Erişilebilirlik

İzmir’de Mülteciler İçin Güvenli Bir Çatı: Toplum Merkezi


Daha 13-14 yaşlarında Suriyeli bir kız. Ama yaşıtları gibi oyun peşinde koşacak durumda değil. Anne ve babasını savaşta kaybettikten sonra, beş kardeşinin bakımıyla o ilgilenmek zorunda. Üstelik kardeşlerden biri savaşta bir ayağını kaybetmiş. Neyse ki takılan protez sayesinde yürüyüp oynayabiliyor. Bir diğer kardeşin ise belden aşağısı tutmuyor.

Savaşın en büyük kurbanı çocuklar

Kardeşlerini hafta içi her gün İzmir’in yoksul semtlerinden Zeytinlik’te bulunan Toplum Merkezi’ne getiriyor. Buradaki gönüllü fizyoterapistlerden kardeşlerine ne tür fizik tedavi hareketleri uygulaması gerektiğini öğreniyor. Aynı merkezde, savaş ya da hastalık nedeniyle ellerini ya da ayaklarını kullanamayan onlarca Suriyeli çocuğun aileleri de aynı yönlendirmeden yararlanıyor. Gönüllü fizyoterapistler de Suriyeli. Yardım ettikleri birçok çocuğun eski durumlarını gösteren videoları seyrettiriyorlar. Bu çocuklardan bazılarının önemli ölçüde iyileşerek Toplum Merkezi’ndeki diğer faaliyetlere güle oynaya katılmalarını birlikte izliyoruz.

İzmir’de Mülteciler İçin Güvenli Bir Çatı: Toplum Merkezi
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:09 0:00

Merkezdeki gönüllülerden Muhammed Abdüllatif Sairavan, altı yıl önce Suriye’nin Humus kentinden gelmiş. 9 Eylül Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamış. Şimdi boş zamanlarında Uluslararası Yardımlaşma ve Entegrasyon Derneği’nin (TIAFI – Team International Assistance For Integration) açtığı merkezde gönüllü olarak çalışıyor. Sairavan “Fizyoterapiye ihtiyaç duyan yaklaşık 50-100 aile var. Her gün geliyorlar. Ben de nasıl çalıştıklarını takip ediyorum, yapmaları gereken hareketleri anlatıyorum. Elhamdülillah birçok çocuk fayda gördü. Daha önceden yürüyemeyen çocuklar yürümeye başladı. Kısıtlı imkanlarla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz” diye konuşuyor.

“Entegrasyona hizmet etmeye çalışıyoruz”

Üç yıldır hizmet veren Toplum Merkezi’ni kuran isim ise, çok uzaklardan İrlanda’dan gelen Anne O’Rorke. İrlanda’da Suriyeli mültecilerin yaşadıklarını televizyonlarda izledikten sonra bir şeyler yapmak için yola çıkmış. Yunanistan’da, Makedonya’da yaşananları görmüş ve sonra İzmir’deki bu merkezi kurmuş. Ona yaklaşık 40 gönüllü destek veriyor.

VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan O’Rorke “Suriye’deki krizi hepimiz biliyoruz. Ama bence bu bir kriz değil. Süregelen bir durum. Dolayısıyla farklı bir yaklaşım göstermeliyiz. Bu yüzden hem Suriyelilerin hem de Türklerin desteğe ihtiyaç duydukları böyle bir bölgede bir merkez açmayı düşündüm. Burada entegrasyona hizmet etmeye çalışıyoruz. Gelinen noktada entegrasyon çok önemli. Bu Suriyeli insanları Türk toplumuna entegre etmeliyiz.”

Entegrasyona yönelik olarak Toplum Merkezi’nde çok yönlü faaliyetler sürdürülüyor. Bu faaliyetlerin önemli bir kısmı çocuklara ve kadınlara yönelik. Çocuklar burada deneyimli eğitmenler eşliğinde oyunlar oynuyor, resim yapıyor ve hepsinden önemlisi toplumsallaşıyorlar. O’Rorke, hemen hemen her çocuğun fiziksel ya da ruhsal travma geçirdiğini anlatıyor. Arkadaşlarıyla birlikte şarkılar söylerken sürekli gözünü kaşıyan 3-4 yaşlarındaki bir çocuğu göstererek “eğer tedavi olmazsa gözlerini kaybedebilir” diyor. Çocukların yaptığı ve Toplum Merkezi’nin duvarına asılan resimlerde de bombalar ve mezarlar ağırlıklı bir yer tutuyor.

Sadece Suriyelilere değil Türklere de hizmet veriyor

Hafta içlerinde çocukları Toplum Merkezi’ne bırakmak en çok anneleri rahatlatıyor. Bu sayede bir kısmı çalışma imkanı buluyor, bir kısmı da resmi ya da zorunlu işlerine zaman ayırabiliyor. Merkezin en önemli hizmetlerinden biri de Danışma Noktası. Önemli bir kısmı Türkçe bilmeyen mültecilere burada hastane randevularından hukuk danışmanlığına, Türkiye’deki sosyal yardım sisteminin işleyişinden eğitim ve barınma olanaklarına kadar birçok konuda destek veriliyor.

Merkezin hizmetlerinden yararlananlardan biri de üç çocuk annesi Dua Ahmet. Kocası kanser hastası olan Ahmet, çocuklarını merkeze bırakarak kocasının tedavisiyle ve evin işleriyle ilgilenebiliyor. VOA Türkçe’ye konuşan Ahmet, “Türkiye’ye geleli üç sene oldu. Burada hiç akrabamız, arkadaşımız yok. Çocuklarım burada diğer çocuklarla kaynaşıyor. Resim yapıyorlar, oyuncaklarla oynuyorlar. Danışma Noktası da kocamın hastane randevuları konusunda yardımcı oluyor”

Toplum Merkezi’nde kurulan Açık Mutfak’ta her gün yaklaşık 250 kişiye yemek veriliyor. Yemekleri de Suriyeli gönüllüler hazırlıyor. Bu hizmetten hem Suriyeli mülteciler hem de bölgedeki ihtiyaç sahibi Türkler yararlanıyor.

Merkezdeki Hayır Mağazası da elbise ya da ev eşyası alma imkanı olmayanlara hizmet veriyor. Suriyeli kadınların kendi ayakları üzerinde durmasını hedefleyen merkezde, isteyenler dikiş makinalarını kullanmayı öğrenebiliyor. En önemli sorunları ürettikleri ürünleri satabilmek.

Toplum Merkezi gönüllülerin emeğiyle ve yapılan bağışlarla çalışmalarını sürdürüyor. Anne O’Rorke, maddi kaynak bulmanın kendileri için her zaman bir sorun olduğunu belirtiyor ve her türlü katkıya ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

XS
SM
MD
LG