Geçen hafta Madrid’deki NATO Zirvesi’nde Ankara ile imzalanan üçlü mutabakat muhtırası sonrası İsveç’te ülkenin ittifaka katılım başvurusuyla ilgili tartışmalar sürüyor.
Geçen Pazar HDP’nin kongresi sırasında VOA Türkçe’ye konuşan İsveçli parlamenter Hakan Svenneling, ülkede İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya başvuru sürecinin kamuoyunda yeterince tartışmaya açılmadığı görüşünü dile getirdi.
İsveç parlamentosu Riksdag’da muhalefette yer alan Sol Parti üyesi Svenneling, “İsveç'te iki ülkenin olası NATO üyeliğiyle ilgili tartışmanın çok az olduğunu düşünüyorum. Tüm bu süreç zoraki olarak, hükümet tarafından hızlı bir karar alınmasıyla gelişti” ifadelerini kullandı.
Ülkede ittifaka katılmaya ilişkin tartışmaların İsveç hükümetinin üyelik başvurusunda bulunmasından sonra başladığını söyleyen Svenneling, “Tartışmalar, Erdoğan'ın İsveç ve Finlandiya'dan kendisinin güvenlik meseleleri diye tanımladığı konuları çözme taleplerini dile getirmesiyle aynı dönemde başladı” dedi.
Başvuru süreci
Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgali başladıktan sonra NATO’ya üyelik başvurusunu gündemlerine taşıyan İsveç ve Finlandiya, 18 Mayıs’ta resmen başvurularını yapmıştı.
İttifaka katılım ile Baltık Denizi’nde Rusya’ya karşı güvenliklerini arttırmayı hedefleyen iki ülke Ankara’nın vetosuyla karşılaşmıştı.
Türkiye, iki ülkenin Ankara’nın terör örgütü olarak gördüğü grupları desteklediğini ve bu örgütlerin üyelerine ev sahipliği yaptığını söyleyerek başvurularını onaylamayacağını açıklamıştı.
Ankara, Stockholm ve Helsinki’nin başvurularını onaylamak için, bu ülkelerin terörle mücadele yasalarını sıkılaştırmasını ve kendisinin terörist olarak tanımladığı kişileri iade etmesini talep etmişti.
Ankara ayrıca, iki ülkenin 2019’da Suriye’ye düzenlenen sınır ötesi harekat sonrası Türkiye’ye uygulamaya başladığı silah ambargosunu da kaldırmasını istemişti.
Geçen hafta Madrid’deki NATO zirvesinde imzalanan üçlü mutabakatta, terörle mücadele, silah ihracatı ve suçluların iadesi konularında anlaşmaya varılması sonrası Ankara, İsveç ve Finlandiya’nın başvurularına yeşil ışık yakmıştı.
“Erdoğan’ın lehine”
İsveçli parlamenter Svenneling, Stockholm hükümetinin NATO üyeliği başvurusuna Ankara’dan gelen veto sürecinin Erdoğan’ın lehine sonlandığını düşünüyor.
Svenneling, “Son altı haftada gördüğümüz üzere, İsveç ve Türkiye arasında yaşananlar bir diplomatik krizdi ve sadece Erdoğan’a yarayan ve onun amacına erişmesini sağlayan bir muhtıra ile sonlandı. Ben İsveç hükümetinin çok fazla taviz verdiğini ve Erdoğan ile hükümetin yapmaması gereken bir şekilde anlaştığını düşünüyorum” dedi.
Mutabakat metni için Svenneling, “Bu, İsveç'teki Kürtler’in Gizli Servis örgütlerinin gözetiminden daha fazla boğulacakları, özellikle İsveç'e sığınma talebinde bulunanlar için Türkiye'ye sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya kalacakları anlamına geliyor. Aynı zamanda İsveç'in Türkiye'deki demokratik insan hakları ve özellikle genel olarak bölgedeki Kürtler’in hakları hakkında konuşma şeklini de etkileyebilir” ifadelerini kullandı.
Bu hafta içinde Haber Global kanalına konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ankara’nın İsveç ve Finlandiya’dan terör şüphelilerinin iadesi talebini yinelediğini açıklamıştı.
Bozdağ, Madrid’de imzalanan mutabakattan bir gün sonra “İsveç'te 10 FETÖ'cü, 11 PKK'lının dosyaları bekliyor. Mutabakattan sonra bunların iadesi hususunu yeniden yazacağız ve hatırlatacağız” demişti.
Mutabakat sonrası düzenlediği ilk basın toplantısında İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ise hiçbir İsveç vatandaşının iade edilmeyeceğini vurgulamış, kararın bağımsız mahkemeler tarafından verileceğini söylemişti.
Andersson, "Eğer terörist faaliyetlere karışmadıysanız, endişelenmeye gerek yok" ifadelerini kullanmıştı.
Silah ambargosu
Mutabakat ile birlikte Ankara’nın talepleri arasında yer alan silah ambargosunun kaldırılması konusunda ise Svenneling, Stockholm hükümetinin yanlış yaptığını düşünüyor.
İsveç hükümetinin iki buçuk yıl önce Ankara’nın Suriye operasyonları sonrası Türkiye'ye silah ihraç etmeyi durdurduğunu hatırlatan Svenneling, “Şimdi bu hükümet İsveç'in silahlarını Türk ordusuna ihraç etmesinin kapısını açtı ve bu silahlar Irak'ta, Suriye'de ve bölgedeki diğer ülkelerde kullanılabilir. Bu yüzden İsveç'in NATO'ya katılarak İsveç'i daha güvenli hale getirmek istemesinin çok yüksek bir risk içerdiğini düşünüyorum. Sonuçta Erdoğan'ın taleplerini uygunsuz bir şekilde karşılayarak dünyayı daha az güvenli hale getirdiler” dedi.
HDP hakkındaki kapatma davası
Geçen Pazar Ankara’da düzenlenen HDP kongresini izlemek için Türkiye’ye gelen Svenneling, HDP hakkındaki kapatma davasıyla ilgili bir soruyu da yanıtladı. Svenneling, bu davanın gelecek sene düzenlenmesi planlanan seçimlerin arifesinde yakından takip edilmesi gereken bir konu olduğunu söyledi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, geçen yıl Haziran ayında HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açmıştı. Geçtiğimiz Nisan ayında ise HDP savunmasını Anayasa Mahkemesi’ne sunmuştu.
Anayasa Mahkemesi’nde beklemede olan dava ve HDP’lilerin yargılandığı davalar için Svenneling “İsveç'in ve diğer ülkelerin yargılananlara ve HDP'ye sahip çıkması gerçekten çok önemli” dedi.
Svenneling, “Türkiye, HDP’yi feshedip yargılandıkları suçlardan sorumlu olmayan insanları mahkum eden kararlar alırsa Avrupa Birliği ve İsveç gibi ülkeler sert tepki vermeli ve Türkiye’ye yaptırım uygulamalı” dedi.