Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Afganistan'da acil önceliklerinin "Fransız yurttaşları ile Fransa için çalışan Afganlar'ın güvenliği" olduğunu belirtti. Macron, Afganistan'ın yeniden "terör yuvasına" dönüşmemesi gerektiğini, bunun için ABD, AB ve Rusya'nın birlikte çalışması gerektiğini söyledi. Göç dalgası karşısında da AB'nin öngörü içinde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek için planlama yapması çağrısında bulundu.
Macron, Güvenlik ve Savunma Konseyi'ni topladıktan sonra resmi yazlık şatosundan ulusa seslenerek Afganistan'daki son gelişmelerle ilgili bilgi verdi. Afganistan'ın tarihi bir dönüm noktasında olduğunu belirten Fransız lider, "Başkent Kabil birkaç saat içinde düştü. Bunun tüm uluslararası toplum ve Fransa için çok önemli sonuçları olacak" dedi. Fransa'nın Afganistan'da "adil ve onurlu" bir mücadele yürüttüğünü savunan Macron, 13 yıl boyunca 90 Fransız askerinin NATO misyonu çerçevesinde yaşamını yitirdiğini belirtti.
Afganistan'daki Fransızlar'ın güvenliğinin en acil öncelik olduğu dile getiren Macron, Fransız vatandaşları ile Fransız kurumları için çalışan Afganlar'ın tahliyesi için gerekli adımların atıldığını söyledi. Macron, "Yaklaşık 800 kişi Fransız topraklarına ulaştı. Onlarca kişi hala Kabil'de. Onlar için de her türlü çaba gösteriliyor" dedi. Macron, sivil toplum ve insani yardım örgütü çalışanları, gazeteci, sanatçı ve aktivistlerin tahliyesi konusunda da gerekli adımları atmaya, Fransa'da ağırlamaya hazır olduklarını belirtti.
Terörle mücadele
Emmanuel Macron konuşmasında, "Afganistan bir kez daha terör yuvası haline gelmemeli" diyerek, Fransa'nın öncelikle tüm bu koşullar altında "İslamcı teröre karşı aktif olarak savaşmaya devam etmeyi hedefleyeceğini" vurguladı. Macron, "Terörist gruplar hala Afganistan'da ve bu istikrarsız ortamdan yararlanmaya çalışacaklar. Bütün bunlara sorumlu ve uluslararası ortak bir yanıt vermeliyiz" dedi.
Siyasi ve diplomatik eylem çağrısı yapan Fransa Cumhurbaşkanı, "Ortak bir düşmana, terörizme ve onu destekleyenlere karşı uluslararası barış ve istikrar için bu şart. Bu bağlamda, çıkarlarımız aynı olduğu için Rusya, ABD ve Avrupa'nın etkin bir şekilde işbirliği yapabilmesi için her adımı atacağız" dedi. İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile görüştüğünü açıklayan Macron, konuyu Johnson ile BMGK gündemine de taşıyacaklarını söyledi.
Pakistan, İran, Türkiye transit ülke
Taleban'dan kaçan Afgan göçmenlerin Avrupa'ya ulaşması durumunda atılması gereken adımları da planladıklarını belirten Macron, bu çerçevede Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüştüklerini açıkladı. Macron, "Göç dalgası karşısında her türlü kaçakçılığı besleyen düzensiz göç akışlarını öngörmeyi ve önemli ölçüde korumayı amaçlayan bir Avrupa girişimi yürütmek istiyoruz. Bu konuda Merkel ile işbirliği içinde Avrupalı ortaklarımızla görüşeceğiz. Almanya ve diğer ortaklarımızla, sağlam, koordineli ve birlik içinde bir yanıt bulacağız. Türkiye, Pakistan ve İran gibi geçiş ülkeleri ile de dayanışma ve uyum içinde görüşerek, işbirliği içinde bir çözüm üretme çağrısı yapıyorum" dedi.
Macron sözlerini, "Afgan halkının önümüzdeki aylarda karşılaşacağı zorluklar dev boyutta, hatta korkunç. Afgan halkı onurlu ve huzurlu bir hayat yaşamayı hak ediyor. Afgan kadınları özgür ve onurlu bir şekilde yaşama hakkına sahiptir. Afganistan'ın kaderi onun elinde ama biz kardeşçe Afganlar’ın yanında olmaya devam edeceğiz" diye bitirdi.
İngiltere’den Macron görüşmesi sonrasında açıklama
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da Afganistan'da kötüleşen durumla başa çıkmak için G-7 liderlerinin sanal toplantısına ev sahipliği yapmaya hazırlandığını açıkladı.
Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Johnson, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la görüşmesinde iki ülkenin gelecekteki herhangi bir Afgan hükümetini tanımak, insani ve mülteci krizini önlemek için birlikte nasıl çalışabilecekleri konusunu ele aldı.
G-7 toplantısı çağrısının önümüzdeki günlerde yapılması beklenirken, iki lider ülkelerinin olası bir ortak karar dahil olmak üzere BM Güvenlik Konseyi'nde birlikte çalışması gerektiği konusunda anlaştı.
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab da Batılı ortakların, Taleban'ın insan haklarını koruyamaması veya ülkenin yeniden terör yuvası haline gelmesine izin vermesi durumunda, yaptırım uygulamayı ve yardımları durdurmayı ele alacaklarını söyledi.
İstediklerinin bu olmadığını söyleyen Raab, ‘’Ancak yeni bir gerçeklikle başa çıkmak zorundayız. Ortaklarımızla beraber elimizdeki tüm araçlarla, Taleban’ı Afganistan'da yeni bir başlangıç yapma yolunda verdikleri sözden sorumlu tutacağız" dedi.
Raab, Taleban’ın hızına herkesin şaşırdığını ve İngiliz birliklerinin İngiltere vatandaşlarını ve Afganistan’da İngiliz ordusu için çalışmış olan Afgan vatandaşlarını, ülkeye getirmek için çalıştığını söyledi.
Londra tahliyeye yardım etmek için başlangıçta Kabil’de 600 asker görevlendirmişti; ancak bu sayı 900'e yükseltildi.
İngiltere Savunma Bakanlığı, bölgeye daha fazla personelin konuşlandırılacağını ve gerekirse Afganistan'a hızla hareket edebileceğini bildirdi. Savunma görevleri için ayrıca gerekirse İngiltere'den kısa süreli görevlendirilmenin de yapılabileceği kaydedildi.