Türkiye, Fransa, Almanya ve Rusya liderlerinin katılımıyla İstanbul’da yapılan dörtlü “Suriye Zirvesi”nde İdlib’te ateşkesin sürdürülmesi, Suriye’de askeri değil siyasi çözümün desteklenmesi ve yıl sonuna kadar Suriye’de Anayasa Komitesi’nin belirlenmesi konusunda mutabakat sağlandı.
Dörtlü zirvenin, Astana Zirvesi gibi bir daha toplanıp toplanmayacağı kesinlik kazanmadı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Suriye sorununa çözüm oluşturulan “small group” (ABD, İngiltere, Suudi Arabistan, Ürdün ve Mısır’dan oluşan –küçük grup-) ile dörtlü zirvenin ortaklaştırılmasını teklif etti.
Yaklaşık üç saat süren zirvenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ortak basın toplantısı düzenledi.
İlk sözü alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye krizinin bu noktaya ulaşmasından uzun süre kayıtsız kalan uluslararası toplumu sorumlu tutarken sorunun çözümü için daha fazla ülkenin sürece dahil olması gerektiğini ifade etti.
Erdoğan, “Ana önceliklerimiz sahada tam olarak ateşkesin sağlanması ve hakim kılınmasıyla akan kanın bir an önce durdurulması. Uluslararası toplum meseleyi yeterince sahiplenmedi. Birçok ülke krizin vehametini, krizin etkileri kendi sınırlarına ulaşınca idrak edebilmiştir. Artık bu kayıtsızlığa bir son verilmesi gerekiyor. İnisiyatif alınmadığı takdirde trajedi daha da kötüye gidecektir. Bugün Fransa ve Almanya'nın katılımıyla Astana'da yakalanan sinerjiyi daha ileriye taşıyabileceğimizi gördük. Bu olumlu işbirliğine ne kadar çok paydaş ülke katkı sağlayabilirse kalıcı bir çözüme de o denli hızlı ulaşabileceğimize inanıyorum” dedi.
Macron: “Yılsonuna kadar Anayasa Komitesi kurulmalı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki terörist grupları sayarken IŞİD ve PYD/YPG’yi telaffuz ederken, Fransa Cumhurbaşkanı yalnızca radikal islami güçleri “terörist” kategorisinde değerlendirdi.
Macron, “Terörist gruplara karşı mücadelemiz var. Bu gruplar ülkelerimizde çok vahim saldırılar düzenledi. Terörle mücadeleyi sürdürürken aynı zamanda bugün yapılacak askeri harekatların, insani yardım konusunda saygı göstermemiz gerektiğini unutmuyoruz. Suriye'de aslında iki savaş süregeliyor. Hep birlikte teröristlere karşı sürdürdüğümüz bir savaş var. Bir de Suriye'deki rejimin kendi muhaliflerine yönelik sürdürdüğü bir çatışma. Ve bunun sonucu olarak milyonlarca sığınmacı. Bu süreç sürdürülebilir değil. Yılsonuna kadar Anayasa Komitesi ile listenin onaylanmasını ve bu toplantının yapılmasını istiyoruz. Bu konuyla ilgili irademiz tamdır” dedi.
Putin: “Türkiye'nin İdlib’de, hem muhaliflerin hem ağır silahların çekilmesi için çaba sarf edeceğini ümit ediyoruz”
“Yılsonuna kadar ilgili şartlar oluşursa anayasa komitesi tamamen oluşturulacaktır ve faaliyetlerine başlayacaktır” sözleriyle Anayasa Komitesi konusundaki Batılı ülkelerin talebini kabul edilebilir bulan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, muhataplarının Şam yönetiminden “Suriye rejimi” diye bahsetmelerini de eleştirdi.
Rusya lideri, “Herkes Suriye rejimi diyor burada. BMGK kararında ise Suriye Arap Cumhuriyeti hükümeti ifadesi kullanılıyor. Suriye'nin meşru hükümetine saygı duymaktan yola çıkarak, muhalefetle verimli diyalog kurmak için her zaman Suriye hükümetini böyle yapıcı diyaloga çağırıyoruz. Türkiye'nin İdlib’de bu silahsızlanmış olan bölgeden, hem muhaliflerin hem ağır silahların çekilmesi için çaba sarf edeceğini ümit ediyoruz. Bizim Türk partnerimiz elinden geleni yapıyor. Silahlı saldırıda bulunacaklarsa Rusya, Suriye hükumetinin bu terör tehdidinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olacaktır” dedi.
Merkel: “Geri dönen insanlar tutuklanmamalı”
Siyasi çözümün altını çizen Almanya Başbakanı da hem Macron gibi Anayasa Komitesi’nin yıl sonuna kadar oluşturulmasının önemine işaret ederken hem de sığınmacıların ülkelerine geri dönmesine vurgu yaptı.
Merkel, “Sığınmacıların ülkelerine geri dönebilmeleri için BM ile sıkı bir işbirliği yapılması gerekiyor. Geri dönen insanların tutuklanmaması gerekiyor. Belli insani altyapının yerine getirilmesi gerekiyor. Bu şekilde bir sükunetin olması, insanların geri dönebilmeleri için siyasi bir çözüm gerekmektedir. Suriye'nin yine bütün halkı için güvenli bir vatan olması gerekmektedir. Bu açıdan siyasi sürecin özellikle de şimdi tam da bu zamanda bulunması çok çok önemli. Ve bizlerin İdlib'in barışçıl bir çözüm kapsamında insani bir felaket olmadan barışçıl çözüm bulunması yolunda çalışmaya devam edilmeli” dedi.
Zirve bildirisinde özgür seçimler için bir an evvel Anayasa Komitesi’nin oluşturulması talep edildi
Zirve sonrası yayınlanan bildiride de siyasi çözüm üzerinde durulurken Anayasa Komitesi’nin kuruluşunun 2019’a bırakılmaması istendi:
“BM gözetiminde, en yüksek uluslararası şeffaflık ile hesap verilebilirlik standartlarına uygun olarak, diaspora mensupları da dahil seçime katılma hakkına sahip tüm Suriyelilerin katılımıyla düzenlenecek serbest ve adil seçimlerin zeminini oluşturmak üzere Suriye'de anayasal reformu gerçekleştirecek Anayasa Komitesi'nin Cenevre'de kurulması ve erken bir zamanda, şartları gözeterek, bu yıl sonu itibarıyla toplanması çağrısında bulunmuşlardır.”
Bildiride Türkiye’nin terörist olarak nitelediği YPG’den terörist olarak bahsedilmemesi dikkat çekti
“BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ'la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler, oluşumlar ve diğer terörist grupların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla terörle mücadelede kararlılıklarını teyit etmişlerdir.”