Erişilebilirlik

Kuşaktan Kuşağa Aktarılan Ama Satılamayan Tohumlar


Mayıs 2022 - Seferihisar Belediyesi tarafından 11'inci Yerel Tohum Takas Şenliği düzenlendi
Mayıs 2022 - Seferihisar Belediyesi tarafından 11'inci Yerel Tohum Takas Şenliği düzenlendi

İzmir’in Seferihisar ilçesi bu yıl 11’inci kez Yerel Tohum Takas Şenliği’ne ev sahipliği yaptı. Seferihisar Belediyesi tarafından düzenlenen etkinlikte, satışı yasak olan sertifikasız tohumların takas yoluyla yaygınlaştırılması amaçlandı. Türkiye’nin birçok yerinden belediyeler, üretici kooperatifleri, sivil toplum kuruluşları ve üreticilerin katıldığı etkinlikte açılan stantlarda, kavundan karpuza, domatesten salatalığa, ayçiçeğinden kabağa kadar onlarca ürünün tohumları ve fideleri el değiştirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Can Yücel Tohum Merkezi’nde yerel tohumlardan üretilen 300 bin fide şenliğe gelen ziyaretçilere dağıtıldı.

Kuşaktan Kuşağa Aktarılan Ama Satılamayan Tohumlar
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:35 0:00

Etkinlikte takas yapılan tohumların özelliği, genetiğiyle oynanmamış, kimyasal maddelere maruz kalmamış, nesilden nesle aktarılabilen atalık ve doğal tohumlar olması. Aynı zamanda bu tohumlar toprak özelliklerine, hava koşullarına göre geçmişten bugüne aynı şekilde korunan yerel özellikler de taşıyor. Ancak Türkiye’de 2006 yılında çıkartılan bir düzenlemeyle, sadece sertifikalı tohumlar parayla satılabiliyor. Aynı düzenleme üreticiler arasında yerel tohumların yalnızca takasına izin veriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı da sertifikalı tohum kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla üreticilerin sertifikalı tohum kullanmaması durumunda tarım teşviklerinden yararlanmasını engelliyor. Bu tohumlara verilen destekle, ıslah edilmiş tohumlar yoluyla verimliliğin arttırılması ve denetimsiz tohumlarla yayılan hastalıkların önüne geçilmesi hedefleniyor.

“Tohumu üreten firma önce tohumu sonra ilacını satıyor”

Etkinliğe katılan Yerel Tohum Derneği ise ata tohumlarını bulup çoğaltarak gerekli analizleri yaptırdıktan sonra halka dağıtan kuruluşlardan biri. Derneğin kurucu başkanı Teoman Açıkbaş, 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nda yapılan değişiklikle üreticinin sertifikalı tohum üreten küresel firmalara mahkum edildiğini savunuyor. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Açıkbaş, “Üretici kendi tohumunu üretip satamaz. Yaparsa ne olur? Yakalandığı zaman imha edilir, 10 bin lira para cezası ve imha bedelini de öder. Bana göre amaç yerli tohumların önünü kesip küresel sermayenin hazırladığı hibritli, GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizma) kimyasal ilaçlarla, gübrelerle bulanmış tohumları buraya angaje etmek. Tohumlardan üretilen besinler insan sağlığına karşı onkolojik sıkıntıları da beraberinde getirdi” dedi.

Sertifikalı tohum üreten firmaların aynı zamanda zirai ilaçlar ürettiğini de söyleyen Açıkbaş, “Bu tohumu üreten firma ‘al bu tohumu ek’ diyor. Ama ‘bu tohumu bu gübreyle geliştirirsin’ diyerek gübreyi de satıyor. ‘Bu ilaçla korursun’ diyerek ilacını da satıyor. Yani tohumu üreten firma önce hastalığı yayıyor, sonra ilacını satıyor” dedi.

“O lezzet bir kere insanlara ulaştığında bir daha hibrit tohumlara bakacaklarını sanmıyoruz”

Tüketicilerin atalık tohumların farkına varmasıyla eskiye dönüşün başladığını kaydeden Açıkbaş, “İlk önce bu hibrit tohumlardan elde edilen domatesler gelip pazar tezgahlarına konulduğunda hepsi aynı boyda, son derece gösterişliydi. Biz bu derneği kurduğumuzda çok fazla üreten de yoktu. Ama tohumları dağıtmaya başladığımızda emin olun balkonlarında domates yetiştiren insanlar görmeye başladık. Bence o lezzet bir kere insanlara ulaştığında bir daha hibrit tohumlara bakacaklarını sanmıyoruz. İleriye dönük umutluyuz” diye konuştu. Açıkbaş sertifikalı tohumların tarımda verimi arttırmayı vaat etmesine karşı çıkarak “'Nüfus çoğalıyor, biz bu nüfusu nasıl besleyeceğiz?' deniyor. Nüfus ilk defa çoğalmıyor ki. Milyarca yıl önce kurulmuş bu dünyada defalarca nüfus gelmiş gitmiş. Bu topraklar bu insanları beslemiş. Bu yerel tohumlarla evinin 50 metrekarelik bahçesinde domates, biber, patlıcan ihtiyacını gören insanlar da var” şeklinde konuştu.

“Hibrit tohumlar bir kere ürün veriyor, sonraki yıl verimi yok oluyor”

Yerli tohum üreticisi Hikmet Yağcı ise sertifikalı tohumların bir kere ürün verdikten sonra veriminin yok olduğunu söyledi. Bunun üreticileri her zaman yeni tohum satın almaya bağımlı hale getirdiğini belirten Yağcı, “Hibrit tohum dediğiniz anda İsrail’in size geniyle oynadığı ve seneye bir daha ürün vermediği bir ürünle karşılaşıyorsunuz. Ekiyorsunuz, biçiyorsunuz, o yıl ürün veriyor. Ama gel gelelim seneye tohum üretmek için tohumluk ayırdığınız şeylerden hiç verim alamıyorsunuz” dedi.

VOA Türkçe’ye konuşan Yağcı, tohum takasının üreticiler arasında daha fazla yaygınlaşması ve üretimin artması gerektiğini de sözlerine ekledi: “Bizim artık parklarda, yazlık bahçelerinde, 200-300 metrekare alanları aşmamız gerektiğine inanıyorum ve ben de şu saatten itibaren daha çok üretebilmek adına çalışmalar yapmak istiyorum. Zincir olması lazım. Benim tohum verdiğim kişi de üretip herkesin birbirine dağıtması lazım. Ama o oluşmuyor.”

“Annemin yerel tohumlarını keşke saklayabilseydim”

Ev kadını Gülsüm Öztürk yerel tohumlar toplayarak evinin bahçesinde üretim yapanlardan biri. Bahçesinde domates, biber, patlıcan, bamya ürettiğini anlatan Öztürk, “Tadı, lezzeti, her şeyi çok farklı. Diğer tohumlarla kıyaslayamayız. Bunları üretme şansımız var ama onlar üremez. Zaten ona göre üretiliyorlar ve onların içine hastalık da koyuyorlar ki ona göre ilacını da üretiyorlar. Mecbursunuz yani. O fidanı alıp diktiğiniz zaman ya zaten kendiliğinden ölüyor ya da onlar çabuk hastalandığı için ona göre hemen ilaç atmak zorundasınız” dedi.

Öztürk’ün hayali ise üretim yaptığı yerel tohumları çocuklarına ve gelecek kuşaklara aktarabilmek. Öztürk, “Annem yıllar önce saklardı, kendi fidanımızı kendimiz yetiştirirdik. Annem hastalandı, ekip dikecek hali kalmayınca biz de o tohumların hiç kıymetini bilemedik. Hep o tohumlar her yerde bulunabilecek zannettik. Ama maalesef bir şekilde o tohumlar kaybettirildi. Yerine yabancı ülkelerden hastalıklı tohumlar, hastalıklı fidanlar geldi. Annemin yerel tohumlarını keşke saklayabilseydim” sözlerini kullandı.

XS
SM
MD
LG