Gelecek hafta Cuma günü sadece Almanya değil, tüm dünya siyaseti CDU kurultayına ve burada yapılacak seçime kilitlenecek. Hamburg kentinde, Başbakan Angela Merkel'in lideri olduğu Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) olağanüsütü kurultayda yeni genel başkanını seçecek.
Son eyalet seçimlerinde aldığı mağlubiyetler ve aşırı sağcı AfD'nin beklenenden daha güçlü bir şekilde federal ve eyalet parlamentolarında temsil edilmesinin partisinde yol açtığı huzursuzluk nedeniyle CDU başkanlığını bırakacak olan Merkel’in, bu meclis döneminin ardından, yani 2021’de politikayı da bırakacağını açıklaması üzerine, halefinin onun yerine başbakanlığa geçecek olması Hamburg’daki seçimin en önemli noktalarından biri.
Kurultaya katılacak 1001 delegenin seçeceği isim sadece CDU için değil, Almanya ve dünya politikası için de yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Merkel'den boşalacak genel başkanlık koltuğu için aday olan CDU Genel Sekreteri Annegret Kramp-Karrenbauer, eski Federal Meclis Grubu Başkanı Friedrich Merz ve Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn, delegelerin oylarını alabilmek için kıyasıya çalışıyor.
Söz konusu üç favori adaydan hangisinin kazanacağını kestirmek çok güç. Anketlere göre şansı en az olan aday Jens Spahn. Partinin muhafazakar kanadının temsilcisi olan Spahn, 2015 sonrası liberal sığınmacı siyaseti nedeniyle Merkel'e karşı en sert eleştirileri getiren siyasetçilerden biri olarak tanındı. 38 yaşındaki siyasetçi, açık bir şekilde eşcinsel olarak yaşamasına rağmen, başta göçmenler olmak üzere toplumdaki azınlıklara karşı tutumlarıyla değişik bir profile sahip. Spahn son olarak, mülteci sorunu konusunda Birleşmiş Milletler’in yeni ‘Küresel Göç Sözleşmesi’ni tartışmaya açtı ve sözleşmenin CDU kurultayında delegelerin onayına sunulmasını önerdi.
CDU’nun liderlik koltuğuna daha yakın iki adaydan biri olan Friedrich Merz, Angela Merkel’in önce 2001’de CDU Genel Başkanlığı’na, ardından da 2005’de başbakanlığa seçilmesinden sonra, partiye adeta küsmüş ve aktif siyasetten çekilmişti. Geride kalan dönemde Alman sanayi çevrelerinin en etkili lobicileriden bir olarak çalışan ve CDU liderliğine aday olduktan sonra ekonomiye yönelik liberal politik söylemleri ile iş dünyasının desteğini alan Merz, seçilirse aşırı sağcı Almanya için Alternatif partisine giden oyların en az yarısını tekrardan CDU’ya çekeceğine söz veriyor.
Çeşitli ortamlarda milyoner olduğuna vurgu yapan ve ABD Başkanı Trump’a olan sempatisini de dile getiren Merz, adaylık kampanyası kapsamında son olarak temel iltica hakkını sorgulamaya açtı. Alman anayasasının 16. maddesi dini, rengi, milliyeti ve siyasi düşünceleri gereği takibe, kovuşturmaya uğrayanlara sığınma hakkı tanıyor. Merz, bu yasanın istismar edildiğini ve CDU lideri olması durumunda, Almanya’nın bu konudaki duruşunu değiştirmeyi hedeflediğini açıkladı. 63 yaşındaki Merz, partisinden gelen yoğun tepkiler üzerine geri adım attı ve “Sözlerim yanlış yorumlandı” dedi.
Kurultaya beş gün kala, Merkel'in yerine geçmesi en muhtemel adayın Annegret Kramp-Karrenbauer olduğu yorumu yapılıyor. Merkel’in siyasi çizgisinin genel olarak sürdürücülüğünü savunan 56 yaşındaki Kramp-Karrenbauer, kurultay yaklaşırken AfD’ye giden oyları geri kazanma amacıyla verdiği mesajlarla göçmenler arasında endişeye yol açtı. Almanya’da yaşayan Türklere tanınan çifte vatandaşlık hakkını uyuma engel olarak tanımlayan Katolik siyasetçi, daha önce de çocuklarıyla Almanya’ya göç eden bireylere vatandaşlık verilmesini fakat çocuklarına verilmemesini önermişti.
Her üç adayın, liderlik yarışında yaptıkları açıklamalarda, ‘AfD’yi sağdan geçmek için’ mültecileri ve yabancıları Almanya’nın ana sorunu gibi göstermeleri, CDU’nun sağa kayacağı endişelerini körüklerken, anketlerde şimdilik geri tepti ve AfD’ye puan kazandırdı. Son kamuoyu araştırmalarına göre, CDU ve CSU’dan oluşan Birlik Partileri’nin oy oranı yüzde 28, Yeşiller yüzde 21’le ikinci durumda. Yasalara aykırı olarak bağış topladığı yönündeki iddialara rağmen sarsılmayan AfD ise, oy oranını bir puan arttırdı ve yüzde 15’le ülkenin üçüncü büyük partisi konumuna yükseldi. Anketlerde, SPD’ye yüzde 14, liberal FDP’ye yüzde 9 ve Sol Parti’ye yüzde 8 destek tespit edildi.
