‘‘TSK’nın Suriye’deki Varlığı Meşru, Ankara-Şam’la Doğrudan Görüşmeli’’
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Suriye'de Barışa Açılan Kapı' temalı Uluslararası Suriye Konferansı düzenledi.
İstanbul’da yapılan toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Ortadoğu’daki meselelere mezhepçilik perspektifinden baktığı için 2011 yılından bu yana Atatürk’ün çerçevesini çizdiği ‘yurtta barış dünyada barış’ politikasından uzaklaştığını, yanlış Suriye politikası ile komşu ülkelerdeki yangının büyümesine neden olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu: ‘‘Suriye barışa giden en kestirme yol, Ankara ve Şam arasında yol kurulmasından geçiyor’’
Bu konferansın Türkiye-Suriye arasındaki ilişkileri onarmak için yeni bir adım olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Suriye’de yeniden barış ve demokrasinin tesis edilmesi için beş öneri sundu.
CHP lideri, ‘‘Ankara ile Şam arasındaki yolun barışa giden en kestirme yol olduğunu ve Suriye'nin geleceğinin ancak Suriye halkının karar vereceğini asla unutmamalıyız. ABD ve Rusya'nın çıkarları arasında savrulmamak için toprak bütünlüğünü, siyasi bağımsızlık, egemenlik, iyi komşuluk ilişkilerine dayanan bütünlüklü tek bir Suriye politikası izlemeliyiz. Suriye politikası başta olmak üzere uluslararası hukuka ve ilişkilere dayalı meşruluğu olan bütün aktörlerle konuşarak diplomasiyi etkin kılmalıyız. Bugüne kadar uluslararası hukuk ve meşruiyete aykırı bütün hamlelerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Suriye yeniden güvenli ülke olduktan sonra ülkemizdeki sığınmacıların gönüllü geri dönmelerini teşvik etmeliyiz’’ dedi.
Kılıçdaroğlu: ‘‘Türkiye’nin Suriye topraklarındaki terörle mücadelesi meşrudur’’
İdlib'deki son gelişmeleri kaygı verici bulan CHP lideri, uzun süredir terör örgütlerinin hedefi altındaki Türkiye’nin uluslararası angajmanlar ve anlaşmalarla sınır dışında terörle mücadele etmesinin meşru olduğunu da dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, ‘‘İdlib'de El Kaide ve türevi örgütlere mensup on binlerce teröristin Türkiye'ye sızma olasılığı ülkemiz güven ve istikrarı için ciddi bir tehlikedir. İdlib'de gözetleme noktalarındaki askerlerimizin can güvenliği hepimizin ortak kaygısıdır. Türkiye çok uzun süredir terör örgütlerinin hedefi altındadır. Bu bağlamda Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlamak amacıyla Suriye topraklarında sürdürdüğü terörle mücadelenin meşruluğuna inanıyoruz ancak terörle mücadelenin Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilerek ve doğrudan Şam yönetimi ile ilişki kurularak sürdürülmesinin en doğru yol olduğu inancındayız. Aklımızdan çıkarmamamız gereken bir gerçek var, o da Suriye'nin barışı ile Türkiye'nin huzurunun iç içe geçmiş olduğudur’’ dedi.
İmamoğlu: ‘‘1 milyon Suriyeliye kent yönetimi seyirci kalamaz’’
Yaklaşık 1 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan İstanbul’un büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu da açış konuşmalarını yapan isimlerden biriydi.
İmamoğlu, ‘Suriyeli göçmenlerin çoğu, kendi ülkelerinde inanmadıkları bir savaşa dahil olmak ve hayatlarını kaybetmek yerine, yaşamayı ve kendilerine başka bir gelecek kurmayı hayal ettikleri için bizim ülkemize sığındı” sözleriyle Suriyeliler hakkında çok pozitif bir dil kullandı.
Büyükşehir Belediyesi’nin ‘göç barometresi’ çalışmasına başlayacağını söyleyen İBB Başkanı, ‘‘Sayıları bir milyon civarında olduğu anlaşılan göçmen ve mültecilerin bulunduğu bir kentin yönetimi, meseleye asla seyirci kalamaz. Mesele yokmuş gibi davranamaz. Bizim ülkemizde Suriyelilerin varlığının büyük toplumsal sorunlara dönüşmemesi için sorunun doğru anlaşılması ve de mutlaka iyi yönetilmesi şart. Resmi makamlara göre İstanbul’da ise 550 bin civarında Suriyeli var. Kimi sivil ve bağımsız kaynaklara göre, doğru rakam bu değil. Onlara göre, İstanbul’daki kayıtlı ve kayıtsız mülteci sayısı 1 milyondan fazla’’ dedi.
İmamoğlu: ‘‘Nihai hedefimiz Suriyelilerin vatanlarına dönmesi ama onları kendi kaderlerine terk etmeyeceğiz’’
İstanbul’da yaşayan Suriyelilerin büyük sorunlar yaşadıklarını belirten İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı, Suriyelileri kendi kaderlerine terk etmeyecekleri sözünü verdi.
İmamoğlu, ‘‘ Suriyelilerin büyük bölümü zor koşullarda hayata tutunmaya çalışıyor. Çocuk evlilikleri var. Aile travmaları var. Suriyeli çocukların, kadınların ve ailelerin acilleşmiş sorunları var. Psikolojik ve manevi destek vermemiz gereken acil vakalar gelişiyor her gün. Mültecilerin durumlarının iyileştirilmesi ve sorunun kalıcı biçimde çözümü için uluslararası organizasyonlarla çalışmak istiyoruz. Sorun uluslararası bir sorundur; çözümü de uluslararası arenada bulunmak zorundadır. Suriyelilerin kendi vatanlarına geri dönebilmeleri için, uluslararası iş birliğini geliştirmeye yönelik öncü politikalar önereceğiz. Nihai hedefimiz, Suriye’nin istikrara kavuşturulması ve mültecilerin kendi vatanlarında topraklarına ve oradaki hayatlarına huzurla dönmelerinin sağlanmasıdır. Bu büyük sorunun çözümünde yolumuzu aydınlatacak tek ışık, vicdanımızdır. Daha net söyleyecek olursak içimizdeki adalet duygusudur, insanlık arzusudur. Suriyelileri kendi kaderlerine terk etmeyeceğiz’’ diye konuştu.
Ağbaba: ‘‘Suriye’nin geleceğine Suriye halkı karar verebilir’’
Ünal Çeviköz’le birlikte toplantıya organize eden iki genel yardımcısından biri olan Veli Ağbaba da açış konuşmasında CHP’nin Suriye halkının yanında olduğunu söyledi.
Ağbaba, “İzlenen yanlış politikaların yarattığı yıkım, ne bizim Suriye’yle barış içinde yaşama isteğimiz azaltabilir ne de bu yönde attığımız adımları zayıflatabilir. Biz, Suriye’nin geleceğine ve Suriye’yi kimin yöneteceğine sadece Suriye halkının karar verebileceğini savunuyoruz. Suriye-Türkiye ilişkilerinin doğrudan temaslar yoluyla normalleşmesinin sadece bu iki ülkenin değil, tüm bölgenin huzur ve güvenliği için önemli olduğunu düşünüyoruz’’ dedi.