İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyeleri, Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden protestolara destek vermek için Beyazıt Meydanı'nda açıklama yapmak istedi. Meydanda bekleyen polisler Fatih Kaymakamlığı'nın eylemi yasakladığını söyleyerek, akademisyenlerin açıklama yapmasına izin vermedi.
Bunun üzerine akademisyenler, “Memleketimiz adına üzülüyoruz” başlıklı basın metnini yürüyerek okudular.
Akademisyenler adına yapılan açıklamada, “İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa ve İstanbul Üniversitesi’nden öğretim üyeleri olarak Boğaziçi Üniversitesi’ne kurum dışından meşru ve liyakata uygun olmayan bir rektör atanmasına ve üniversite senatosunun görüşü alınmaksızın tepeden inme bir kararnameyle iki yeni fakülte kurulmasına karşı yapılan haklı itirazlara katılıyor, akademik özgürlük ve üniversite özerkliği için anayasal haklarını kullanan herkesi destekliyoruz. Kurumlarını korumak için Boğaziçi Üniversitesi öğrenci, öğretim üyeleri ve bileşenlerinin çok yüksek katılımla ve özenli şekilde gerçekleştirdikleri bu barışçıl protestoları örgütleme iddiasıyla bazı öğretim üyesi ve öğrenci topluluklarının hedef gösterilmesini son derece tehlikeli buluyor, bu tür kışkırtıcı girişimlerden hızla vazgeçilmesini talep ediyoruz” denildi.
“Açıklama yapacağımız öğrenildiği anda yasak getirildi”
Destek eylemine katılanlar arasında İstanbul Üniversitesi'nde 2015'te yapılan rektörlük seçimlerinde en yüksek oyu aldığı halde atanmayan Prof. Dr. Raşit Tükel de vardı. Tükel, rektörlerin atanmasına karşı olduklarını ve demokratik yöntemlerle seçimlerin yapılmasının gerekliliğine vurgu yapmak için toplandıklarını ifade etti. Polisin açıklama yapılmasına engel olmasını şaşırtıcı bulmadığını dile getiren Tükel, “Bu çok yaygın bir uygulama şekline döndü. Yasaklama yokken açıklama yapacağımız öğrenildiği anda yasaklama getirildi. Bunu da biz burada protesto ediyoruz. Bu tür yasakların kalkmasını, üniversitelerin özgürce, kendini ifade eden bir kurum olması gerektiğini, akademik özgürlüklerin olması gerektiğini bir kez daha burada vurgulamak istiyoruz” diye konuştu.
“Bu yapılanlar toplumun hafızasından silinmeyecektir”
Eğitim-Sen Üniversiteler İstanbul Şube Başkanı Beyzade Sayın, “Bu anayasal hakkı kullanmak bütün vatandaşların olduğu gibi öğrencilerin de öğretim üyelerinin de hakkıdır. Dolayısıyla bu hakkı kullanmak istedik. Kaymakamlık bir karar çıkararak ve bu eylemi engelleyerek emniyet güçleriyle bizi karşı karşıya getiriyor. Biz, bunu kabul etmiyoruz. Bu antidemokratik uygulamalar elbet son bulacaktır. Ancak bu yapılanlar da toplumun hafızasından silinmeyecektir. Biz bu ülkenin şiddet ortamına sürüklenmesini istemiyoruz. Memleketimiz adına bu görüntülerden dolayı üzülüyoruz, utanç duyuyoruz” dedi.
“Salgın bahane ediliyor”
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi emekli öğretim üyesi Hüner Kaya, açıklama yapılmasına izin verilmemesinde salgının bahane edildiğini söyledi. Kaya, “Üniversitemizin kapısının önünde bir grup öğretim üyesinin fikirlerini beyan etmesi son derece olağan bir şeydir. Bu bizim anayasal hakkımızdır. Salgın bahanesiyle izin verilmiyor ki gördüğünüz üzere hepimiz çift maskeliyiz. Burada bulananlardan çoğu da hekim zaten. Endişe etmesinler, biz halkın sağlığının peşinde olacağız, ama demokrasinin de peşinde olacağız” şeklinde konuştu.