Yüzyılın felaketini yaşayan Japonya'da ölü sayısı onbinlerle ifade ediliyor; yüzbinlerce kişi evsiz kalmış durumda. Arama kurtarma çalışmalarına son veren yetkililer, artık yardımların felaketzedelere daha çabuk ulaşması için çalışıyor. Japon halkını derinden etkileyen bu felaketin maddi ve manevi bilançosu oldukça yüksek.
Henüz iki aylık olan Hina Tanaka, Rikuzentakata’daki bir barınakta kalan en küçük depremzede. Hina, buraya halası ve babaannesiyle gelmiş. Annesinin nerede olduğunu sorduğumuzda sorumuz yanıtsız kalıyor. Yardım görevlileri Hina için süt ve bez getiriyor. Ancak su olmadığı için yıkanması mümkün değil.
Hina ve ailesinin hemen yanında ise 11 yaşındaki Mugen Takahashi, annesi ve kızkardeşiyle birlikte kalıyor. Mugen şunları söylüyor: "Tsunami geldiğinde ben okuldaydım. Hemen eve gitmek istedim ama öğretmenimiz izin vermedi. Hep birlikte daha yüksekte olan bir okula gittik. Bütün öğrenciler oradaydı, bu sayede dev dalgalardan kurtulmayı başardık."
Mugen’ın ananesi ve dedesi kaçmayı başaramamış. Onlar gibi kasabadaki binlerce kişi, dev dalgaların yuttuğu ev ve arabalarda hayatlarını kaybetmiş.
Barınaklarda hava oldukça soğuk. Yerel basına göre, başka bir barınakta 14 yaşlı bu nedenle öldü. Büyük bir grip salgını çıkmasından kaygı duyuluyor.
Yakındaki Ofunato’da, yıkıntılar arasında gezen Ai Omi, bir yandan da cep telefonundaki mesajları kontrol ediyor.Omi şunları anlatıyor: "Birçok yerde arkadaşlarım var. Burada, biraz güneydeki Sendai’de ve hatta Tokyo’da. Depremin olduğu günden beri onlara ulaşmaya çalışıyorum. Ama cep telefonları çalışmıyor. Nükleer santralde meydana gelen olay, korkularımızı iki kat arttırdı. Ama asıl burada, deniz kenarında yaşayanlar için herşey çok değişti. Evlerimiz, arabalarımız yok. Geriye dönecek bir yerimiz kalmadı."
Biraz ilerdeki Satoko Kino da evinin enkazında geriye kalan parçaları topluyor. Babası Ryomi ile birlikte, evlerinde bulunan çok değerli bir Buddha heykelini bulmayı başarmışlar. Bir de amcasının küllerini ve mektuplarını sakladıkları ağaçtan yapılma plaketi bulabilmişler.
Buldukları parçaları, tepenin üstünde, ailece gittikleri bir tapınağa götürmeyi planlıyorlar. Tapınağın rahibi, getirilen parçaları güvenilir bir yerde saklama sözü vermiş. Bu, Satoko ve babasının içini biraz da olsa rahatlatıyor. En azından ölülerinin huzur içinde olmasını istiyorlar.
Ofunato halkının çoğu, bu tapınağa gelerek dua ediyor ve ölülerini nasıl gömeceklerini planlamaya çalışıyor. Aşağıda, yerle bir olmuş kasabada kalanlarsa, gelecekleri konusunda kararsız ve bir o kadar da umutsuz.