Türkiye’den IŞİD’e katılanlar arasında Bingöl nüfusuna kayıtlı olanların sayısı bir hayli fazla. Bu kadar kişi örgüte nasıl katılıyor? Bingöl polisi tarafından yapılan araştırmada IŞİD’in en önemli insan kaynağının Islah-Der adlı bir sivil toplum örgütü olduğu sonucuna varıldı.
Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı ile Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, geçen yıl, Suriye'deki örgütlere katılanlar hakkında bir soruşturma başlattı. Soruşturmanın hedefinde dini motifli sivil toplum örgütleri vardı. Bingöl’deki araştırma sürerken, Diyarbakır’da bir operasyon yapıldı. IŞİD’le bağlantılı bazı adreslere baskın yapıldı. Bir evde çıkan çatışmada 7 IŞİD üyesi öldürüldü. Öldürülenlerin tamamının Bingöllü olması, gözleri bir kez daha buraya çevirdi. Bingöl polisini soruşturması da operasyona dönüştü. 10 kişi gözaltına alınırken, Islah-Der isimli derneğin yöneticileri İsa kod adlı Osman Uçak ve Hacı Turan kod adlı Turah Bucuka'nın, Diyarbakır'da operasyon yapılan 26 Ekim günü Balıkesir'in Bandırma ilçesine gittikleri tespit edildi. Bunun üzerine örgüt içinde önemli konumda oldukları iddia edilen 2 kişi, Bandırma'da teknik takibe alındı.
Operasyon ve araştırmaların sonucunda polisin, Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği fezlekede, örgütün kentteki yapılanması, eleman kazanma yöntemleri ve elemanların Suriye'ye nakli ile ilgili çarpıcı bilgiler yer aldı. 30 Mart 2016 tarihli fezlekede, Bingöl'de Suriye’deki gruplarla irtibatlı kişiler tarafından Islah Derneği (ISLAH-DER) adı altında bir sivil toplum kuruluşu kurulduğu belirtilerek, faaliyetlerin bu dernek içerisinde yürütüldüğüne dikkat çekildi. Fezlekede yer alan bilgilere göre dini eğitim adı altında toplantılar düzenlenerek, şahısların derneğe gelmelerinin sağlandı, gelenler cihat vaadiyle kandırılarak illegal yollardan Suriye'ye gönderildi. Suriye'ye gidenlerin ise IŞİD içerisinde yer almalarının sağlandı.
Fezlekede Diyarbakır'daki operasyonda öldürülen ve “IŞİD'in Rakka kadısı” olduğu iddia edilen Sıdık Bünül'e ilişkin de ayrıntılı bilgiler verildi. Polis, Sıdık Bünül'ün IŞİD ve Islah-Der içerisinde Bingöl'de sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğünü belirtti. Belirtilen dernekte ders ve sohbetlerden sorumlu olan Sıdık Bünül'ün, Bingöl'de IŞİD’in sorumlu düzeyde faaliyet yürüten elemanı olduğunu belirten polis, Bünül’ün 2015 yılının ilk aylarında Suriye'ye gittiği, faaliyetlerini burada sürdürdüğü kaydedildi. İstihbari bilgilere göre Bünül'ün IŞİD’in kurduğu şeriat mahkemelerine kadı olarak atandığını belirten polis, şahsın daha sonra Türkiye'ye giriş yaptığını ve 26 Ekim günü Diyarbakır'da düzenlenen operasyonda öldürüldüğünü kaydetti.
Fezlekede yer alan bilgilere göre 2014-2015 yılları arasında kaybolan şahıslarla ilgili müracaatlarda ailelerin verdiği ifadeleri inceleyen polis, kaybolan kişilerin kaybolmadan önce Islah-Der isimli derneğe gidip geldiklerine belirledi. İfade veren aileler, bu dernekte faaliyet gösteren kişiler tarafından çocuklarının kandırılarak Suriye'ye gönderildiği vurgulayarak, şikayetçi oldu. Polisin tespitlerine göre örgüte yeni eleman kazandırmak için piknik organizasyonları düzenlendi. Bu bilgiler kapsamında örgütle irtibatlı oldukları iddia edilen 8 kişi daha soruşturmaya dahil edildi.
Diyarbakır'daki operasyonda ölü olarak ele geçirilen Ersel Gergüy'ün annesi N.G.'nin oğlunun IŞİD’e yönlendiren, örgüte katılmasına yardımcı olan kişileri fotoğraflarından teşhis etti. Anne N.G. şüphelilerden Osman Uçak'ı Islah-Der isimli dernekten bildiğini söyledi. Ersel Gergüy'ün babası S.G. fezlekeye yansıyan ifadesinde, "Oğlum benden para isteyip, havuza gideceğini ve gece arkadaşında kalacağını söyledi. 10 lira verdim. Sonraki gün eve gelmeyince araştırmaya başladık. Oğlumun arkadaşları kaybolmadan önce sürekli Islah-Der'e gidip geldiğini söyledi. Bunun üzerine derneğe gidip, oradaki Osman Uçak'a oğlumun nerede olduğunu sorduk. Bize son 2 gündür Musa isimli bir kişiyle gezdiğini, oğlumuzun İstanbul'a gitme planları olduğunu söylediler. Yaptığımız araştırmada İstanbul'a gitmediğini öğrendik. Musa'nın babasını da bulduk. Musa'nın telefonla aradığını, Suriye'de olduğunu söyledi. Oğlumuzun da Suriye'ye gittiğini düşündük. Bu nedenle eşim, kardeşim ve Musa'nın babası Suriye'ye gitti. Eşim bir gün sonra arayarak oğlumuz ile görüştüğünü, kendisine gelmek için ikna edemediğini ve geri döneceğini söyledi. Sonra gün iki kız kardeşim ile birlikte Islah-Der'e gittik. Bir çok sakallı kişi vardı. Niye geldiğimi sordular. Derneğin içine girip "Oğlumu istiyorum" dedim. İçerideki sakallı kişilere neden bu çocukları Suriye'ye gönderdiklerini sordum. Kendi görevlerinin farklı olduğunu söylediler. Sonra namaz vakti olduğunu söyleyerek, kolumdan tutup dışarı çıkardılar. Derneğin olduğu pasajda 2 saat oturduk. Bu sırada çok sayıda sakallı kişi çıktı. Oğlum 2014 yılının Mart ayında Bingöl'e geldi. Hali perişandı. Üzerine gidemedik. Geceleri evde kız misafir olduğu için halasında kalıyordu. Kendisiyle konuştuğumuzda Suriye'de olduğunu, ölmeye veya öldürmeye gitmediğini, Halep sınırına yakın bir köyde fakirlere yardım ettiğini söyledi. Oğlum kaybolmadan önce Suriye'ye cihat etmek için gideceğini ve şehit olmak istediğini söylüyordu. 17 gün evde kaldıktan sonra bir gün yatsı namazı kılmak için çıktığını söyleyerek gitti ve bir daha dönmedi. Tekrar Suriye'ye gittiğini anladık. Her iki gidişinde de kayıp müracaatı yaptık. Oğlumun IŞİD'e katılmasını sağlayan kişilerden şikayetçiyim" dedi.
Ersey Gürgey'in annesi N.G. ise oğlunun ilk gidişinden sonra evdeki bilgisayarına baktığını belirterek, "Oğlumun Facebook adresi açıktı. Yakup Bağış isimli arkadaşının oğluma mesaj attığını gördük. Yakup mesajında, "Babaannende kal. 2-3 güne kadar Musa ile birlikte çıkacaksınız. Babaanneni üzme, şüphe çekme" dediğini gördük. Mesajda oğlum parasının olmadığını söylemiş. Buna karşılık Yakup ise "Musa sana para getirecek" demiş. Oğlumun Suriye'ye gitmesinde Islah-Der'deki kişilerin rol aldığını düşünüyorum. Çünkü oğlum bu derneğe gittikten sonra Suriye'ye Esat'a karşı savaşmaya gitti" dedi.
