İngiltere’nin başkenti Londra’da 1 Haziran’da sabaha karşı bıçaklı saldırıya uğrayan Türkiye kökenli Barış Küçük için cenaze töreni düzenlendi. Küçük’ün cenazesi, ünlü filozof Karl Marx’ın da mezarının bulunduğu Highgate’e defnedildi.
Kaldırıldığı hastanede iki gün sonra hayatını kaybeden genç göçmen, Londra’da uzun süredir sayısı artan bıçaklı cinayetlere kurban giden, yılbaşından bu yana ikinci Türkiye kökenli göçmen oldu.
Saldırıyla ilgili 22 yaşında Suriyeli bir göçmenin tutuklandığı bildirildi. Soruşturmayı yürüten polisin, olayı bir soygun vakası olarak değerlendirdiği belirtiliyor. Yakınları polise, Barış’ın bıçaklandığında yanında bulunan çantasının boşaltıldığını ve cep telefonunun alındığını anlattı. Polis, tutukladığı Suriyeli’ye ise internet üzerinden cep telefonu satarken rastlamış.
Barış Küçük’ün cenazesini adli tıptan teslim alan aile ve yakınları oğullarını kaybetmenin derin üzüntüsü içindeydi. Londra’daki Harringay adlı, daha çok Türkiye’den göçmenlerin yaşadığı semtte, Toplum Merkezi’nde bir araya gelip cenaze törenini düzenleyen kalabalık daha sonra Highgate mezarlığına doğru yürüyüşe geçti. On kilometreden daha fazla yürüyen cenaze korteji, ellerinde pankartlarla Londra’daki artan bıçaklı saldırıları protesto etti.
Motosikletli polislerin de eşlik ettiği cenaze Karl Marx’ın mezarının da bulunduğu Highgate’de toprağa verildi.
Küçük’ün anne ve babası Makbule ve Bayram VOA Türkçe muhabirine hissettikleri acıyı ifade etti. Anne Makbule Küçük, “Ben ne diyeyim, bunu hak etmedi ama nereden geldi ben de bilmiyorum. Olmamalıydı, en son gidecek insandı. Acımasızca götürdüler; mutluluğunu, insanlığını, saygısını çekemeyen götürdü. Yoksa fırsat verseydi, neyse; açsa, susuzsa, parasını da verirdi; giysilerini de verirdi. Sevgisini de esirgemezdi. Şaşkınım hala niye yaptılar” diye konuştu.
Sivas’ın Gürün ilçesinin Bozüyük köyünden 1989’da İngiltere’ye göç eden aile, Londra’da konfeksiyon atölyesinde iş bulup yerleşince Barış Küçük ve iki kız kardeşini de, 1992 yılında sonradan yanlarına alıp ailelerini birleştirmişler.
Barış Küçük 33 yaşında kendi kahve dükkanının işletmeciliğiyle ailesinin geçimini sağlıyordu. Yakınları, idealleri olan bir genç olduğunu söylüyordu. Onu daha iyi bir yaşam için İngiltere’ye getiren anne babası ise şimdi geldiklerine pişman.
Baba Bayram Küçük, “Bu ülkeye ayak bastığımızda, 1989’da altıncı ayın yirmisiydi. Yoksulluk ve politik nedenlerle ülkemizi terk edip buraya geldik. Maalesef ölümler burada da bizi bırakmadı. Yoksulluk burada da bizi bırakmadı. Dünyaya sesleniyorum, Barışlar ölmesin. İnsanlar arasında barış olsun, kardeşlik olsun. Ülkemizde olsaydık, belki bunlar başımıza gelmezdi” dedi.
Barış Küçük’ün kız kardeşlerinden biri Londra’da artan bıçaklı saldırıları önleme projesinden fon alan bir danışmanlık şirketinde ailelere yardımcı oluyor. Barış ise bu suça kurban giden 30’uncu vaka olarak İngiliz polisinin dosyalarında yerini aldı.
