Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin son bulması için 200 gün süren açlık greviyle dünya gündemine oturan HDP’li milletvekili Leyla Güven, partisini çocuklarını PKK’ya katmak üzere dağa kaçırmakla suçlayan ailelere çağrı yaptı. Güven,“Annelere sesleniyorum, HDP’nin kapısında değil, içerisinde bekleyin’’ dedi.
Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Gaziantep programı kapsamında HDP İl Başkanlığını ve sonrasında açlık grevinde tecridin sonlanması amacıyla yaşamına son veren Ayten Beçet’in ailesini ziyaret etti.
Ziyaretleri sırasında yaptığı konuşmalarda HDP’li belediyelere atanan kayyumlarla alakalı “Valiler kendi ihtiyaçları için kayyum olma başvurusu yaptı’’ diyen Güven, HDP önünde bekleyen annelerle alakalı ise, siz neden HDP’nin önünde oturuyorsunuz. HDP’nin içine gelin içeride oturun, gelin biz hep birlikte bu barışı getirelim” çağrısı yaptı.
“Valiler kendi ihtiyaçları için kayyum olma başvurusu yaptı’’
Türkiye’nin genelinde kaos ve kriz ortamının yaşandığına dikkat çeken Leyla Güven, “AKP 18 yıl boyunca halkları sürekli beklentiye sokarak, yapacakmış gibi yaparak ülkeyi bu noktaya getirdi. Yargı siyasetin öç alma aracına dönmüş durumda. İktidar sevmediği herkesi yargı eliyle derdest ediyor. Türkiye kocaman bir açık cezaevine dönüştürülmüş durumda. Van, Mardin ve Diyarbakır olmak üzere 3 büyükşehrimize kayyum atandı. Belediye eş başkanlarımız seçime eş başkan olarak girip kazandılar. Şimdi biz görüyoruz ki 1 Nisan’da o illerin valilileri içişleri bakanlığına yazı göndermiş. Kayyum olarak bizi atayın artık demişler. E yani, ihtiyaçları var.Biz gelen kayyumların rüyalarında bile göremeyecekleri belediyenin devasa bütçesiyle, nasıl banyolar yaptıklarını, nasıl yolsuzluklar yaptıklarını, nasıl kuruyemiş, kadayıf faturalarını hazırladıklarını gördük. Biz buna muhalefet edince de ‘Biz onları terörle ilişkide oldukları için görevden alıyoruz’ diyorlar. Bu insanlar suçluysa seçim kurulundan nasıl geçtiler. Bugün ne değişti? Mesele 3 büyükşehir belediyesine kayyum atama meselesi değil. Asıl mesele Kürt’e çözümsüzlüğü dayatmaktır. Kürt’ün her yerdeki iradesini yok saymaktır. Vekilini tutukluyor. Belediyesine kayyum atıyor. Bunun karşısında ‘Kürtler bir şey söylemesin’ diyor. Biz gerçekleri söylediğimiz için Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Sabahat Tuncel gibi onlarca Kürt siyasetçi tutukludur. Neden hakikati haykırdıkları için. Biz bunları söylemeye devam edeceğiz’’ ifadelerini kullandı.
“AKP’nin Suriye politikası çöktü’’
AKP’nin Suriye politikasının Kürt düşmanlığı üzerine kurulu olduğunu belirten Güven, “Kayyumları topluma açıklayamayan AKP ve MHP, Diyarbakır il örgütlerinin önünde annelerin eylemlerini başlattı. Anneleri oraya gönderenler onlara, ‘Gidin çocuklarınızı HDP’den isteyin’ dediler. Bu sorun 40 yıldır devam ediyor. Bu gençler kendi iradeleriyle gitmişler. Bizde hiç kimsenin gitmesini, ölmesini istemiyoruz. Bütün annelerin çocuklarını evlatlarıyla birlikte huzurlu bir yaşam sürmelerini istiyoruz. Aslında toplum da bunun yalan olduğunu biliyor. HDP’nin barışın ötesinde bir arzusunun olmadığını biliyor. AKP ve MHP’nin seçime kadar kendilerini sürdürebilmeleri için dört beş yıla ihtiyaçları var. Bu dört beş yılı kaos ve savaşla sürdürmek istiyorlar. Çünkü Rojava’da istedikleri gibi olmadı. AKP’nin Suriye politikası çöktü. Çünkü o politika Kürt düşmanlığı üzerine kuruluydu. Bu çöküşle çıkış arayan AKP kayyumu ve Rojava’daki çöküşü anlatamıyor. Ne yapacak HDP’nin önünde anneleri yönlendirerek sonuç almaya çalışıyor. Biz bunun barış için zaman kaybının ötesinde hiçbir şey olmayacağını biliyoruz” diye konuştu.
HDP’li Güven ve beraberindekiler, ziyaretin ardından Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde 23 Mart 2019 tarihinde Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle devam eden açlık grevlerine dikkat çekmek için yaşamına son veren hükümlü Ayten Beçet’in Gaziantep’te yaşayan ailesini ziyaret etti.
“HDP’nin kapısında değil, içerisinde bekleyin’’
Açlık grevinde yaşamına son veren Ayten Beçet'in ailesine ziyareti sırasında konuşan Leyla Güven gençlerin ölmelerini ya da ailelerinden uzak kalmalarını istemediklerini vurgulayarak, "Ben bir gün buraya gelebileceğini inanmıyordum. Ben istiyorum ki ölen kişi ben olayım. Genç arkadaşlarım ölsün istemiyordum. Aslında ben artık gençlerin ölmemesi için bu adımı atmıştım. Annelerin yürekleri yansın istemiyordum. Ama Ayten arkadaş, Zülküf arkadaş ve diğer tüm arkadaşlarımız izin vermediler ki ben öleyim. ‘Hayır, sen yaşamalısın’ dediler. Ben onlara hürmetlerimi, saygılarımı gönderiyorum. Ben o zaman açlık grevindeyken Ayten’in anne babası çok güçlü mesajlar verdiler. O zamanlar onların verdiği mesajlar beni yaşattı aslında. Çünkü o zaman onlar çocuklarının haklı olduklarını söylüyorlardı. Çünkü bütün anne ve babalar biliyorlar ki Kürt sorunu bitmeden bu ölümler de bitmeyecek. İşte biz bunun için mücadele ediyoruz. Ayten arkadaşımızın anne ve babası, bizim kızımızın ölümü son olsun bizim yüreğimiz yandı başkalarının yüreği yanmasın diyor. İşte biz de bunun için HDP'nin önde oturan annelere sesleniyoruz, biz diyoruz ki siz yanlış yapıyorsunuz. Bu sorunu HDP çıkarmadı, siz neden HDP’nin önünde oturuyorsunuz. HDP’nin içine gelin içeride oturun, gelin biz hep birlikte bu barışı getirelim “dedi.