Müzik aleti satıcıları, Corona virüsü salgınıyla mücadele tedbirleri kapsamında çalışamayan müzisyenlere destek amacıyla dükkanları önünde her gün performans düzenliyor. İzmir'de kademeli normalleşme sürecinin başladığı 1 Haziran’dan itibaren “Müzik Susmasın” adı altında gösteri sunan müzik aleti satıcıları, normalleşmeye rağmen çalışma koşullarındaki sorunları süren müzisyenler için farkındalık yaratmaya çalışıyor.
Müzik aleti satıcıları, müzisyenlerin çalıştığı birçok işyerinin hala kapalı olduğuna, açık olanlarda canlı müzik yasağının sürdüğüne ve saat 22.00’de başlayan sokağa çıkma yasağının müzisyenlerin çalışmasını kısıtladığına dikkat çekiyor.
İzmir’de 35 yıldır müzik aletleri satan Murat Atalık, “Burada yıllardan beri müzisyenlerden ekmek yiyoruz. Onlara vefa borcumuzu ufak ufak ödeyelim istiyoruz. Onlara destek olarak bir farkındalık, bir ses yaratmak istiyoruz. Müzik susmasın istiyoruz. Müzisyene, müziğe, sahneye destek olmak istiyoruz. Sahneler 24’e kadar açılana dek bu desteğimiz devam edecek. Biz burada dükkanlarımızın önünde müzik yapmaya devam edeceğiz” dedi.
“Maddi destek değil çalışmak istiyoruz”
Müzik aleti satıcılarının destek eylemine katılan işini kaybetmiş müzisyenlerden Ayhan Veysel Faruk da salgın döneminde yaşadıklarını, “Pandemiden önce kafe, barlarda sahne alıyordum. Restoranlarda sahne alıyordum. Ama pandemi dönemi geldikten sonra hep beraber bu illetin altından kalkabilmek için milletimize, sistemimize yardımcı olalım dedik, sustuk. Bu yaşımızda, annemizden, babamızdan, çevremizden üç beş kuruş alarak, hükümetimizin, sistemin bize layık gördüğü, sadaka gibi verdiği bin lirayla idare etmeye çalışıyoruz. Kiramıza, elektriğimize, suyumuza, hiçbir şeyimize yetmiyor. Büyükşehir Belediyesi’nin erzak konusunda ara ara destekleri oldu. Onlar da olmasa zaten şu anda bitiktik” sözleriyle anlattı.
Taleplerinin hükümetten maddi destek almak olmadığını, çalışıp kazanmak istediklerini kaydeden Faruk, normalleşmeyle birlikte düğünlere izin verilmesine karşın düğünlerde sahne alamadıklarına dikkat çekti. VOA Türkçe’ye konuşan Faruk, “Düğünler var şu anda mesela. Halay çekiyor herkes yan yana. Fakat canlı müzik yok. Bu sistem çok saçma. O yüzden bir an önce buna son verilmesini istiyoruz. Konuşacak kelime bile bulamıyoruz, psikolojimiz bozuk” diye konuştu.
“Hibe desteğinden sadece sigortalı müzisyenler faydalanabiliyor”
Hükümetin salgın döneminde sigortalı olarak kayıt altında çalışan müzisyenlere hibe desteğinde bulunduğunu hatırlatan İzmir Müzisyenler Derneği Başkanı Oktay Çaparoğlu ise, ‘Müzik susmasın’ diye bir proje yapılmıştı daha önce. Oradan 5 bin TL destek aldık beş ay boyunca. Haziran ayı içinde son bir destek olarak 3 bin TL daha destek çıkarıldı. Ancak bundan faydalanan müzisyen sayısı 31 bin civarında. Biz bunun kapsamının genişletilmesini istiyoruz. Aynı zamanda son çıkan hibe desteğinden sadece vergi mükellefi olan müzisyenler ve sanatçılar faydalanabiliyor. Bunun da kapsamının genişletilmesini istiyoruz” dedi.
Çaparoğlu VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada “Şu anda mağdur durumda olan yani yüz binlerce müzisyen dostumuz var. Devletin kayıt dışı çalışma koşullarıyla ilgili Sosyal Güvenlik Kanunu’nda değişiklik yapmasını istiyoruz. Sanatçıların sigortalılığını kolaylaştıran ve onların aynı zamanda şu süreçte insani yaşama koşullarını sağlayan ekonomik sosyal destek paketi açıklanmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Çaparoğlu, müzisyenlerin çoğunluğunun kayıt dışı çalışarak yevmiye usulüyle günlük geçindikleri ve sosyal güvencesi bulunmadığı için her dönemde pandemi koşullarında yaşadığını da söyledi.
“Müziğin olduğu yerde pandemi daha kolay çözülür”
Salgın döneminde müzisyenlerinin tüm gelir olanaklarını kaybettiğini belirten Çaparoğlu, “Müzik aletlerini satan, şehir değiştiren, mesela 50 yaşında olup da ailesinin yanına taşınan dostlarımız var. Hasta yakını, engelli yakını olup da onların bakımını artık sağlayamayan dostlarımız var. Çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıyayız. İntihara kalkışan, intihar eden dostlarımız var. Maalesef pandemi sürecinde toplumun genel sosyoekonomik durumu gözetilmeden kararlar alındığı için bu sürecin yükünü çok taşıyamadılar. Hem maddi hem psikolojik hem de sosyal baskı altında kaldılar. Evine ekmek götüremeyen, sürekli eşten dosttan borç almak zorunda kalan veya destek almak zorunda kalan, bunun onur ve gurur kırıklığını taşıyan bir hale geldiler. Biz mesela şu anda binden fazla müzisyenle iletişim halindeyiz İzmir’de, bunun yüzde 10’unun artık telefonuna ulaşılmıyor, kesilmiş durumda” dedi.
Dernek olarak askıda fatura ve askıda kira uygulamasıyla 900’den fazla müzisyene destek olduklarını da kaydeden Çaparoğlu, “Bizler artık bu pandemi sürecinin normalleşmeye doğru dönmesini, gerekli önlemlerin alınarak en azından sahnelerin açılmasını, açık alanlarda, festivallerde, konserlerde müzik emekçilerinin ve sanatçıların sanatını icra ederek ekmeğini kazanmasını istiyoruz. Müziğin neşenin, eğlencenin olduğu yerde pandemi daha hızlı çözülür. Sadece beden sağlığı değil, ruhsal ve psikolojik sağlığımızı da korumaya ihtiyacımız var. Sanat bunun için en güzel araç. O yüzden sanatı, müziği sahiplenelim diyoruz” ifadelerini kullandı.