İzmir’de Millet İttifakı’nın adayı CHP’li Tunç Soyer yüzde 58 oyla Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Cumhur İttifakı’nın adayı AK Parti’li Nihat Zeybekci ise oyların yüzde 38,67’sini aldı. 30 ilçesi bulunan İzmir’de 2014 yerel seçimlerinde AK Parti ve MHP toplam sekiz ilçeyi kazanırken 2019 yerel seçimlerinde bu iki partinin kazandığı ilçe belediye başkanlığı beşe düştü.
CHP, daha önce AK Partili belediye başkanlarının yönettiği Kemalpaşa, Menderes, Torbalı, Ödemiş ve Selçuk’ta bu kez seçim yarışını önde tamamladı. Buna karşılık daha önce CHP’nin elinde olan Bayındır, Bergama ve Kiraz ilçelerinde AK Partili adaylar kazandı. 2014 seçimlerinde CHP’nin kazandığı Tire belediye başkanlığı ise, Millet İttifakı’nın ortağı İYİ Parti’ye geçti.
“24 Haziran sonuçlarına göre CHP’nin 28 ilçeyi kazanması mümkündü”
Seçim sonuçlarını VOA Türkçe’ye değerlendiren Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanju Tosun’a göre, kazanılan belediye başkanlığı sayısı açısından bakıldığında İzmir’de CHP’nin başarılı olduğu açık. Ancak Tosun CHP, İYİ Parti ve HDP’nin toplam oylarının yüzde 64’ü aştığı 24 Haziran 2018 genel seçimlerini hatırlatarak şu yorumda bulundu: “CHP, 30 ilçenin tamamını kazanmayı hedefliyordu. Gerçi 24 Haziran seçim sonuçları açısından bakıldığında bu mümkün değildi. Ama aynı seçim sonuçlarına göre 28 ilçeyi kazanması mümkündü. Bu açıdan bakıldığında CHP’nin beş ilçeyi kaybetmesi bir kayıp olarak düşünülebilir. Aynı şekilde CHP, İYİ Parti ve HDP’nin 24 Haziran’daki oyları ile sayın Tunç Soyer’in aldığı oyları karşılaştırdığımızda bir miktar oyun CHP’ye gelmediği görülüyor. Bunda özellikle 24 Haziran’da İYİ Parti ile HDP’ye oy veren seçmenin büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde oy vermemesinin etkili olduğunu düşünüyorum.”
Tanju Tosun, CHP’nin hedeflediği sayıda belediye başkanlığı alamamasında belediye meclis üyelikleri için aday gösterilen bazı isimlere yönelik tepkinin de etkili olduğu görüşünde.
“İYİ Parti kazanan değil ama kazandıran bir konumda”
İzmir’de yedi belediye başkanlığını elinde bulunduran AK Parti’nin 31 Mart’ta sadece dört belediye başkanlığı elde edebildiğini hatırlatan Tosun buna rağmen özellikle Bergama’nın kazanılmasını AK Parti açısından bir başarı olarak değerlendiriyor. Tanju Tosun MHP hakkında ise şu değerlendirmede bulunuyor: “MHP’nin kendi seçmenini konsolide ettiği açık olarak görülüyor. CHP, AK Parti’nin elinde olan Menderes, Torbalı gibi ilçelerde kazanırken, MHP’nin elinde olan Aliağa’da belediye başkanlığını alamadı.”
İYİ Parti, İzmir’de sadece Tire belediye başkanlığını kazanabildi. Ancak buna rağmen Tosun’a göre İYİ Parti’nin İzmir’de oynadığı önemli bir rol var: “Bu parti kazanan değil ama kazandıran bir parti konumundadır. CHP oylarının artmasında azımsanmayacak bir etkisi vardır diye düşünüyorum.”
Tosun, Saadet Partisi’yle ilgili olarak şunları söylüyor: “Saadet Partisi, Kemalpaşa’da seçim kazanmadı ama seçim kaybettirdi. Çok net olarak anlaşılıyor. Saadet Partisi adayı 2009 seçimlerinde de Kemalpaşa’dan aday idi ve 2009 seçimlerinde almış olduğu oyla AK Parti’ye seçim kaybettirmişti.”
Seçmen davranışı neye göre şekillendi?
Tanju Tosun, seçmenin sandık başındaki davranışının tek bir nedene indirgenemeyeceğini belirtiyor: “Eğer seçmen ideolojik olarak davransaydı, CHP İzmir’de yüzde 55’in üzerinde bir oy alamazdı. Seçmen davranışında sosyo-kültürel birtakım faktörler var. Ben hayat tarzının bunların başında geldiğini düşünüyorum. Seçmenin kendini partiyle özdeşleştirmesi de önemli bir etken. İzmir’de bu faktör nedeniyle CHP seçime 1-0 önde gidiyor. Kayseri’de, Konya’da ise tersi oluyor. Kent merkezindeki Konak, Karşıyaka, Narlıdere gibi ilçelerde CHP çok yüksek oranlarda oy alırken, çevre ilçelere doğru gidildikçe CHP ile AK Parti arasındaki makas kapanıyor. Dolayısıyla ekonomi faktörünün İzmir özelinde çok etkili olduğunu düşünmüyorum.”
“AK Parti il örgütü Zeybekci’ye yeteri kadar destek vermedi”
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Devrim Özkan İzmir özelinde seçimlerin galibinin CHP olduğunu belirtiyor. VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Özkan AK Parti’nin aldığı sonucu ise şu sözlerle değerlendiriyor: “Sayın Nihat Zeybekci samimi bir seçim çalışması yürütmek için elinden gelen tüm gayreti gösterdi. En başından itibaren AK Parti’ye yeni bir vizyon kazandırmaya çalıştı ve bu vizyonun İzmir’de karşılığını bulması için yoğun bir çaba gösterdi. Ancak biz bu süreçte ne yazık ki AK Parti il örgütünün Nihat Zeybekci’nin bu çalışmalarına yeteri kadar destek verdiğini gözlemleyemedik. Nihat Zeybekci ile AK Parti İzmir teşkilatları arasında bir uyumsuzluk gerçekleşti. Belki de bunun sonucu olarak CHP 2014 seçimlerinde kaybettiği sekiz ilçeden beşini geri aldı. Bu ilçeler İzmir açısından önemli ilçeler: Ödemiş, Kemalpaşa, Torbalı, Menderes, Selçuk. Bunlar AK Parti’nin daha önce İzmir seçimlerinde çok yüksek seviyede oy aldığı ilçeler. Bence AK Parti İzmir il yönetimi açısından bu ilçelerin kaybedilmesi çok büyük bir başarısızlık olarak değerlendirilecektir. CHP’nin, özellikle Büyükşehir Belediyesi’ndeki yıllara yayılan bir yıpranmışlığına rağmen, AK Parti’nin halihazırda elinde bulunan ilçeleri kaybetmesi büyük bir başarısızlık olarak değerlendirilebilir.”
“İzmir’deki MHP seçmeninin ikinci tercihi CHP”
Devrim Özkan Cumhur İttifakı’nın yüzde 38,67 oranında oy almasını da söyle yorumluyor: “2002’den beri İzmir’de gerçekleşen seçimlere baktığımızda, AK Parti’nin oyu yüzde 33 ile 38 arasında değişiyor. MHP’nin de yüzde 6-7 civarında bir oyu var. Dolayısıyla Nihat Bey’in MHP ittifakıyla birlikte yüzde 45 civarında oy alması gerekiyordu. Ancak çıkan sonuçlar böyle değil. İzmir’deki MHP’li seçmenin, İç Anadolu’daki MHP’li seçmenden farklı olarak ikinci tercihini CHP olarak belirlediğini söyleyebiliriz. Bir de İzmir’de çok yoğun miktarda Güneydoğulu seçmen var. Daha önce AK Parti’ye oy vermiş Güneydoğulu seçmenlerin, bu seçimde tercihlerini CHP’den yana kullandığını görüyoruz. Bu sebepten dolayı hem MHP ve AK Parti oylarının toplamı yüzde 45’i geçmesi gerekirken ne yazık ki yüzde 38’de kalmıştır.”
Ekonomik krizin etkisi
Özkan, Türkiye’deki seçimlerde kimlik politikalarının daha çok etkisi olduğunu söylüyor: “İnsanların kimliklerinden dolayı belirlemiş oldukları tercihler, oy geçişkenliklerini de son derece sınırlı hale getiriyor. Bu sebepten dolayı Türkiye uzun süredir ekonomik problemlerle boğuşmaya başladığı halde insanlar her halükarda siyasi tercihlerini değiştirmemeye çalışıyorlar” diye konuşuyor. Ancak Özkan’a göre özellikle kırsal bölgelerde ekonomik sıkıntıların da etkisi göz ardı edilemez: “Merkezi tarım politikalarından dolayı çiftçiler tarım yapmakta zorluk çekmeye başladılar. Gübre satışları bize gösteriyor ki, çiftçiler geçen yıllara nazaran daha sınırlı oranda tarım faaliyetleri gerçekleştiriyor. Tabii bu insanların oy tercihlerini belirlerken içinde bulundukları ekonomik kriz ortamından etkilenmemeleri söz konusu olamaz. Özellikle kırsal bölgedeki seçmenin CHP’den yana oy kullanmaya başladığını mesela biz özellikle Kemalpaşa örneğinde net bir biçimde görmekteyiz.”