Angela Merkel geçen Aralık ayında Hristiyan Demokrat Parti (CDU) liderliğinden ayrılırken, başbakan olarak 2021 yılındaki genel seçime kadar görevini devam edeceğini ifade etti. Ancak hem kendi partisi hem de koalisyon ortağı sosyal demokrat SPD’den gelen duyumlar, Merkel'in bu yılın akışı içinde bu görevinden de çekilebileceği ve başbakanlık koltuğunu CDU liderliğine de geçen Annegret Kramp Karrenbauer’a teslim edebileceği yönünde yorumlara neden oldu.
SPD’nin güçlü isimlerinden Johannes Kahrs, CDU içinden kendisine ulaşan bilgilere göre, Merkel’in önümüzdeki yaz aylarında başbakanlıktan çekilmesi konusunda ortam hazırlandığını, sonbaharda yapılacak eyalet seçimlerine Kramp-Karrenbauer’in başbakanlığında girilmesinin hedeflendiğini açıkladı.
Kahrs, SPD’nin koalisyon anlaşmasını Merkel’le imzaladığını ve Kramp-Karrenbauer’in başbakanlığa önerilmesini hükümetin sona ermesi olarak değerlendireceğini söyledi.
Merkel'in liderliğinde geçen 2017’nin başında, CDU, CSU ve SPD’den oluşan koalisyon başından bu yana oldukça kırılgan olarak değerlendiriliyor. Özellikle SPD tabanı ve partinin sol kanadından gençlik örgütü JuSo, hemen her fırsatta koalisyondan çekilme çağrıları yapıyor.
Öte yandan ırkçı ve İslam düşmanı Almanya için Alternatif’in (AfD) önümüzdeki Mayıs ayındaki Avrupa Parlamentosu ve sonbaharda çok güçlü olduğu doğu eyaletlerindeki seçimlerinde oy patlaması ihtimali, CDU’da büyük huzursuzluğa yol açıyor.
CDU'nun daha fazla kan kaybetmemek için, doğudaki eyaletlerde sevilmeyen Merkel'in görevini daha erken sonlandırma isteği kulislerde sıklıkla dillendiriliyor.
Seçildiğinde 2021’e kadar Merkel ile uyumlu çalışacağını söyleyen AKK ve Merkel konu ilgili yorum yapmaktan kaçınırlarken, Kramp-Karrenbauer’in Merkel’e kıyasla tutucu bir siyasi çizgi izlemesinin, göçmenlere ve son olarak LGBTİ’lere mesafeli yaklaşımlarının, partiyi sağa doğru çekmeyi ve CDU’dan AfD’ye giden oyların bir bölümünü geri getirmeyi hedeflediği ifade ediliyor.
Kramp-Karrenbauer’in, Merkel’in Rusya’yı karşısına almama ve İngitere’nin Brexit’le AB’den ayrılması gibi konulardaki politikalarıyla aynı çizgide olmadığı biliniyor
Anketler, Annegret Kramp-Karrenbauer ya da Almanya'da kendisine sıklıkla atıfta bulunulduğu şekliyle ‘AKK’yla birlikte CDU’nun güçlendiğini gösteriyor. Geçen yılın ortalarında yüzde 25’e kadar gerileyen CDU, son anketlere göre yüzde 32’e ulaşmış durumda. 2017 seçimlerinde, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük seçim hezimetini yaşayan SPD ise yüzde 18 oy oranına sahip. Anketler Yeşiller partisinin yüzde 19, Almanya İçin Alternatif'in (AfD) yüzde 14, Hür Demokrat Parti'nin (FDP) yüzde 8, Sol Parti'ninse yüzde 8 oy alacağını gösteriyor.
Basında çıkan yorumlarda, yıllarca parti genel başkanlığıyla başbakanlığın aynı kişide olması gerektiğini ifade eden Merkel‘in, şimdi kendi prensiplerini çiğner duruma geldiği belirtilirken, Mayıs ayında Avrupa Parlamentosu seçimlerinde CDU’nun oy kaybı yaşamasının faturasının Merkel’e çıkarılacağının altı çizilerek, yaşanan bu son gelişmelerin ülkeyi erken seçime götürme riskini beraberinde getirdiği savunuluyor.