9 yaşında Suriyeli bir mülteci kız çocuğunu simgeleyen 3,5 metre boyundaki kukla “Küçük Amal”, Türkiye-Suriye sınırından İngiltere’ye uzanan ve dört ay süren bir yolculuğu anlatan “The Walk” (Yürüyüş) projesi kapsamında İzmir’e geldi.
Suriyeli sığınmacıların göç sırasında yaşadığı zorlukları uluslararası kamuoyunda gündeme getirmek amacıyla tasarlanan Amal, 27 Temmuz’da Gaziantep’ten yola çıkarak Adana, Tarsus, Mersin, Konya, Antalya, Pamukkale ve Denizli’yi ziyaret etti. Küçük Amal iki haftalık Türkiye yolculuğunu İzmir’de tamamlayacak.
Merkezi İngiltere'deki tiyatro topluluğu Good Chance ve Handspring Kukla Kumpanyası ortak yapımcılığıyla yürütülen “The Walk” projesi kapsamında, Küçük Amal, annesini bulmak üzere 4 ay boyunca 8 ülke sınırı geçerek 8 bin kilometre yol kat edecek.
Amal, 4-8 Ağustos tarihlerinde Türkiye rotasının son durağı olan İzmir’deydi. İzmir ziyaretine, Efes Antik Kentini gezerek başlayan Amal, Şehit Polis Metin Tavaslıoğlu Caddesi boyunca yürüyerek mahallede yaşayan aileler ve çocuklarıyla tanıştı. Daha sonra Urla’da Uluslararası Göç̧ Organizasyonu’nun gastronomi etkinliğine katılan Amal’ın ziyareti, Konak ilçesindeki tarihi Kemeraltı Çarşısı’yla devam etti. Burada düzenlenen kukla atölyesinde İzmirlilerin yaptığı altı çocuk kuklasıyla daha buluşarak Konak Meydanı’na yürüyen Küçük Amal, İzmirli çocuklardan Zeybek öğrenerek birlikte dans etti.
“Amal zorunlu göç sebebiyle çile çeken milyonlarca çocuğu simgeliyor”
Küçük Amal, İzmir durağının dördüncü gününde Kültürpark’ta, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM) destekleriyle oluşturulan etkinlik alanında, mülteci çocuklar ve aileleriyle buluştu. Etkinlik çerçevesinde sahnelenen gösteriler ve şarkılarla eğlenen çocuklar, atölye etkinliğinde de boyamalar yaptı. Çocuklarla birlikte dans eden Amal, ardından altı kukla arkadaşıyla yeniden buluşarak Kültürpark’taki alana barışı simgeleyen zeytin fidanı dikti.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’yla (İKSV) birlikte projenin Türkiye’deki ortak yapımcılığını üstlenen Recep Tuna, ailelerinden kopan sığınmacı çocukların eğitimden, kültür sanattan ve hayattan kopuk kalmasını gündeme getirerek uluslararası boyutta farkındalık yaratmak istediklerini söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Tuna, “Küçük Amal aslında kurgusal bir karakter. Gerçek hayatta yaşamış bir kardeşimiz değil. Ama zorunlu göç sebebiyle çile çeken milyonlarca çocuğu simgeliyor. Projemizi günlük siyasi tartışmalardan uzak olarak kurguladık. Bizim niyetimiz hem çocuklarda hem de yetişkinlerde çok önemli olarak gördüğümüz bu sorunla ilgili bir empati duygusu, duygudaşlık yaratmak. Bunu da kültür sanat aracılığıyla yapmak. Özellikle çocukların böyle dev bir kuklayla karşılaştığında ilkin ne yapacaklarını bilmemeleri, sonra el ele tutuştukları andan itibaren birbirlerine duydukları yakınlık ve arkadaşlık, bu konuyla ilgili katılaşan birtakım düşüncelerin biraz daha yumuşaması, insanların birbirini anlayabilmesi için diyalog kanallarının açılması, bunun için de kültürün bir köprü görevi görmesini sağlıyor” dedi.
“Rotamız boyunca çok güzel etkinlikler oldu”
Türkiye’de mültecilere karşı sergilenen olumsuz tepkilere rağmen Amal’ın yolculuğunun çok güzel geçtiğini kaydeden Tuna, “Rotamız boyunca çok güzel etkinlikler oldu. Mesela Adana’da Portakal Çiçeği Karnavalı’nın ve Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle Taşköprü’den yürüdük. Orada göç temasıyla el yapımı kuş kuklalar eşlik etti Amal’a. Göçmen kuşlar Amal’a yolu fısıldayıp gittiler. Tarsus’ta çocuklarla bahçede oyun oynadı. Yeryüzü pazarında ikramlarda bulunuldu. Mersin’de şehir mezarlığına uğrayıp Özgecan Aslan’ın mezarına onu anmak üzere bir çiçek bıraktı. Amal’ın kadına yönelik şiddete dair de bir mesajı var. Geçtiği her yerde bu mesajı da iletiyor. Daha sonra Musalı köyüne gittik. Eski göçerlerin yerleşik hayata geçtiği bir köy. Orada kendisine Yörük teyzemiz ninni söyledi uyurken. Antalya’da engelsiz kafede down sendromlu arkadaşımız ve engellenen çocuklarla önce saklambaç oynadı, sonra film izledi. Onun yaşlarında iki kız çocuğu, ‘Amal artık bizim en yakın arkadaşımız’ dedi.
VOA Türkçe’ye konuşan Tuna, Küçük Amal’ın karşı kıyıya geçerken Akdeniz’de hayatını kaybedenleri temsil etmek üzere İzmir Çeşme’deki Sağlık Plajı’nda ayakkabılardan oluşturulacak patikadan yürüyerek Türkiye rotasını sona erdireceğini belirtti. Tuna, “Birkaç yıl önce sığınmacılar karşı kıyıya nereden geçebileceklerini o sahilden izlemişler ve orada gece konaklamışlar. Bizim oraya yerleştireceğimiz ayakkabılar, denizde hayatını kaybedip karaya çıkamayan tüm sığınmacıları anmak üzere düzenlenen bir sanat etkinliği. Orada Amal sessizce denize bakarak hava kararana kadar bekleyecek” dedi. Amal, Çeşme’de Suriyeli ‘DJ OM.EL BEAT’in, Suriye ve Türkiye ezgilerinden oluşan ‘hasret’ temalı uğurlama konserine eşlik edecek. Kendisini uğurlamaya gelen İzmirli aileler ve mülteci aileler tarafından Yunanistan’a gidecek olan tekneye bindirilecek ve Türkiye rotasına hoşçakal diyecek.
“Zorunlu kitlesel göç sadece savaşlardan dolayı yaşanmıyor”
Küçük Amal’ın Avrupa’da izleyeceği rotayı aktaran projenin ortak yapımcısı Tuna, “Daha sonra Amal’ın yolculuğu Sakız Adası’na geçerek Yunanistan’da devam edecek. Yunanistan ana karasında çeşitli illere ve Atina’ya da uğruyor. Sonra İtalya’ya, Fransa’ya, Belçika’ya, Almanya’ya ve İngiltere’ye geçip, Londra üzerinden de Manchester Uluslararası Festivali’nde proje son bulacak” diye konuştu.
Zorunlu kitlesel göçlerin giderek daha fazla dünya gündemine taşındığını söyleyen Tuna, “Zorunlu göç sadece savaşlardan dolayı değil küresel ısınmadan ve iklim değişikliğinden dolayı da yaşanıyor ve yaşanacak. Onun için bizim kültür sanat aracılığıyla verdiğimiz mesajın herkese ulaşmasını diliyoruz ve dünyamızın daha iyi bir hale gelmesi için hep birlikte birbirimizi anlayarak, empati kurarak, diyalog halinde daha iyi bir dünya için çalışalım istiyoruz” dedi.