Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) genel başkanlığına seçilen isim Annegret Kramp Karrenbauer oldu.
18 yıl boyunca bu görevi yürüten Başbakan Angela Merkel’den boşalan koltuğa oturacak Kramp Karrenbauer, Hamburg’da yapılan CDU kurultayında ikinci tur oylamda, oyların yüzde 51,75’ini alarak CDU liderliğine geldi. Diğer aday, eski CDU Meclis Grup Başkanı Friedrich Merz ise oyların yüzde 48,25’ini aldı. Birinci tur oylamada oyların yüzde 15,7’sini alan üçüncü aday Sağlık Bakanı Spahn ise ikinci tur oylamaya katılmamıştı.
56 yaşındaki Annegret Kramp Karrenbauer, seçimden önce Merkel’in favorisi olarak tanımlanıyordu. Daha önce Saarland eyaletini 2011-2018 yılları arasında 7 yıl yöneten ve Merkel’e olan yakınlığı ve benzerliği nedeniyle, Alman basınında “Mini Merkel” olarak tanımlanan siyasetçi, CDU’nun liberal kanadını temsil ediyor. Koyu bir katolik olan Kramp Karrenbauer, Merkel’e son yıllarda hemen tüm siyasi çizgisinde destek verdi. 2015 sonrasında sığınmacılar krizinde de CDU içinde Merkel’e karşı çıkmayanlar arasında yer alan Kramp Karrenbauer, son haftalarda, Almanya’da yaşayan Türkleri yakından ilgilendiren çifte vatandaşlığa karşı çıkmasıyla dikkat çekti. Başarılı bir konuşmacı ve siyaset bilimci olarak bilinen Kramp Karrenbauer’in bu çıkışı, sığınmacı politikaları nedeniyle Almanya için Alternatif Partisi’ne giden CDU seçmenini geri kazanma startejisi olarak yorumlandı.
Seçim öncesinde CDU lideri sıfatıyla son konuşmasını yapan Merkel, geride kalan dönemde "soğukkanlı idareyi tercih ettiğini" söyledi ve CDU ile kardeş partisi CSU arasında yaşanan tartışmaların iki partinin aleyhine işlediğini belirtti. CDU’nun liberal değerlerin savunucusu olması gerektiğini vurgulayan ve adını koymadan mülteci ve İslam karşıtı Almanya için Alternatif Partisi’ni eleştiren Merkel, "Hırıstiyan Demokratlar başkalarını dışlamadan, toplumu kışkırtmadan, insan onurunda ayrım gözetmeden politika yaparlar" şeklinde görüş belirtti.
Angela Merkel, 10 Nisan 2000’de yapılan kurultayda CDU Genel Başkanı seçilmişti. 1954'de Hamburg'ta dünyaya geldikten sonra ailesiyle eski Doğu Almanya'ya yerleşen ve orada yetişen Merkel, 9 Kasım 1989’da Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra, iki Almanya’nın 3 Ekim 1990 tarihinde resmen birleşmesinden sonra 3 Aralık 1990’da yapılan genel seçimlerde Federal Meclis’e CDU’dan milletvekili olarak girdi. Dönemin Başbakanı Helmut Kohl’ün siyasi kızı olarak nitelendirdiği Merkel önce Aile ve Gençlik Bakanı, sonra da Çevre Bakanı olarak görev aldı. Parti içinde ön plana çıkma girişiminde bulunan, aralarında Friedrich Merz’in de bulunduğu erkek rakiplerini birer birer devre dışı bırakan Merkel, 22 Kasım 2005 tarihinde başbakanlık koltuğuna oturdu.
Duygusallıktan uzak, mesafeli, soğukkanlı ve kısmen de sert tavırlarıyla tanınan Merkel, diğer AB ülkeleri 2008 sonrasında ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalırken, Almanya’nın ihracatını rekor düzeye çıkararak, aynı zamanda işsizlik oranını son 25 yılın en düşük seviyesine indirerek uzun süre büyük beğeni topladı.
Ancak 2015’de yüzyılın mülteci akınını yaşayan Almanya’nın kapılarını açması ve gelen göçmenlerin sayısının bir milyonu aşması Merkel için sonun başlangıcı oldu. Merkel Türkiye’yle mülteci anlaşması imzalayarak sığınmacılarının akınını durdu. Buna rağmen, siyasi arenaya girmesiyle ortalığı bulandıran mülteci ve İslam karşıtı Almanya için Alternatif partisi CDU’nun oylarını kaparken, Merkel’e partisi ve özellikle ‘kardeş parti‘ Hristiyan Sosyal Birlik’ten ağır eleştiriler geldi.
2005 sonrası girdiği tüm seçimleri kazanan ama 2016 sonrası yenilgi üzerine yenilgi alan Merkel, son olarak Ekim ayında Hessen Eyalet seçimlerinde CDU’nun ağır oy kaybı üzerine, CDU genel başkanlığına aday olmayacağını açıkladı. Merkel, gelecek seçimlere kadar yani 2021’e kadar başbakan olarak görevini sürdürmek istiyor.