Almanya Başbakanı Angela Merkel’in partisi Hıristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) yeni lideri Armin Laschet oldu. Laschet, bu sonuçla partinin muhafazakar kanadının güçlü temsilcisi Friedrich Merz’i ve üçüncü aday CDU’nun dış politika sözcüsü ve Federal Meclis Dış Politika Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen’i geride bıraktı.
Ülkenin en büyük eyaleti olan Kuzey Ren Vestfalya’nın başbakanı olan Laschet, pandemi nedeniyle dijital ortamda yapılan oylamada 1001 delegenin 521’inin oyunu aldı.
Daha önce yapılan anketlerde, göçmenler konusunda da sert politikalardan yana olduğu bilinen Merz, kazanma şansı en yüksek aday olarak gösteriliyordu.
Merkel’in favorisi olduğu bilinen Laschet, seçimden kısa bir süre önce sürpriz bir atakta bulunarak, Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn’ı da yanına alarak, ortak bir takım oluşturacaklarını ilan etmişti.
2018’de Merkel’in CDU liderliğinden ayrılamasından sonra bu göreve gelen CDU Genel Başkanı Annegret Kramp Karrenbauer’in geçen sene istifasından sonra boşalan koltuğa oturacak olan Laschet’in görevinin resmileşmesi için, delegelerin yazılı oylarının sayılması beklenecek. Alman seçim yasasında, oyların yazılı olarak verilmesi koşulu bulunduğundan delegeler oylarını bir kez daha, bu kez mektupla gönderecek. CDU’nun yeni liderinin Armin Laschet olduğu, mektupla gelen oyların sayılmasından sonra 22 Ocak tarihinde resmen ilan edilecek.
26 Eylül’de düzenlenecek genel seçimler ve Merkel dönemi sonrası Almanya’nın izleyeceği yeni politikalar açısından çok büyük önem taşıyan seçim sonrasında konuşan Laschet, delegelerin kendisine gösterdiği güvene teşekkür ederek, Almanya’yı zor bir yılın beklediğini, Corona virüsüne karşı verilen mücadelenin yanı sıra, çok sayıda eyalet ve sonbaharda parlamento seçimleri gibi önemli hedefler bulunduğunu belirtti ve amacının CDU’yu yeniden hükümete getirmek olduğunu söyledi.
Kurultayın açılışında partililere seslenen Başbakan Merkel, Avrupa'nın son 20 yılda borç ve finans krizi, göç krizi gibi çok zor dönemleri başarı ile atlattığını anımsatarak, Corona virüsü salgınının da "zor bir dönem" olduğunu belirtti. Almanya’nın ve Alman halkının bu gibi krizlerle "güç ve direnme kuvveti" kazandığını söyleyen Merkel, pandemiden sonra da durumun böyle gelişeceğine emin olduğunu ifade etti.
Laschet başbakan adayı olacak mı?
Armin Laschet, CDU lideri olarak aynı zamanda 9 ay sonra yapılacak genel seçimlerde Birlik Partileri’nin başbakan adayı önceliğine sahip. Kulislerde yapılan yorumlarda, Laschet’in bu göreve talip olmayacağı, adaylığı Corona sürecinde başarılı karar ve uygulamalarıyla ön plana çıkan CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder’e bırakabileceği dillendiriliyor.
Türkiye'ye ve Türkiye kökenli göçmenlere olumlu yaklaşımıyla tanınıyor
59 yaşındaki Armin Laschet, 4 yıldır ülkenin nüfus bakımından en büyük ve sanayi alanında da kalbi olan Kuzey Ren Vestfalya’nın eyalet başbakanlığını sürdürüyor. Angela Merkel’e yakınlığıyla bilinen ve başbakanın liberal çizgisine yakın bir politika izleyen Laschet, Alman siyasetinde 2005 yılında Kuzey Ren Vestfalya’nın Uyum Bakanı olarak tanındı. Bu dönemde partisinin modernleşmesini talep eden ve dünyaya açık bir çizgi izlemesi gerektiğini savunan Laschet, özellikle Türkiye kökenli göçmenlerle, onları temsil eden kurum ve derneklerle olan sıkı ilişkileri ve Türkiye’ye olumlu yaklaşımı nedeniyle "Türk Armin" olarak anılmaya başlandı.
Partisinin başbakan adayı olarak, Sosyal Demokrat Parti'nin kalesi olarak bilinen eyalette 2017’de yapılan eyalet seçimini kazanan Laschet, göçmenlerin Almanya’nın parçası olduğuna vurgulayarak, o dönemde liberal göçmen politikaları nedeniyle eleştirilerin merkezinde olan Merkel’e destek verdi. İslam'ın Almanya'da resmi bir din olarak tanınmasını ve Hıristiyan kiliseleri ile Yahudi cemaatleri gibi yasal bir statüye sahip olmasını, çifte vatandaşlığın yasallaştırılmasını savunan Laschet, Merkel’in 2018’de CDU liderliğinden ayrılmasından sonra, onun yerine geçebilecek isim olarak tanımlandı. Ancak Merkel’in birinci favorisi Annegret Kramp-Karrenbauer'in şansını azaltmamak için seçime girmedi. Laschet, uzun bir süre en popüler siyasetçiler listesinde en önde gelen isimler arasında yer aldı. Ancak son bir yılda Corona virüsüne karşı verilen mücadele verdiği hatalı kararlar nedeniyle eleştirildi.
Armin Laschet’in Alman siyasetinde özellikle muhafazakar kesimin tepkisini çeken özelliklerinden biri, Türkiye’nin olası AB üyeliğine olan olumlu bakışı. Buna rağmen Türkiye’deki bazı siyasi uygulamaları açık bir şekilde eleştirmekten kaçınmayan Laschet, son yıllarda Türkiye ve Almanya arasında yaşanan diplomatik gerginliklerin, burada yaşayan Türk göçmenler arasında da sorunlara yol açtığını dile getirdi. Pandemi öncesinde 2019’da Alman-Türk Ekonomi Günü'nde konuşan Laschet, "Türkiye-Almaya ilişkileri büyük bir öneme sahip. Serbest ticaretten yana olan iki ülke, uluslararası ilişkilerden kaynaklanan problemlerini de ortaklaşa çözüme kavuşturmakta birbiriyle çok güçlü bağları olan iki ortak müttefiktir. Türkiye, Avrupa’nın muhtaç olduğu bir anahtardır" şeklinde konuştu. CDU’lu siyasetçi, daha önceki bir konuşmasında da, "Tam üyelik müzakerelerinin sürmesi için Türkiye, bir 'Avrupa Ruhu' geliştirmeli ve temel insan hakları ve demokrasi başta olmak üzere AB’nin Değerler Topluluğu kurallarına uymalıdır" görüşünü savundu. Laschet, Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın muhaliflere karşı katı tutumunu yumuşatması, AB'ye karşı da tehditkar açıklamaları bırakmasını yönünde de çağrılar yaptı.