Corona virüsü salgınına karşı getirilen kısıtlamalar nedeniyle herkes evlere kapanmak zorunda kalınca kilo almak ciddi bir sorun haline geldi, hareketsiz bir hayatın yol açtığı sağlık sorunları da arttı. İzmir Seferihisar Belediyesi pandemi koşullarında spor faaliyetlerine ulaşamayan kadınlar için bir proje başlattı. Proje kapsamında Ulamış köyünde kadınlara haftada iki gün klinik pilates dersi veriliyor.
“Yaşım 70 ama işim bitmemiş”
Pilates derslerine katılan Ulamışlı kadınlardan Huriye Delen, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Pandemi döneminden sonra hareketsiz kaldık. Pilatesi sağlık amaçlı yapıyoruz. Buraya geldiğimiz için çok mutluyuz. Bize bu imkanı sunduğu için belediyeye teşekkür ediyorum” dedi.
Fırsat buldukça yürüyüş yapmaya çalıştığını kaydeden Delen, “Daha önce hiç pilates yapmadım. Buraya elimin hamuruyla geliyorum ve çok mutluyum. Sağlığım elverdiği müddetçe devam edeceğim. Daha zinde oldum. Ben astım hastasıyım artık ilaç bile kullanmıyorum. Yaşım 70 ama işim bitmemiş” diye konuştu.
Proje başka köylere de yayılacak
Pilates derslerini veren emekli beden eğitimi öğretmeni Sıdıka Selma Yelbuğa da Seferihisar ilçe merkezinde zaten pilates çalışması yürütüldüğünü belirterek, “Belediye ile işbirliği içinde bu çalışmaları köylere de götürelim dedik. Bize ulaşamayan kadınlarımıza ulaşalım, onlarla böyle bir çalışma yapalım istedik. Onlar da çok sıcak baktı ve bu çalışmaya başladık” ifadesini kullandı.
VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Yelbuğa, “Pandemi döneminde herkes gibi biz de evde kaldık. Kilo almaya başladık. Eklemlerimiz ağrımaya başladı. Zaten belli bir yaştan sonra eklem ağrıları, kireçlenmeler, eklemlerde sıvı kaybı oluyor. Biz de bu sorunları ötelemek, sağlıklı olabilmek, yaşlanmayı yavaşlatmak için pilates yapıyoruz” dedi.
Ulamış’ta iki farklı kadın grubunun haftada ikişer gün pilates yaptığını söyleyen Yelbuğa, bu çalışmaları diğer köylere de yayacaklarını vurguladı. Yelbuğa, özellikle salgın döneminde herkese spor yapması tavsiyesinde bulunarak “Hiçbir şey yapamıyorlarsa yürüsünler” diye konuştu.
İspanyol Gribi salgınında pilates
Bazıları tarafından seçkinlere ya da kadınlara özgü bir spor olarak görülse de aslında pilates, hareketleri yapmasına engel olacak fiziksel bir sorunu olmayan herkesin yapabileceği bir spor. Esnekliği arttırmak ve vücudun genel sağlığını iyileştirmek amacıyla geliştirilmiş bir egzersiz sistemi.
Aslında pilatesin bu kadar popüler olmasında bir başka pandeminin, 20’nci yüzyıl başındaki İspanyol Gribi salgınının büyük etkisi oldu. 1880’de doğuştan raşitizm ve astım hastası olarak Almanya’da dünyaya gelen Joseph Pilates, zamanının çoğunu geçirdiği evinde Uzakdoğu sporları ve tıp kitapları okuyarak bu iki hastalığından kurtulmanın yollarını aradı. Bu nedenle yoga, kayak, dans, savunma sporu ve ağırlık çalışmaları üzerinde uzmanlaştı ve tüm bunların birleşimi olarak pilatesi yarattı.
Pilates, Birinci Dünya Savaşı başladığında çalışmak için gittiği İngiltere’deydi. Alman vatandaşı olduğu için bir toplama kampına alındı. Savaş boyunca tutulduğu bu kampta bir yandan pilatesi daha da geliştirdi, diğer yandan da kampta birlikte kaldığı diğer Alman vatandaşlarına pilates öğretti. Anlattığına göre, onun egzersiz programına katılanlardan hiçbiri İspanyol Gribi'ne yakalanmadı. Pilates, savaş sonrasında gittiği New York`ta ilk pilates stüdyolarını açtı. Uzun süre müşterileri hep erkekler oldu, daha sonra kadınlar da ders almaya başladı.