13. Uluslararası İzmir Kukla Festivali başladı. 2007 yılından bu yana düzenlenen festivale bu yıl 24 ülkeden 42 kukla tiyatrosu topluluğu katılıyor.
Kukla festivalleri arasında uluslararası bir üne sahip olan İzmir Kukla Günleri, İtalya'nın Napoli kentinden gelen Teatri 35 adlı ekibin ünlü eserleri canlandırdığı 'Yaşayan Tablolar' isimli oyunuyla başladı. İzmir Devlet Opera ve Balesi Barok Orkestrası'nın müziğiyle eşlik ettiği gösteride üç İtalyan sanatçı, sahneye serilmiş kumaşları kullanarak ünlü sanatçıların en çok bilinen tablolarına hayat verdi.
“İzmir'i el ele bir kukla başkenti yapacağız”
Sabancı Kültür Sarayı'ndaki törenin açılış konuşmasını yapan Festival Direktörü Selçuk Dinçer, geçen yıl 105 bin seyircinin izlediği gösterilerde, bu yıl 80 bin izleyiciye ulaşmayı hedeflediklerini belirtti. Dinçer, “12 yılda bu festivali dünyanın beğeniyle izlediği, gelip katılmak istediği bir festival haline getirdik. Dünyanın önemli kültür sanat başkentlerinden biri olacak olan İzmir'in kukla sanatı için de dünyanın en önemli merkezlerinden biri olmasının kapısını araladık. Bu kapıdan hep beraber geçmemiz için önce bir okul, sonra bir kukla merkezi, bir kukla tiyatrosu, bir kukla müzesi gerekli. İzmir'i el ele bir kukla başkenti yapacağız" dedi.
17 Mart’a kadar sürecek olan festivale 24 ülkeden sanatçılar katılıyor. 42 kukla tiyatrosu topluluğu bütün İzmir’i adeta bir sahneye dönüştürecek. İzmir’in yedi farklı ilçesindeki 47 ayrı mekanda 44 gösteri 174 kez sahnelenecek. Gösterilerin önemli bir kısmı ücretsiz olacak. Festival boyunca sergiler ve atölye çalışmaları da düzenlenecek. Festivalin bu yılki sloganı “Kuklayla daha iyi bir dünya.”
“Modern kukla, bir toplu sanat yapıtı”
VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Selçuk Dinçer, Karagöz ve Hacivat gibi köklü bir kukla geleneği olmasına rağmen Türkiye’nin modern kukla sanatında çok da öne çıkamadığını söyledi. Dinçer “Modern kukla sanatı 40-50 yıl önce geleneksel kuklaların kabuk değiştirmesiyle ortaya çıktı. İpli kukla, el kuklası, sopalı kukla gibi bildiğimiz geleneksel formlara diğer sanat dallarının tekniklerini de katarak ‘toplu sanat yapıtı’ diyebileceğimiz bir forma dönüştü” diye konuştu.
Dinçer, İzmir Kukla Günleri’nin bir markaya dönüştüğünü belirtti ve İzmir’de hala bir kukla okulunun açılmamış olmasının büyük bir eksiklik olduğunu vurguladı.