Dünyanın dikkatle izlediği İtalya seçimlerinde zafer, beklendiği gibi aşırı sağın oldu. İtalyan halkı 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk kez yüzünü aşırı sağa çevirdi.
İtalya'da dün yapılan parlamento seçimlerinde aşırı sağ muhafazakar parti İtalya'nın Kardeşleri (Fratelli d'İtalia- FdI) yüzde 26 oy alarak, ezici bir farkla yarışı önde bitirdi.
Giorgia Meloni'nin liderliğindeki FdI, Matteo Salvini liderliğindeki Lega (Lig) ve Silvio Berlusconi'nin partisi Forza İtalia (Haydi İtalya)'nın oluşturduğu "Haklar Birliği" adlı sağ ittifak, ilk sonuçlara göre oyların yüzde 44'ünü almayı başardı.
İtalya’nın ilk kadın başbakanı olma hazırlığı
Meloni'nin Avrupa'daki çeşitli popülist ve aşırı sağ partiler tarafından hemen alkışlanan zaferi, şüphesiz İtalya için tarihi bir dönüm noktası. Merkez sağ ittifakın diğer liderlerine kıyasla yarışı önde bitiren ve seçimlerin ardından "hükümeti kurma görevinin kendi partisine verilmesini" talep eden 45 yaşındaki Meloni, ülkesinin "ilk kadın başbakanı" olmaya da hazırlanıyor.
Avrupa Birliği (AB) ise, İsveç'teki aşırı sağın büyük atılımının şokunun ardından, ilk kez 6 kurucu ülkeden birisinde aşırı sağın zaferinin yarattığı depremi yaşıyor.
Katılım oranının yüzde 64 oranında gerçekleştiği seçimlerde kesin olmayan ilk sonuçlara göre, İtalya'nın Kardeşleri FdI oyların yüzde 26,4'ünü aldı.
Meloni'nin diğer ortakları, iki sağ parti ise Draghi hükümetine katılmanın bedelini sandıkta ödedi. Bir önceki seçimlerde yüzde 17, Avrupa seçimlerinde ise yüzde 30 oy alan aşırı sağcı Matteo Salvini'nin partisi Lega (Lig) tam bir çöküş yaşayarak yüzde 9'a geriledi.
Berlusconi'nin partisi muhafazakar Forza İtalia da bir kez daha kötü bir skor elde ederek, yüzde 8'de kaldı. Demokrat Parti yaklaşık yüzde 19,2'ye gerilerken, yalnızca Guiseppe Conte'nin partisi “Beş Yıldız Hareketi” anketlerden beklenenin üzerinde başarı sağlayarak, yüzde 15 oy aldı.
Aşırı sağın en yüksek skoru
İtalyan Seçim Araştırmaları Merkezi bu sonuçların kesinleşmesi halinde, "Fratelli d'Italia ve Lig'in birlikte 1945'ten bugüne Batı Avrupa tarihinde aşırı sağ partiler tarafından şimdiye kadar kaydedilen en yüksek oy yüzdesini almış olacağını" açıkladı.
Fratelli d'Italia başarısını, rakiplerinin tutulmayan vaatlerine ve "açıklık" rüzgarına olduğu kadar genç kadın liderinin "karizmasına" da borçlu. COVID-19 krizinden sert etkilenen İtalyanlar savaş nedeniyle yükselen fiyatlar, işsizlik, ekonomide durgunluk tehdidi ve kamu hizmetlerinin ihmali ile karşı karşıya kalınca, sandıkta iktidar partilerinin tümünü süpürmeyi tercih etti.
Fratelli d'Italia, zaferini, ideolojik duruşundan çok, ülkeyi kasıp kavuran güçlü "hepsinden kurtulma" rüzgarına borçlu. Meloni'ye oy verenler, onun Draghi hükümetine girmemesi ve "tutarlılığını koruması" nedeniyle desteklediklerini dile getiriyor.
Demokratlar 2'nci, Beş Yıldız 3'üncü parti
Giorgia Meloni için, Pazar günü yapılan seçimlerin sonucu tartışmaya yer bırakmıyor.
Bir önceki seçimlerde yüzde 4,3 oy alan FdI, yüzde 26'nın üzerinde oyla birinci parti oldu ve hükümeti kurma görevinin kendisine verilmesini bekliyor.
İlk sonuçlara göre, sağ koalisyon Pazar günü oyların yüzde 44'ünden fazlasını alarak muhtemelen hem Temsilciler Meclisi'nde hem de Senato'da mutlak çoğunluğu elde edecek.
Giorgia Meloni'nin 2012'de Berlusconi ile hayal kırıklığı yaşayan sağcı muhafazakarlarla kurduğu parti, yüzde 20'den az oy alan Enrico Letta'nın yönetimindeki Demokrat Partisi'nin (PD) de önüne geçti. Eski sistem karşıtı sol popülist parti Beş Yıldız Hareketi (M5S), 2018'de aldığı yüzde 30'dan yüzde 15'in de altına gerilese de, anketlerde öngörülemeyen bir başarı elde etti.
Beklentilerin altında, düşük bir sonuç elde eden Demokrat Parti'nin başkan yardımcısı Debora Seracchiani, Meloni liderliğindeki sağın zaferini tanıyarak, "ülke için üzücü bir akşam" dedi. İlk kez bir seçim kampanyasıyla kendini ölçtüğünü söyleyen eski Başbakan Guiseppe Conte, "Herkes bizi tek haneli ve yokuş aşağı gördü. Ama biz harika bir geri dönüş yaptık. İtalya'da üçüncü, Güney'de birinci partiyiz" dedi.
İlk açıklamalar ılımlı
Melonie, Roma'da seçimlerin ardından yaptığı kısa konuşmasında, "İtalyanlar, Fratelli d'Italia liderliğindeki sağcı bir hükümet lehinde açık bir mesaj gönderdiler. Birçoğumuz için bu bir gurur, kurtuluş, gözyaşı, hayaller ve hatıralar gecesi" dedi.
Seçim kampanyasındaki şiddetli dili bırakarak, sakin ve birleştiren bir üslup kullanan Meloni, "Herkes için yöneteceğiz ve halkımızı birleştireceğiz" dedi.
Yüzde 10 barajının altında kalan Salvini ise seçim sonuçlarını değerlendirmek için konuşmamayı tercih ederek, "tüm merkez sağın aldığı oylar için İtalyanlara teşekkür eden" bir Twitter mesajı paylaşmayı tercih etti. Tam bir hezimet yaşayan Salvini'nin Lega partisinin lideri olarak kalamayacağı söyleniyor. Matteo Salvini, sağ ittifakın "hem Meclis'te hem de Senato'da açık bir avantajı olduğunu" mesajını da paylaştı.
Avrupa Birliği'nde deprem
İtalya'daki seçim depremi, İsveç'te neo-Nazi İsveç Demokratları'nın (SD) da içinde bulunduğu muhafazakar bloğun zaferini gören İsveç depreminden iki hafta sonra geldi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in seçimlerden iki gün önce, "Demokratik her hükümetle çalışırız. Ancak işler yolunda gitmezse elimizde kullanabileceğimiz araçlar var" sözleri, Roma'da "gereksiz bir uyarı" olarak nitelendirildi.
Avrupa'da Meloni ve partisine ilk kutlama mesajını beklendiği gibi Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Polonyalı mevkidaşı Mateusz Morawiecki gönderdi. Orban'ın siyasi direktörü Milletvekili Balazs Orban "Avrupa'ya yönelik ortak bir vizyon ve yaklaşımı paylaşan arkadaşlara her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var" dedi.
İspanyol aşırı sağ partisi Vox'un lideri Santiago Abascal da, "Meloni, egemen ulusların gururlu ve özgür Avrupa'sına giden yolu gösterdi" diyerek sonuçları kutladı.
Sandığı zorlasa da, İtalyan benzeri FdI'nin başarısını gösteremeyen Fransız aşırı sağ partisi Rassemblement National'in (RN) kurucu lideri Marine Le Pen de, " İtalyan halkı, vatansever ve egemen bir hükümet seçerek kaderini kendi ellerine almaya karar verdi. Bu büyük zaferi elde ederek, anti-demokratik ve kibirli bir Avrupa Birliği'nin tehditlerine direndiği için de tebrikler" mesajını paylaştı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da İtalya'daki seçim sonuçlarıyla ilgili olarak Twitter hesabından bir mesaj yayımladı. Blinken mesajında "Dün yapılan İtalya seçimlerinin ardından İtalya hükümetiyle birlikte ortak hedeflerimiz üzerinde çalışmak konusunda istekliyiz: Özgür ve bağımsız bir Ukrayna'yı desteklemek, insan haklarına saygı duymak ve sürdürülebilir bir ekonomik gelecek inşa etmek. İtalya hayati öneme sahip bir müttefik, güçlü bir demokrasi ve değerli bir ortak" ifadelerini kullandı.
Süreç nasıl işleyecek?
İlk sonuçların ardından İtalya İçişleri Bakanlığı, resmi kesin sonuçları açıkladıktan sonra süreç başlayacak. Meclis ve Senato için seçilen vekiller, en geç 20 gün içinde toplanacak ve parlamentonun her iki kanadının başkanını seçecek. Bu seçimin ardından Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, hükümet liderleriyle görüştükten sonra hükümeti kurma görevini verecek.
Sürpriz dışında, Cumhurbaşkanı Sergio Matarella, önümüzdeki haftalarda bir hükümet kurması için Giorgia Meloni'ye teklifte bulunacak. Sağcı koalisyonu oluşturan dört parti (Fratelli d'Italia, Lega, Forza Italia ve Noi Moderati) arasında ana bakanlıkların tahsisi için resmi müzakereler başlayacak. İtalyan gözlemciler, yeni yöneticinin Ekim ayı sonuna kadar göreve başlayabileceğini tahmin ediyor.
Dörtnala yükselen enflasyon ile AB içinde Yunanistan'dan sonra en kötü durumda olan ve yüzde 150'ye ulaşan devlet borçları altında çöken bir İtalya devralan Meloni, Mattarella'nın görevi kendisine vermesini bekliyor. Meloni'nin önündeki en acil sorunlar enerji maliyeti, alım gücü, yüksek faturalar ve İtalya'yı büyük bir dikkatle izleyen "Avrupa Birliği'ni rahatlatmak" olacak.
Fratelli d'Italia'nın lideri kampanya sırasında, Avrupa başkentlerine güvence vermeye çalışarak, Brüksel bürokrasisine yönelik saldırılarını kesti ve Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığını kesin olarak kınadı.
Ama aynı zamanda sert bir tonla göçe ve güvensizliğe karşı daha iyi mücadele edeceğine ve aile değerlerini koruyacağına söz verdi.
Haziran ayındaki konuşmasında Meloni, "Doğal aileye evet, LGBT lobilerine hayır! Yaşam kültürüne evet, ölümün uçurumuna hayır! Haçın evrenselliğine evet, İslamcı şiddete hayır! Uygarlığımıza evet ve onu yok etmek isteyenlere hayır!" diyerek oldukça sert bir tablo çizdi.
AB başkentleri özellikle hukuk devleti ve Avrupa değerleri açısından bu sözlerin nasıl uygulamaya konacağını dikkatle izleyecek.