Erişilebilirlik

Memur, işçi ve emekli maaşlarında “yetersizlik” tepkisi büyüyor


ASİM-SEN, BASK, HÜR SEN konfederasyonu, KESK ve birleşik kamu ve iş Konfederasyonları ve sendikaları eylem kararı için toplandı.
ASİM-SEN, BASK, HÜR SEN konfederasyonu, KESK ve birleşik kamu ve iş Konfederasyonları ve sendikaları eylem kararı için toplandı.

Türkiye, hükümet ve işveren kararıyla 22 bin 104 lira olarak belirlenen asgari ücretin ardından memur, işçi ve emekli aylıklarına enflasyon oranının altında “yetersiz” artış yapılması tartışmasına sahne oluyor.

Ülkedeki maaş artışlarıyla ilgili tartışma, Aralık ayında işçi temsilcisi TÜRK-İŞ’in bulunmadığı masada, AK Parti hükümeti ve işveren temsilcisi TİSK’in kararıyla 2025 yılında uygulanacak asgari ücrete sadece yüzde 30’luk artış yapılmasına karar verilmesiyle başladı. Geçtiğimiz hafta bağımsız akademisyenlerden oluşan ENAG’ın yüzde 83,40 olarak açıkladığı 2024 yılı sonunda yıllık enflasyon oranını Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ise yüzde 44,38 olarak ilan etmesiyle tartışma devam etti.

TÜİK’in verileri kapsamında, işçi (SSK) ile Bağ-Kur emeklileri yüzde 15,75 oranında ve memur ile memur emeklilerine (Emekli Sandığı) ise yüzde 11,54 oranında maaş artışı uygulanacağı ortaya çıktı.

Son olarak Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜİK’in resmi enflasyon verilerini sahiplenerek, memur, işçi ile emekli maaşlarıyla ilgili enflasyon oranına ilaveten “sosyal refah payı” artışı sinyali vermedi. Erdoğan’ın, dünkü kabine toplantısı ardından 2025 yılında enflasyonda düşüş hedefini vurguladığı açıklamasıyla birlikte memur, işçi ve emekli aylıkları resmileşti. Böylece Erdoğan, AK Parti iktidarına yakınlığıyla tanınmış Memur-Sen ile MHP’ye yakınlığıyla tanınmış Türkiye Kamu-Sen’in de “sosyal refah payı” ile maaşlarla ilgili ilave artış müjdesi vermesi çağrılarını yanıtsız bıraktı.

Memur, işçi ve emekli maaşlarında “yetersizlik” tepkisi büyüyor
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:15 0:00

Kabine sonrasında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in imzasıyla yayımlanan genelgeyle memur ve memur emeklileri için yüzde 11,54’lük artış kesinleşti.

“En düşük emekli aylığı” için müjde artışı sadece 25 kuruşluk fark mı oldu?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da, TÜİK’in SSK ve Bağ-Kur emeklileri için öngördüğü yüzde 15,75 artış oranını işaret ederek, en düşük emekli aylığını 14 bin 469 Türk Lirası olarak açıkladı.

Işıkhan, Anadolu Ajansı’na verdiği demecinde, 2024 Temmuz ayında 12 bin 500 liraya çıkardıkları en düşük SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarıyla ilgili yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Işıkhan, “Bu kapsamda, en düşük SSK ve Bağ-Kur emekli aylığı olan 12 bin 500 lirayı, 6 aylık TÜFE oranında, yani yüzde 15,75 artış gerçekleştirme kararını açıklıyoruz. Bu artışla en düşük emekli aylığı, 14 bin 469 liraya yükselmiş oluyor” açıklamasında bulundu.

Bu açıklama üzerine CHP Genel Başkan Yardımcısı ve ekonomist Prof. Dr. Yalçın Karatepe, resmi enflasyon oranı dışında işçi ve esnaf emeklileri için AK Parti hükümetince sadece 25 kuruşluk bir iyileştirme artışı yapıldığını açıkladı.

Karatepe, VOA Türkçe’ye, “Mevcut 12 bin 500 lira olan en düşük emekli aylığına resmi enflasyon oranı itibariyle artış yapıldığında rakam 14 bin 468 lira 75 kuruş oluyor. Bakan Işıkhan bunu 14 bin 469 lira olarak açıkladığına göre AK Parti iktidarı emeklilere müjde niteliğinde enflasyon oranı artışına ilaveten sadece 25 kuruşluk bir fark koyuyor. Oysa geçmişte yüzde 40 ve yüzde 25 oranında artış yapılan yıllar oldu. O dönemlerde Erdoğan’ın emeklilere bu artışları bizzat ‘müjde’ olarak duyurduğunu hatırlıyoruz. Şimdi ne memur, ne işçi ve ne de emekliler için sosyal refah payı verilmesi de öngörülmedi. Aslında gerçek hayattaki enflasyonu yansıtmayan TÜİK verileriyle enflasyon hesabı dikkate alınarak, tüm emekçilerimiz ve emeklilerimiz enflasyona ezdirilmiş oluyor” dedi.

İktidar ortağı Bahçeli emekliler için konuşmadı, muhalefet lideri Özel tepkili

AK Parti’nin iktidar ortağı olmasına rağmen geçmiş yıllarda asgari ücret ve emekli maaşlarıyla ilgili eleştirileri olan MHP Lideri Devlet Bahçeli ise, 2025 yılındaki maaşlar konusunda sessiz kalmayı tercih ediyor.

Bahçeli, bugünkü parti grubu konuşmasında, asgari ücret konusunda olduğu üzere memur, işçi ve emekli maaşlarıyla ilgili yorumda bulunmadı. Bahçeli, grup çıkışında, emekli maaşlarıyla ilgili soruyu da yanıtsız bıraktı.

CHP Lideri Özgür Özel ise, en düşük emekli maaşıyla ilgili mutlaka “asgari ücret rakamı olmalı” çağrısını yineleyerek, Bakan Işıkhan’ın TBMM’de yasal düzenleme görüşülmesi olmaksızın 14 bin 469 lira rakamını açıklamasına tepki gösterdi.

Özel, “Bugün gelmişler 14 bin 469 lira yapmışlar. Diyor ki, ‘12 bin 500 lirayla geçinemedin 2024'te, gel şimdi 14 bin 469 lirayla geçin’ diyor. Buradan tüm emeklilere bir kez daha sesleniyorum. Geçen yıl ne yaptıysak bu yıl daha fazlasını yapacağız. Artık sarı kartı değil kırmızı kartı alınlarına çakacağız. Şimdi yapmış olduğu, emekli zammıyla artık yüzde 15'e karşılık gelen bir artış yapmış oluyor. Bu vakitten sonra emeklilerle birlikte meydan meydan dolaşıp bu iktidara kırmızı kartı göstermenin, büyük bir mücadeleyi başlatmanın; daha önce de söyledim, öyle başladık, öyle devam edeceğiz, bu asgari ücretliye, bu emekliye, bu çiftçiye, bu esnafa, bu millete yaptıkları için bu iktidarın alnını karışlamanın, bu memleketi onlara dar etmenin zamanı gelmiştir” dedi.

Türkiye genelinde memurlara 13 Ocak’ta iş bırakma kararı çağrısı yapıldı

Bu arada memur ve memur emeklilerinin örgütlü olduğu bazı sendika konfederasyonları ise, 13 Ocak’ta ülke genelinde iş bırakma kararı aldı.

Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hüseyin Kara, KESK Eş Genel Başkanları Ayfer Koçak ve Ahmet Karagöz, BASK Genel Başkanı Mehmet Alper Öğretici, HÜR-SEN Konfederasyonu Genel Başkanı Levent Kuruoğlu ve ASİM-SEN Genel Başkanı Özgür Karaca bugün maaş artışlarıyla ilgili değerlendirme toplantısı yaptı.

Ardından konfederasyonlarca yapılan ortak yazılı açıklamada, “Son olarak, maaşlarımızın belirlenmesinde ölçüt olarak kullanılan TÜİK’in yıllık enflasyonu, yüzde 44,38 olarak kamuoyuna açıklaması, yaşadığımız çarşı, pazar ve mutfak enflasyonundan ne kadar uzak durduğunun en önemli kanıtıdır. Bizler, gerçeği ve bilimi ters yüz eden bu siyasal illüzyona ve sefalet ücret dayatmasına boyun eğmeyeceğiz. Bu doğrultuda, milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisinin yaşam şartlarını her geçen gün daha da katlanılmaz kılan; vergide adaletsizliğe, TÜİK’in siyasal manipülasyona dayalı rakamlarına, gerçek grevli toplu sözleşme yasası ile emekçilerle masaya oturmak varken, tüm ipleri siyasi iktidarın eline veren sahte sendika yasasına, bizleri kayıt dışı çalıştırma mantığına mahkum eden, ek ve yan ödemelerimizin taban ve emekli aylıklarımıza dahil edilmediği ve bu sebeple emekli aylıklarımızda yüzde 55’e varan kayıplarımıza karşı; 13 Ocak Pazartesi günü, üretimden gelen gücümüzü kullanarak, tüm iş yerlerimizde iş bırakıyor ve siyasi iktidarı uyarıyoruz” denildi.

Yetkili sendika Memur-Sen: “Refah payı artışı şart diyoruz”

Türkiye’de memurlar için hükümet ile toplu sözleşme sürecini yürütme yetkisine sahip pazarlık masasındaki konfederasyon olan Memur-Sen ise, bugün Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde eylemdeydi.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sendika üyeleriyle birlikte katıldığı eylemde, “Sabit gelirlilerin; kira, elektrik, doğalgaz, gıda ve diğer zorunlu harcamalardan oluşan yükünün arttığı bir zeminde kamu görevlilerinin emeğinin karşılığını alması için meydanlarda olmaya devam ediyoruz. Bir yılda doğalgaz yüzde 60, elektrik ve akaryakıt yüzde 40, Market-Pazar enflasyonu ise en az yüzde 100 artmış durumda. Yılbaşından itibaren ekmeğe yüzde 25 zam geldi. Kiralar ise en az yüzde 60 yükselecek. Emeğin hakkı için refah payı şart diyoruz” açıklamasında bulundu.

Yalçın, “Biz 7’nci Dönem Toplu Sözleşmesi'de imza atmadığımız artış oranlarını kabul etmiyor, 2025 yılının ilk altı ayı için yüzde 15 ve yüzde 10 refah payı talebimizi Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde daha yüksek sesle yineliyoruz. Biz ‘Kamu görevlileri ve emeklileri enflasyona ezdirilmesin, maaşları enflasyon farkı değil masa belirlesin’ dedik. ‘Hakemin görevi piyasanın gerçeğini görmek’ dedik. ‘Hakemin kararı, ismiyle uyumlu olsun’ dedik. ‘Yanlışa dur diyebilsin, haksızlığı gidersin’ dedik. Maalesef Hakem, karar mekanizması gibi değil de noter mekanizması gibi çalıştı. Duyuyor, görüyor fakat algılamıyor, adil sonuca etki edemiyor. Kararı ise, milyonlarca kamu görevlisini ve ailesini mağdur ediyor. Bu yüzden bugün burada, ‘Toplu Sözleşmede İmzamız Yok, Reva Görülene Rızamız Yok’ diyoruz” diye konuştu.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

Forum

XS
SM
MD
LG