İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı yanıltıcı bilgiyi bilerek yaymak” suçlamasıyla başlattığı soruşturma kapsamında İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeleri Çağlayan Adalet Sarayı’nda beş ayrı savcıya ifade verdi.
Yönetim Kurulu’nun 11 üyesine ağırlıklı olarak Suriye’nin kuzeydoğusunda öldürülen ve YPG ile bağlantılı olduğu iddia edilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i tanıyıp tanımadıkları soruldu.
İstanbul Barosu, 22 Aralık 2024’te yayınladığı açıklamada, “Basına yansıyan bilgilere göre, gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, 19 Aralık'ta saldırı sonucu yaşamını yitirmişlerdir. Basın mensuplarının çatışma bölgelerinde hedef alınması Cenevre Sözleşmesi'nin ihlali niteliğindedir. İki basın mensubu yurttaşımızın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak etkin bir soruşturma yürütülmesini, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Erinç Sağkan: “147 yıldır İstanbul Barosu sinmedi, susmadı, korkmadı”
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, bazı yönetim kurulu üyeleri ve bazı illerin baro başkanları bugün Çağlayan Adliyesi’ne gelerek İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile yönetim kurulu üyelerine destek verdi.
Yaklaşık 200 avukatın katıldığı basın açıklamasında konuşan Sağkan, “147 yıldır bu baro susmadı, sinmedi, korkmadı. Bu tür soruşturmalarla ne İstanbul Baromuz ne herhangi bir baro ne de Türkiye Barolar Birliği korkmaz, sinmez; cesaretle hakkı, hukuku adaleti savunmaya devam eder. Darbecilerce 12 Eylül zamanında İstanbul Barosu'nun kapısına mühür vurulmaya çalışıldı, İstanbul Barosu'nun yöneticileri yargılanmaya çalışıldı ancak tarih önünde kimin mahkûm olduğunu hep beraber görüyoruz. Yarın da kim mahkûm olacak hep beraber göreceğiz” dedi.
“Bu soruşturmaya meşruiyet kazandırmayacağız”
İfadelere kendisi ile birlikte Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyelerinin de gireceğini belirten TBB Başkanı, sürecin usulsüz yürüdüğünü, beyanlarda bunu hatırlatacaklarını dile getirdi.
Erinç Sağkan, “Bugün burada soruşturma nedeniyle ifade vermek için hazır bulunmuş değiliz. Biraz sonra Sayın Savcılara avukatlar hakkındaki özel soruşturmanın nasıl yürütülmesi gerektiğini ve eksiklikleri ortaya koyacağız. Düğmenin ilk başta yanlış iliklendiği bir soruşturmaya meşruiyet kazandırmayacağız. Burada ifade veren şüpheli pozisyonunda bulunmadığımızı, sadece beyan vermek üzere burada bulunduğumuzu ifade edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
Bahri Belen: “Bu soruşturma bütün avukatlara yönelik bir tehdittir”
TBB Başkanı Sağkan’ın hatırlattığı İstanbul Barosu’nun kapısına kilit vurulmak istendiğini dönemde baronun başkanlığını yapan Orhan Adli Apaydın’ın yargılandığı Barış Derneği davasında avukatlığını yapan isimlerden Bahri Belen, savcılığın bu soruşturmayla Türkiye’nin en büyük barosu üzerinden tüm avukatlara gözdağı vermek istediğini söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan kıdemli ceza avukatı, şunları dile getirdi:
“Bu aslında İstanbul Barosu’na değil, bütün savunmaya, bütün avukatlara yönelik bir tehdittir. Çünkü basında her konuşanın hakkında soruşturma başlatıldığı bir dönemde, avukatlığın ve baro yönetimlerinin avukatlık kanunundan kaynaklanan üstünlüğünü insan haklarını savunmak, onlarla ilgili işlevsel bir ortam yaratmak mücadelesi iktidarı rahatsız ediyor. İktidar aslında hem basını hem de onların haber alma, haber verme hakkını engellemek için savunmayı susturmaya çalışıyor. Hak arama özgürlüğünün ve savunmanın temsilcilerine gözdağı olan bu soruşturmaya karşı İstanbul barosu ve avukatlar onlara hesap sormaya geldi.”
Forum