koyması gerektiğini vurguladı.

Mevsimlik işçilerin gittiği yerlerde her türlü hak ve emek sömürüsüne de maruz kaldığını dile getiren Berfin Gökkan, “Bu insanlar Urfa’dan başka illere ailecek gidiyorlar, gittikleri yerlerde çadırlarda yaşıyorlar ve zor koşullar altında tarlalarda çalışıyorlar. Hayatlarını idame ettirmek ve en temel ihtiyaçlarını karşılamak için, zorunlu olarak gidiyorlar” dedi.

Şanlıurfa Barosu Emek Komisyonu Üyesi Avukat Berfin Gökkan, 300 bin kişinin kentten diğer illere her yıl 4 ile 9 ay aralığında tarım işçisi olarak çalışmak için gittiğini ifade etti.
Şanlıurfa Barosu Emek Komisyonu Üyesi Avukat Berfin Gökkan, 300 bin kişinin kentten diğer illere her yıl 4 ile 9 ay aralığında tarım işçisi olarak çalışmak için gittiğini ifade etti.

“Banyo yok, tuvalet yok, şebeke suyu yok”

Yaşanan sorunları çalışma ve yaşam koşulları açısından ikiye ayıran Gökkan, geniş bir ekiple yapılan saha araştırmasında tespit edilen sorunları şu şekilde sıraladı:

“Çalışmaya kalabalık ailelerle gidiyorlar. Tük aile ya da iki aile tek çadırda yaşıyor. Dolayısıyla bir çadırda 11-12 kişi bulunuyor. Yine en temel ihtiyaçlardan tuvalet yok; ya açık alanda ya da uzun süreli kullanımlarda sağlıksız olarak değerlendirilen derme çatma portatif tuvaletlerde ihtiyaç gidermek zorunda kalıyorlar. Banyo da aynı durumda. Ya yaşadıkları çadırın içinde banyo yapıyorlar ya da onlarca kişiyle aynı derme çatma açık alanda kurulan banyoyu kullanıyorlar. Şebeke suyu ve elektrikten uzak noktalarda yaşamak zorunda kalıyorlar. Suyu, taşıma sitemiyle elektriği ise küçük güneş enerji panelleriyle sadece telefonlarını şarj ederek kullanabiliyorlar. Zehirli yılan, akrep ve diğer haşerelerle burun buruna yaşıyorlar. Hamileler için aile hekimleri gebe izlenimi yapamıyor.”

Gökkan, işçiler arasında en büyük zorluğu kadınların yaşadığına dikkat çekti.
Gökkan, işçiler arasında en büyük zorluğu kadınların yaşadığına dikkat çekti.

“İşçiler arasında en fazla zorluğu kadınlar yaşıyor”

Çalışırken de birçok sorunla karşı karşıya kalan mevsimlik işçiler arasında en fazla zorluğu ise kadınların yaşadığına vurgu yapan Berfin Gökkan, “Sabah 6’da başlayan mesai akşam 6’ya kadar devam ediyor. Özellikle kadınlar ve kız çocukları, bu saatten sonra da temizlik, yemek ve diğer ev işlerini yapmak zorunda kalıyor. Ama bazı noktalarda işverenler, işçilerden daha fazla çalışmasını istiyor ama bunun karşılığında fazla mesai ücreti de ödemiyor. Yanı sıra işçilerin yevmiyeleri ilden ile ya da topladıkları üründen ürüne değişiklik gösterebiliyor; net bir ücret yok maalesef” diye konuştu.

"Gittiğimiz yerlerde 10 yaşın üzerinde birçok çocuğun tarlalarda çalıştığını gördük"

Tarım işçiliği alanında herhangi bir sözleşme ya da mevzuata uyulmadığına dikkat çeken Gökkan, “Biz Urfa Barosu olarak bu konuyu kendimize dert edindik. Çünkü bu yerler denetimsiz, yapılan işlem hukuksuz. Hiçbir sözleşme ya da mevzuata uyulmuyor. Sistem kendini çocuk işçiliği üzerinden var ediyor. Çünkü işçiler, başka illere çalışmak için giderken çocuklarını da götürmek zorunda. Gittiğimiz yerlerde 10 yaşın üzerinde birçok çocuğun tarlalarda çalıştığını gördük. Dolayısıyla çocuklar okulluna devam edemiyor, sosyal, kültürel ve psikolojik açıdan birey olamıyorlar. Hayatları dedeleri gibi, babaları gibi ve ileride kendi çocukları gibi mevsimlik işçilikle devam etmiş oluyor. Kız çocuklarının yüzde 50’si erken yaşta evlendiriliyor, yüzde 40’ı erken yaşta anne oluyor. Çocuklar dezavantajlı ama kız çocukları daha da dezavantajlı’’ şeklinde konuştu.

Şanlıurfa bir tarım kenti olmasına rağmen, nüfusunun yaklaşık altıda birini mevsimlik işçi olarak diğer illere gönderiyor.
Şanlıurfa bir tarım kenti olmasına rağmen, nüfusunun yaklaşık altıda birini mevsimlik işçi olarak diğer illere gönderiyor.

Çözüm önerileri ve talepler

Mevsimlik işçilerin sorunlarının çözülebilmesi için öncelikle çocukların çalıştırılmasının yasaklanması gerektiğini söyleyen Avukat Gökkan, komisyon olarak karar aldıkları çözüm önerilerinden bazılarını şu şekilde sıraladı:

“Biz araştırma kapsamında bu insanlara ‘Neden gidiyorsunuz’ diye sorduğumuzda biz geçinemedikleri için gittiklerini söylüyorlar. Bu kalkınmayla ilgili bir problem. Bu nedenle sorun, en başta yerel yönetimleri de ilgilendiriyor. Raporumuzu yeni seçilen yerel yöneticilere de götüreceğiz, çalıştaylar da düzenliyoruz. Çünkü bu bir emek sömürüsü ve kayıt dışı çalışan büyük bir topluluk var. Denetimsiz ve hukuksuz bırakılan bu alanda bakanlık düzeyinde neler yapılabilir, çalışmalarımız sürüyor. Bu raporda yer verdiğimiz mevsimlik işçilikle doğrudan bağlantılı olan çocuk yaşta evlilik konusunu UNICEF ile konuştuk. Aynı zamanda Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile bu konuda birlikte ne yapabiliriz diye konuştuk.”

“Aileler yaşadıkları yerde çalışmak, çocuklar da okula devam etmek istiyor”

Her birey gibi mevsimlik tarım işçilerinin de onurlu bir yaşamı hak ettiğine dikkât çeken Gökkan, sorunun çözümünün uluslararası standartlar çerçevesinde olması gerektiğini savunarak, “Yaptığımız görüşmelerde başta kadın ve çocuklar olarak tüm işçilerin talebi, kendi evlerinin bulunduğu kentlerde yaşamak, çalışmak. Çocuklar okula devam etmek istiyor, kadınlar evlerinde yaşamak istiyor. Bu insanların evine geçinebilecekleri bir maaş girerse hepsi kendi memleketinde kalmak istiyor. Urfa büyük bir şehir, büyük bir bütçesi var ve çok büyük tarım alanları var. Mevcut şartlar düzenlenirse bu insanlar kendi kentlerinde işçilik yapabilir. Yine yapılan hukuki statü ile de işçilik hakları koruma altına alınmış olur. Bu durum uluslararası sözleşmeler ve standartlara göre düzenlenmeli ve bu insanlar onurlu bir şekilde yaşamlarını devam ettirmeli’’ ifadelerini kullandı.

Emek Komisyonu Üyesi Avukat Veziha Çelik ise tüm kurumları içine dahil eden bir çalıştay yaptıklarına dikkat çekerek, “Yerel düzeyde yaptığımız tüm çalışmaları, tüm kurum ve kuruluşları dahil ederek sorun ve çözüm önerileri üzerine bir çalıştay yaptık. Yerel baroların yanı sıra, Türk Tabipler Birliği, siyasi partiler, Şanlıurfa Sanayi ve Ticaret Odası temsilcileri de katılım sağladı. Tamamıyla herkes sorunun bilincindeydi ve bize çözüm önerileriyle geldiler” diye konuştu.

VOA Türkçe’ye konuşan tarım işçileri, enflasyon karşısında aldıkları yevmiyelerin emeklerini karşılamadığını belirterek, insanca yaşam ve insanca çalışma koşulları istediklerini ifade etti.
VOA Türkçe’ye konuşan tarım işçileri, enflasyon karşısında aldıkları yevmiyelerin emeklerini karşılamadığını belirterek, insanca yaşam ve insanca çalışma koşulları istediklerini ifade etti.

Mevsimlik işçi Kılıç: “Artık daha değersiziz”

VOA Türkçe’ye konuşan, biber işinde çalışmak üzere ailesiyle birlikte Şanlıurfa'dan Adana'ya gelen Zerey Kılıç, şunları söyledi:

“Tam 30 yıldan bu yana tarım işçiliği yapıyoruz. Dört çocuğum ve eşimle birlikte aylarca burada çadırda kalıyoruz ama sadece karnımızı doyuruyor. Hasat mevsimine göre Türkiye'nin birçok yerinde çalışıyoruz. Biberin yanı sıra patlıcan, portakal, sarımsak, kimyon, pamuk, zeytin, fındık gibi birçok işte çalışıyoruz. Bundan 10 yıl önce bile yılın belli döneminde çalıştıktan sonra o yıl erzağımızın yanı sıra bir birikimimiz olurdu. İki yıllık birikimle kızımızı ya da oğlumuzu evlendirebiliyorduk. Şimdi artık 10 yılda biriktiremeyiz. Emeğimizin bu kadar değersizleşmesinde Suriyeli işçilerin de etkisi büyük. Bizden fazla çalışmayı ve bizden az yevmiyeyi kabul ettikleri için burada iş sahipleri de onları tercih edebiliyor bazen. 10 yıl önce daha değerliydik.”

Mevsimlik işçilerle ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi

“Mevsimlik Tarım İşçileriyle ilgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi” 27 Nisan 2024’te Resmi Gazete'de yayımlanmıştı.

Genelgede, bulundukları illerden başka illere mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmak için giden vatandaşlar ve ailelerinin bu süreçte yaşadığı sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar için usul ve esaslar 13 maddede sıralanıyor.

Genelgeye göre, sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması için mobil sağlık ekipleri oluşturulacak. Geçici yerleşim alanlarındaki merkez, çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılacak. İşçiler, sürekli ikamet ettikleri illere döndüklerinde eğitim ihtiyaçları karşılanacak. Göç alan ve göç veren yerler arasında trafik denetimleri artırılacak. Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin projelere destek. İş koşullarına ilişkin çalışmalar yapılacak.

Forum

XS
SM
MD
LG