Erişilebilirlik

Kılıçdaroğlu: ‘2019’da Saray Diktasını Yıkacağız’


Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı’nın düzenlediği “Prof. Dr. Erdal İnönü İzinde Siyasette Uzlaşma Kültürü” başlıklı etkinliğe katıldı.

SHP’nin eski genel başkanı İnönü’nün vefatının onuncu yılı dolayısıyla tertip edilen toplantıda konuşan CHP lideri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi görüşü dışındakileri dikkate almadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, “Herkes susacak, sadece o konuşacak. Herkes düşünmeyecek, sadece o düşünecek. İnsanı bir meta yerine koyan, mal yerine koyan bir siyaset anlayışı toplumda egemen olmaya başladı. Bu kültürü yıkacağız ve yıkmakta da kararlıyız. 2019'da benim tek isteğim var, kararlı ve namuslu durursak, demokrasiye sahip çıkarsak, her düşüncenin önündeki engelleri tümüyle kaldırırsak biz bu saray diktasını yıkarız. Yıkmaya da kararlıyız, yıkacağız da” dedi.

“Yargı ellerinde olduğu için uzlaşma kültüründen uzaklaşıp dayatma kültürünü toplumun önüne koydular”

Erdal İnönü’nün Türkiye’de uzlaşma kültürünün önde gelen temsilcilerinden biri olduğunu altını çizen Kılıçdaroğlu’na göre, her geçen gün uzlaşma kültüründen uzaklaşan Türkiye’de asıl kırılma 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra gerçekleşti.

“15 Temmuz girişiminde sonra saraya davet edilmiştik. Türkiye, çok derin bir travma yaşıyordu ve bu travmadan Türkiye'nin kurtulması gerekiyordu. Gittik, söylenmesi gereken her şeyi söyledik. Uzlaşma kültürünün, devlette liyakatın, yargı bağımsızlığının ne kadar önemli olduğunu ifade ettim. Katılanların tamamı hak verdi. ‘Yargı bağımsızlığından başlayalım. Oturalım, uzlaşalım ve yargı bağımsızlığını sağlayalım’ dediler. Sadece iki toplantı yapıldı, sonra hiç kimse gelmedi. Niçin? Yargı, zaten ellerindeydi, onları daha da bağımlı hale getirme düşüncesi vardı ve o düşünceyi daha sonra hayata geçirdiler. Uzlaşma kültüründe dayatma yoktur zaten. Bugün yaşadığımız olay bir uzlaşma kültürü değil, uzlaşma kültüründen uzaklaşıp, bir dayatma kültürünü toplumun önüne koymaktır.”

“Büyükada'da toplantı yapanlar serbest bırakılmayacaktı”

CHP liderinin konuşmasında yargıya yönelik eleştiriler ön plandaydı. Kılıçdaroğlu, 25 Ekim’de ilk kez hakim karşısında çıkan “Büyükada Davası” tutuklularının tahliye edilmelerini Alman Der Spiegel dergisinin haberinde olduğu gibi Almanya eski başbakanı Gerhart Schröder’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesine bağladı.

“Yargıya bakın hangi durumda? Schröder olmasa Büyükada'da toplantı yapanlar serbest bırakılmayacaktı. Adımız gibi eminiz. O devreye giriyor çünkü ortada yargı yok. Hangi yargıdan söz ediyoruz? Kuşatılmış bir yargı. Medya, hangi medyadan söz ediyoruz? Kuşatılmış bir medya. Üniversiteler, hangi üniversitelerden söz ediyoruz? OHAL uygulamalarıyla darmadağın edilen üniversiteler. Bilime saygıdan söz ediyoruz. Hangi bilime saygı? Konuşan, üreten kişinin bir anlamda dışlandığı, bulunduğu alandan dışlandığı bir süreci yaşıyoruz.”

“Sorun cesur olmakta, arkaya döndüğünüzde kimse yok”

Türkiye’deki muhalefet partileri sürekli “sıkı muhalefet” yapmamakla eleştiriliyor. Bu eleştirilerden en fazla payını alan parti şüphesiz ana muhalefet partisi vasfını taşıyan CHP. Ancak CHP liderinin de şikayeti var.

“Yeri geldiğinde çok eleştiririz de ‘bunu yapalım’ dediğimizde arkaya döndüğünüzde kimse yoktur Bu bizim temel sorunumuz. Ülkeyi kuranlar çok zor koşullarda kurdular. Olmazı başardılar. Büyük bedeller ödediler. Biz o günün koşullarına göre daha iyiyiz aslında. Daha çok okuyanımız var, yazanımız var, çizenimiz var. Sorun cesur olmakta. Daha cesur olacağız, daha kararlı olacağız, daha inatçı olacağız. Çünkü biz haklıyız.”

“Bir an önce seçim yapalım diyoruz ama korkuyorlar”

Belediye başkanlarının ya görevden alındığını ya da ‘şantajla’ istifaya zorlandığını söyleyen CHP lideri, salı günkü grup konuşma toplantısında olduğu gibi İstanbul’da da erken seçim çağrısını yineledi.

Kılıçdaroğlu, “Demokrasi öneriyoruz, buyurun bir an önce seçim yapalım, insanlar yeni belediye başkanlarını seçsinler veya siz aday göstermiyorsanız kendi partinizden başkasını aday gösterebilirsiniz. Kazanan kim olur? Hepimiz oluruz. Kazanan kurum ne olur? Demokrasi kurumu olur ve dünyaya deriz, ‘bakın nüfusun yüzde 50'si bir şekliyle kendi seçtiği belediye başkanı tarafından yönetilemiyor ama demokrasinin gereği olarak erken seçime gittik’ deriz. Korkuyorlar çünkü onlar demokrasiye inanmıyorlar. Demokrasiyi araç olarak kullanmak istiyorlar” diye konuştu.

Türkiye’nin fiziki kayıplar dışında düşünsel olarak kaybettiğini söyleyen CHP lideri, üniversite hocalarının geçinmek için simit sattığını herkesin bu durumu düşünmesi gerektiğini de söyledi.

XS
SM
MD
LG