Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2017-2019 yılları arasında İmam Hatip liselerine ayırdığı bütçe, fen liselerine ayırdığı bütçeden oldukça fazla.
2017-2019 yılları arasında Milli Eğitim’in fen liselerine ayırdığı bütçe 109.6 milyon lira iken İmam Hatip liselerine ayrılan bütçe 1.7 milyar lira oldu.
Peki İmam Hatip okullarına ayrılan bütçeyle fen liselerine ayrılan bütçe arasındaki uçurum neden kaynaklanıyor? Bu durumun eğitim sistemine yansımaları nasıl olur?
Uluocak: Çok sayıda İmam Hatip okulunun açılması verimli yatırım değil
Eğitim-Sen Yöneticisi Barış Uluocak, Ak Parti hükümetinin iktidara gelmesinden bu yana İmam Hatip liselerinin açılmasını teşvik eden bir politik görüşe sahip olduğunu, hükümetin sürekli olarak İmam Hatip liselerini desteklediğini ve imam hatip ortaokullarının hükümet zamanında açıldığını belirtti. Uluocak, İmam Hatip okullarına öğrencilerin gitmesinin teşvik edildiğini ve oradaki öğrenci sayısının sürekli olarak arttırılmaya çalışıldığını dile getirirken hükümetin imam hatip okullarını gelecekte kendilerine yönelik bir garanti olarak gördüğünü söyledi.
Eğitim-Sen Yöneticisi Barış Uluocak’a göre, Türkiye’nin uluslararası sınavlarda başarı endekslerinde sürekli geride kalan bir ülke olması açısından dini eğitimin bu kadar çok artırılması, imam hatip okullarının sayılarının fen liselerine oranla bu kadar çok yükseltilmesi çok verimli, çok doğru bir karar mıdır bu kendileri açısından da tartışmalı bir konu.
İmam Hatip liselerinin sayısının fen liseleri sayısından çok daha yüksek olduğunu, bu yüzden mevcut durumda İmam Hatip liselerine daha fazla kaynak ayırmanın matematiksel olarak bir orantı gösterdiğini belirten Uluocak’a göre burada asıl problem, fen liseleri ve anadolu liseleri gibi başarılı okulların sayısının arttırılmaması.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra el konulan cemaat okullarının bir çoğunun imam hatip lisesi ve imam hatip ortaokuluna dönüştürüldüğünü söyleyen Eğitim-Sen Yöneticisi Uluocak’a göre, bu kadar çok imam hatip okulunun açılması, elimizdeki güncel verilere bakıldığında eğitim sistemi açısından çok da verimli bir yatırım değil.
Kara: Eğitim sistemi, toplum komple değiştiriliyor
Araştırmacı gazeteci Vedat Kara, şu an Türkiye'de fen liseleri ve sosyal bilimler liselerinin toplam sayısının 607 olduğunu, bu sayının eğitim gören 15 milyon öğrenci arasında %1 lik bir rakama bile tekabül etmediğini ancak imam hatip okullarında okuyanların sayısının 60 bin öğrenciden 1 buçuk milyona ulaştığını, orta okul ve benzeri türevleriyle birlikte 3500 kişiye dayanan bir imam hatip kadrosu oluştuğunu kaydetti.
Türkiye'de genel liselerin sayısının azaltıldığını söyleyen Vedat Kara, Alevi bir ailenin, seküler bir kişinin ya da yaşama dair kaygıları olan ve buna göre çocuklarının eğitim görmesini isteyen bir ailenin çocuklarını gönderebilecekleri okulun sadece fen liseleri veya anadolu liseleri olduğunu belirtti. Bu çocukların sınava girdiklerinde 2 milyon öğrenciyle yarıştığını ve bu okullara alınabilmeleri için ilk 100.000'e girebilmesi gerektiğini dile getiren Kara, bu okullara giremeyen çocukların mecburen meslek liselerine gideceğini belirtti. Meslek liselerine giden çocukların, mesleki alanlar hariç üniversite yolunun kapatılması anlamına geldiğini söyleyen Gazeteci Vedat Kara, bunun da çocukların sistemden ve toplumdan asimile edilmesi anlamını taşıdığını söyledi.
Kara, “Bugün eğitim sisteminin, toplumun komple değiştirildiğini görüyoruz.Yani cumhuriyetçi, demokrat, aydın fikre sahip bütün katmanların aslında toplum içerisinde yer alamaz şekle dönüştürülmesi açıcısından bu politikalar ve bu rakamlar birbirini destekleyen biçimdedir” dedi.
Eğitimde dönüşümü hazırlayan kadroların kendileri de dahil olmak üzere, geçmişte çocuklarını o çok eleştirdikleri kolejlere, çok eleştirdikleri üniversitelere göndermek için yarıştıklarını söyleyen Kara, bugün de yarıştıklarını, her insanın çocuğunun iyi eğitim almasını istediğini söyledi.
Vedat Kara, topluma baktığımızda bugün sessiz yığınların da kendi çocuklarını fen liselerine, anadolu liselerine göndermek istediğini belirtti.
Kara, çocuklarını normal liselere veya meslek liselerine gönderen cemaatçı ailelerin, çocuklarını üç yıl boyunca bu liselere gönderdiğini, son bir yıl ise çocuklarını bu liselerden alıp özel liselere verdiğini kaydetti.
Araştırmacı Gazeteci Vedat Kara, özel liselerden üniversiteye geçişin hem daha kolay olması hem de çocukların son bir yılını iyi eğitim alarak üniversiteye hazırlanmasını isteyen ailelerin böyle bir yolu tercih ettiklerini söyledi.
Türkiye'de fen liselerinin, genel liselerin, anadolu liselerinin kapasitesinin gerçek oranda artırılması ve bu okullara yatırım yapılması halinde imam hatiplerin hepsinin, mesleki liselerin de niteliksiz olanlarının boş kalacağını kaydeden Kara, insanların çocuklarının geleceğini eğitimde aradıklarını söyledi. Ailelerin çocuklarını okula göndermek istemediğine dair söylemlere inanmadığını belirten Vedat Kara, bunu bu halkı yönetmeye çalışan iktidarların yaptığını çünkü düşünen akıldan, düşünen insanlardan rahatsız olduklarını söyledi.
Sokakların tepkisi farklı
Öğrenci velisi Hatice Karalıoğlu, çocuğunun TEOG sınavını kazandığını ancak birçok okulun imam hatip liselerine dönüştürülmesinden ötürü tercih yapmakta zorlandıklarını ifade etti. Herkesin hoca olmayacağını, Türkiye’nin öğretmene, doktora ihtiyaç duyduğunu söyleyeyen Karalıoğlu, imam hatip liselerine bu kadar yatırım yapılmasını doğru bulmadığını dile getirdi.
Oğlu imam hatip lisesinde burslu olarak okuyan Adil Geylani, bundan önceki hükümetlerin imam hatip okullarını kapattığını, Ak Parti hükümetinin ise kapatılan imam hatip okullarını açtığını hatta çok sayıda yeni imam hatip okulu inşa ettirdiklerlerini dile getirerek bu durumdan çok memnun olduğunu söyledi.
Üniversite öğrencisi Kağan Batur, imam hatip liselerine yapılan yatırımın başarı getirmesi halinde yatırımın yapılmasını destekleyeceğini belirtti. Ancak fen liseleriyle imam hatip liseleri kıyaslandığında imam hatiplerin başarısının geride olduğunu söyleyen Batur, bu sebeple imam hatiplere yapılan yatırımın gereksiz olduğunu belirtti. Batur, imam hatiplere aktarılan yatırımların araştırma-geliştirme ve fen liselerine aktarılması halinde Türkiye’nin geleceğine çok daha iyi katkı sağlayacağını düşündüğünü de kaydetti.
