İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, dünyanın en uzun diplomatik rehine krizi olarak tarihe geçen 1979’daki ABD Büyükelçiliği baskınının 40’ıncı yıldönümünde Tahran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini hızlandıracak yeni adımlar atmaya hazırlandığını kaydetti. Böylece Tahran uluslararası nükleer anlaşmanın dışına bir kez daha çıkmış olacak.
Devlet televizyonuna yaptığı açıklamada IR-6 serisi 30 adet santrifüjün açılışının yapıldığını ilan eden Salihi, İran’ın toplamda 60 adet gelişmiş IR-6 santrifüjüne sahip olduğunu söyledi. Salihi, “Bu bizim kapasitemizin ve kararlılığımızın da göstergesi” ifadelerini kullandı.
İran’ın BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya ile yaptığı uluslararası nükleer anlaşmaya göre, Tahran’ın sahip olabileceği birinci nesil IR-1 santrifüjleri 5 bin adetle sınırlandırılıyor. IR-6 santrifüjleri IR-1’den 10 kat daha hızlı uranyum zenginleştirme kapasitesine sahip.
Salihi, İranlı bilimadamlarının IR-9 prototipi üzerinde çalıştıklarını ve bunun da IR-1’den 50 kat daha hızlı uranyum zenginleştirme kapasitesine sahip olmasının beklendiğini kaydetti.
Uluslararası nükleer anlaşma İran’ın nükleer bomba üretme konusunda ihtiyaç duyduğu zamanı uzatmayı amaçlıyor. İran ise nükleer silah üretmeye çalıştığı iddialarını reddediyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na göre İran geçtiğimiz ay, IR-2m ve IR-4 santrifüjlerin bazılarında, kaskat olarak adlandırılan ve zenginleştirme düzeyini arttırmak için birden fazla santrifüjün bağlanmasını mümkün kılacak şekilde değişiklik yaparak anlaşmayla belirlenen sınırların dışına çıkacağı bilgisini verdi.
Santrifüjlerde bu büyüklükteki ve modeldeki kaskatlar nükleer anlaşma kapsamında yasaklanmıştı.
Tahran ve Washington arasında gerilim geçen yıl Başkan Donald Trump’ın uluslararası nükleer anlaşmadan çekilmesiyle yeniden tırmanmıştı. İran, ekonomik yaptırımların hafifletilmesi karşılığındanükleer programına kısıtlamalar getirilmesini kabul etmişti.
Ancak ABD, anlaşmadan çekilmesinin ardından İran’a yaptırımları arttırarak petrol ihracatını hedef almıştı. Yaptırımlar sonucu İran’ın ham petrol satışları yüzde 80’den fazla azaldı.
Washington’un maksimum baskı politikası karşısında Tahran da anlaşmayla kabul ettiği yükümlülüklerinden aşama aşama geri adım atmaya başladı. ABD, İran’la yeni bir nükleer anlaşma yapmak istiyor ancak İran, ABD’yle masaya oturmaya yanaşmıyor.
Tahran’ın müzakere masasına oturma koşuluysa ABD’nin tüm ekonomik yaptırımları kaldırması ve Washington’un nükleer anlaşmaya dönmesi.
İran anlaşmaya taraf olan Avrupa ülkelerinin yaptırımların İran ekonomisi üzerindeki etkisini engellememeleri halinde Kasım ayında anlaşmanın dışına çıkacak yeni adımlar atacağını bildirmişti.
İran’ın attığı adımlar nükleer silah geliştirme süresini belirgin şekilde kısaltmadığı gibi, nükleer anlaşmadan çekilmesi sebebiyle ABD’yi eleştiren Avrupa ülkelerinin anlaşmayı kurtarma çabalarını da zora sokuyor.
Almanya'dan İran'ın bu adımına tepki geldi. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas "İran çok gelişmiş santrifüjler geliştirdi. Bu santrifüjler nükleer anlaşmaya uymuyor" diyerek Tahran'ı anlaşmanın ilk haline uyması çağrısında bulundu.