Mersin Uluslararası Tiyatro Festivali bu yıl 11 oyunu izleyiciyle buluşturuyor. Beşincisi düzenlenen festivalde atölye ve söyleşiler de var.
15 Kasım’da başlayan festivalin açılışı “Sevgili Doktor” adlı oyunla yapıldı. 21 Kasım Perşembe günüyse İnsanat Atölye Oyuncuları’nın “Karahindiba” adlı oyunu sergilendi.
Tek kişilik oyunu sahneye koyan ve oynayan Sertaç Demir, VOA Türkçe’ye oyunla ilgili bilgi verdi: “Aslında hepimizin bildik hikayelerinden oluşan bir oyun. Temelde işsizlik ve anne-baba-çocuk çatışması üzerinden kurulmuş bir oyun. 'Eğer şurada şunu yapmasaydım da bunu yapsaydım, o yolu seçmeseydim de bu yolu seçseydim nasıl bir hayatım olurdu ve şu an nerede olurdum?’ sorusunun, oyunun karakteri Adnan Çubuk tarafından 32 defa sorulmasından sonra, (karakterin) kendi hayal dünyasında yarattığı 32 Adnan Çubuk benliğiyle karşılaşması finaliyle sonlanıyor. Kitap yazmak istiyor, yazamıyor, yazan biri (bir Adnan Çubuk) ile karşılaşıyor. Suna isminde bir kadına aşık, evlenmek istiyor, evlenemiyor, diğer Adnan evlenmiş oluyor. Cinayet işleyen bir başka Adnan ile karşılaşıyor. İyiyi de kötüyü de yapabiliriz, bir tercih yapmak zorundayız ve bu tercih bizi yeni bir sürecin içerisine atıyor. Aslında her şey oluyor ama bu bir döngü içinde tekrar başa dönüyor.”
“Oynamaktan başka çarem yok”
Karahindiba, Sinan Sülün’ün ilk kitabının adı ve bu kitapta yer alan üç hikayeden biri. Sertaç Demir, Karahindiba'nın oyunda karakterleri anlatan çok güçlü bir metafor olduğunu savunuyor: “İnatçı ve kendi küllerinden doğan bir bitki. Üflersiniz dağılır, tohumları yere saçılır ve bu saçılan tohumlar tekrardan bitki verir. Adnan da böyle, her defasında başka bir Adnan yaratıyor ve bu yarattığı Adnanlar'ın hayatlarını merak ediyor.”
Sertaç Demir, Karahindaba'yı sahneye koyma kararını kitabı bitirir bitirmez verdiğini söylüyor: “Okuduktan sonra hissettiğim duygu tam olarak şuydu: Bir durum yaşıyordum ve bu durum boğazımda bir yumru olarak kaldı. Yutamadım, sürekli bir pas tadı aldım, tüküremedim, gitmedi bir türlü. Kitapta şöyle bir yer var, diyor ki; ‘Öyle bir yere gelmiştim ki yazmaktan başka bir çarem kalmamıştı.’ Ben de kitabı kapattıktan sonra dedim ki, ‘Öyle bir yerdeyim ki oynamaktan başka çarem yok.’”
Mersin Tiyatro Derneği
İlki 2015’te düzenlenen festival, Mersin Tiyatro Derneği’nin emeği. Derneğin üyelerinden Melih Kayadelen festivalle ilgili VOA Türkçe’ye bilgi verdi: “Başladığımız zaman destekçimiz çok yoktu. Hatta bize dışarıdan ‘Don Kişot gibisiniz, yel değirmenlerine karşı bir avuç insan.’ dediler. Yıldan yıla ilgi arttı festivalimize. Bizim tek amacımız Mersin’de farklı tiyatroların, farklı eğitimlerin olması, sadece yerel grupların değil. Mersin Tiyatro Derneği’nin amacı da bu zaten.”
Festivale Ankara, İstanbul ve Hatay’dan gruplarla birlikte Azerbaycan’dan da bir ekip katıldı. Kayadelen, Azeri Türkçesi'nin Türkiye Türkçesi'nden farklı olmasına rağmen oyunun ilgi gördüğünü söylüyor.
Kayadelen’e göre festivalin hala eksikleri var ama gidermekte kararlılar: “İlçelerde daha yaygın etkinlikler hedefimiz. Şu anda orada bir eksiğimiz var ama onu da arttıracağız.”
Mersin Uluslararası Tiyatro Festivali 24 Kasım’a kadar devam edecek.