Dünyanın beşinci büyük ekonomisi olan İngiltere ciddi bir darboğazdan geçiyor. İngiliz ekonomisinde %6’lık bir büyüklükle yer tutan inşaat sektöründe yaşanan çarpıcı düşüş, endişeleri iyice arttırdı. Yeminli Tedarik ve Perakendeciler Birliği’nin (CIPS), şirket defterlerinden derlediği endeks (PMI), 2009’dan beri en düşük seviyesi olan 43,1 seviyesine düştü. Bu endeks 50 olursa durağan, 50 üstü olursa, gelişme halinde olarak kabul ediliyor. 2009’da küresel finansal kriz olduğu göz önüne alındığında, bu durumda İngiltere, Haziran ayı inşaat sektöründeki verilerle, yavaşlayan ekonomisine dair o günlerden de kötü bir duruma düşmüş oldu. Finansal danışmanlık şirketleri bu araştırma sonucunun, piyasaları kaygılandırdığını söylüyor.
Patronların ve yatırımcıların, Brexit’in gündeme geldiği referandum sonuçlarından bu yana endişesi, şimdi başbakanlık yarışındaki Boris Johnson ve Jeremy Hunt’ın, sürekli ‘anlaşmasız ayrılığı’ vurgulamasıyla iyice artmış durumda. Bugünkü Parlamento oturumunun soru-cevap bölümünde bu konu ana muhalefet lideri Jeremy Corbyn tarafından da Theresa May’in önüne getirildi. Çiftçilerin, imalat sektöründekilerin, ithalatçıların her anlaşmasız ayrılık dendiğinde zarar ettiğini, olası müşterilerinin kaçtığını söyleyen Corbyn’e, May, “o halde parti olarak benim istikrar öngören tasarıma hayır demeseydiniz” diyerek karşılık verdi.
Haziran ayında küresel ithalata eklenen talep sıkıntısı, Brexit etkilerini arttırıyor. İngiltere Merkez Bankası'nın son beş yılın en düşük büyüme rakamlarını açıklaması da sorunun bir başka kanıtı. Tüketiciler son dönemde bankalardan daha az kredi alıp daha az alışveriş yapmışlar. Bu alışverişler Brexit etkilerini perakende sektöründe tampon etkisiyle kurtaran bir durum olarak görülüyordu.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s de Brexit’le ilgili bir değerlendirme yayınladı. İngiltere’nin güncel kredi notu, A2A ve durağan görünümlü olarak belirlendi. Kurumun Kıdemli Başkan Yardımcısı Sarah Carlson, İngiltere'nin, çoğunluğu Brexit sürecine ilişkin dikkate değer kredi zorluklarıyla karşı karşıya olduğunu belirtti ama ülkenin mevcut ekonomik ve kurumsal gücüyle, değişim ve bundan kaynaklanabilecek etkileri azaltacak ve şokları yumuşatabilecek güce sahip olduğunu da ekledi. Moodys’e göre İngiltere’nin kamu finansman riski düşük ama vadesi yaklaşmış borçların baskısı altında.
Hafta başında Brexit konusunda aşırı vaatlerde bulunan iki başbakan adayına Maliye Bakanı ‘ayağımızı yorganımıza göre uzatalım’ anlamında bir uyarıda bulundu.
Boris Johnson en son “günah vergileri” olarak başlık attığı sağlığa zararlı ürünlerin yükselen vergilerine "bir kez daha bakacağız" diyerek Maliye Bakanı’nı duymamış gibi davrandı. Johnson, "Sağlıklı olmak isteyene yürüyüş yapması tavsiye edilir, sevdiği ürünlere ek vergi konmaz" dedi.
İngiltere’nin en büyük süpermarket zinciri Tesco’nun Genel Müdürü Dave Lewis televizyonda "Brexit’in gerçekleşeceği tarih önümüzü görmeyi zorlaştırdı" diye konuştu. Lewis, "Önceki çıkış tarihi olan 29 Mart için stok yapabilmişler ama 31 Ekim tarihinde yılbaşı öncesi yoğunluğa denk geldiğinden aynı miktarda ürün bulunamayabilir" dedi.
İngiltere’nin gıdaların yarısını ithal ettiğini söyleyen süpermarket patronu, "Brexit’le birlikte raflarda her şeyi bulamayacağımızdan, az ve sağlıklı tercihler yapmamız gerekebilir" şeklinde tavsiyede bulundu.