Erişilebilirlik

İsrail-İran geriliminde tansiyon düşüyor mu?


İran’ın haftasonu ilk kez doğrudan hedef aldığı İsrail’den kısıtlı bir karşılık geldi. Hem İsrail hem de İran’dan cılız tepki ve açıklamaların gelmesi, tarafların en azından şimdilik gerilimi daha fazla tırmandırmamaya niyetli oldukları şeklinde yorumlandı.  
İran’ın haftasonu ilk kez doğrudan hedef aldığı İsrail’den kısıtlı bir karşılık geldi. Hem İsrail hem de İran’dan cılız tepki ve açıklamaların gelmesi, tarafların en azından şimdilik gerilimi daha fazla tırmandırmamaya niyetli oldukları şeklinde yorumlandı.  

İran'ın Şam’daki büyükelçilik yerleşkesi içindeki bir binaya düzenlenen saldırının ardından ilk kez doğrudan hedef aldığı İsrail, Perşembe gecesi sınırlı bir karşılık verdi.

Resmi bir açıklama gelmediği için İsrail basını yabancı kaynakların haberleri aktardı; saldırı haberleri İran medyasında da geniş yer bulmadı.

Hem İsrail hem de İran’dan cılız tepki ve açıklamaların gelmesi, tarafların en azından şimdilik gerilimi daha fazla tırmandırmamaya niyetli oldukları şeklinde yorumlandı.

Reuters haber ajansına konuşan üst düzey İranlı bir yetkili, Tahran’ın şu an için bir karşılık planlamadığını söyledi.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Semnan vilayetine ziyaretini kısa kesmemeyi tercih etmesi, Tahran’ın yüksek alarma geçmediği şeklinde yorumlandı. Uzmanlar da tarafların çatışmayı daha fazla tırmandırmak istemediği görüşünde.

Beyaz Saray'dan yorum yok

İtalya'da G7 dışişleri bakanları toplantısına katılan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail'in İran'a yönelik saldırısına dahil olmadığını söyledi; ancak İsrail'in İran'a misillemede bulunacağına ilişkin ABD'yi bilgilendirdiği konusundaki haberlerle ilgili yorum yapmadı.

Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre Cuma günü düzenlenen basın toplantısında konuya ilişkin yorum yapmaktan kaçındı. Sözcü, ABD'nin bölgede gerilimin tırmanmasını görmek istemediği yönündeki genel mesajını yineledi.

VOA Türkçe'nin sorularını İsrail’ın sınırlı bir karşılık vermesinden önce yanıtlayan eski CENTCOM komutanı General Kenneth F. McKenzie, İsrail’in İran’a ölçülü ve temkinli bir karşılık vererek, stratejik yarar sağlayabileceği görüşünü dile getirdi.

İsrail’in İran’ın saldırısı karşısında geçen haftasonu büyük bir teknolojik üstünlük gösterdiğini belirten emekli General McKenzie, “Burada inisiyatif doğrudan İsrail’de. Şimdi stratejik bir anda olduklarının bilincine vararak bunu dengelemek zorundalar. Bana kalırsa verecekleri yanıtta ölçülü olarak büyük bir stratejik fayda sağlayabilirler“ dedi.

Eski CENTCOM Komutanı (Emekli) General Kenneth McKenzie.
Eski CENTCOM Komutanı (Emekli) General Kenneth McKenzie.

“Ortadoğu Hava Savunma İttifakı ilk kez test edildi”

İsrail, 2021 yılında ABD’nin Avrupa Komutanlığı (EUCOM) sorumluluk bölgesinden çıkarılarak, ABD’nin Ortadoğu’daki askeri varlığından sorumlu olan Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) alanına dahil edildi.

Bu adım, İsrail’in Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn dahil Körfez ülkeleriyle imzalanan normalleşme anlaşmalarından (İbrahim Anlaşmaları) bir yıl sonra gerçekleşmişti. General Kenneth McKenzie tam da o dönem CENTCOM’un başındaydı.

İsrail 2022 yılında, Ortadoğu Hava Savunma İttifakı (MEAD) adıyla bilinen ABD liderliğinde bazı bölge ülkelerinin de desteğiyle oluşturulan ortak bir hava savunma ağına katıldığını açıklamıştı.

Eski CENTCOM Komutanı McKenzie’ye göre bu hava savunma kabiliyeti, 13 Nisan Cumartesi gecesi İran’ın İsrail’e saldırmasının ardından ilk kez test edilmiş ve etkisini göstermiş oldu.

General McKenzie, “İsrail’in 2021’de CENTCOM sorumluluk alanına dahil edilmesi aslında İbrahim Anlaşmaları’nın operasyonel karşılığıydı. Böylelikle liderlerin CENTCOM komutanlarıyla istişare yapabildiği, taktik ve teknikleri paylaşabildiği, entegre bir hava savunma sistemini nasıl uygulayacaklarını konuşabildikleri askeri bir platforma sahip olundu. Bunun meyvelerinin alındığını da geçen hafta gördük” ifadelerini kullandı.

VOA Türkçe’nin konuştuğu McKenzie’ye göre İsrail’e saldırının ardından, ABD, İngiltere, Fransa ve bölge ülkelerinin desteğiyle, İran’a ait füze ve insansız hava araçlarının etkisiz hale getirilmesi, “entegre bir hava savunma sistemi konseptinin nasıl olması gerektiğini muhteşem bir şekilde” gösterdi.

“Körfez ülkelerinin entegre hava savunmasını daha ciddiye alması için bir uyarı”

2016 ile 2019 yılları arasında CENTCOM’un başında bulunan Emekli General Joseph Votel de, haftasonu yaşanan gelişmelerin İsrail ve bölgedeki yakın ortaklarının etkili bir şekilde senkronize olma kabiliyetine sahip olduklarını gösterdiği görüşünde.

Washington’daki Ortadoğu Enstitüsü ulusal güvenlik uzmanlarından Joseph Votel, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Bu diğer Körfez ülkelerinin de entegre hava savunmasını daha ciddiye alması için bir uyarı olmalı” dedi.

Eski CENTCOM Komutanı (Emekli) General Joseph Votel. (FOTO-ARŞİV)
Eski CENTCOM Komutanı (Emekli) General Joseph Votel. (FOTO-ARŞİV)

Arap ülkeleri süreci dengeli yürütmeye çalışıyor

Wall Street Journal gazetesinin Salı günkü haberinde, İran’ın İsrail’e fırlattığı insansız hava araçları, balistik füzeler ve seyir füzelerinin etkisiz hale getirilmesi sürecinde Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin istihbarat ve bilgi paylaşımı desteği verdiği belirtilmişti.

Amerikalı yetkililer bu haberle ilgili yorum yapmamayı tercih etti.

Ürdün’ün de İsrail’e yönlenen ve hava sahasını ihlal eden çok sayıda insansız hava aracını etkisiz hale getirdiği ya da düşürdüğü biliniyor.

Dünya İsrail’in İran’a olası bir yanıtına karşı teyakkuzda beklerken, bu iki ülke dahil bölge ülkeleri, dengeli ve dikkatli bir şekilde süreci yönetmeye çalışıyor.

Ürdün Kralı Abdullah, ülkesinin İsrail ve İran arasında olası bir çatışmada “herhangi bir taraf için savaş alanı” olmayacağını ve kendi topraklarında bölgesel bir savaşa izin vermeyeceğini söyledi.

Suudi Arabistan, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısına kadar, İsrail ile diğer Körfez ülkeleri gibi normalleşme anlaşmasını değerlendiren ülkelerdendi.

Riyad geçen yıl Mart ayında bölgedeki ezeli rakibi Tahran’la da diplomatik ilişkileri yeniden tesis etmişti; ancak hem bölgede devam eden çatışmalar hem de karşılıklı güvensizlik sebebiyle bu açılımlar somut ve ciddi bir anlaşmaya dönüşmedi.

Bölge ülkelerinin “İran’ın hegemonya arzuları ve kötü niyetli adımlarından“ endişe ettiğini söyleyen eski CENTCOM Komutanı McKenzie, “Bununla birlikte haftasonu dayanışma ve kolektif bir güvenliğin sergilendiğini gördük. İsrail’in yanıtını değerlendirirken temkinli ve düşünceli olması gerekir çünkü bunu kaybetmek istemezsiniz. Bunu göz önünde bulundurmalarını umuyorum” dedi.

“İran’ın caydırıcılığının ana unsuru nükleer programı değil, balistik füze programı”

İran, İsrail’in kendisine saldırması halinde büyük ve sert karşılık vereceği uyarısında bulunmuştu. İran Dışişleri Bakanı Perşembe akşamı CNN televizyonuna verdiği röportajda, İsrail’in İran’ı vurması halinde “maksimum düzeyde” karşılık vereceklerini söylemişti.

Peki haftasonundan bu yana yaşananlar, eski bir hava kuvvetleri filosu ve daha çok eski Rus modellerine dayanan hava savunma sistemine sahip olan İran’ın askeri gücü konusunda ne gibi ipuçları veriyor?

Eski CENTCOM Komutanı McKenzie’ye göre, İran’ın caydırıcılık biçiminin ana unsuru pek çok kişinin düşündüğünün aksine nükleer programı değil; balistik ve seyir füzeleri programıyla insansız hava araçları.

Bu kabiliyetlerin son 10-15 yılda İran içinde kaydadeğer bir ekonomik destek gördüğünü söyleyen McKenzie, “Şimdi ise bu kabiliyetin düşünüldüğü kadar etkileyici olmadığı ortaya çıktı. Bölgedeki en iyi hava savunma sistemiyle karşı karşıyaydılar ve hedef İran’dan uzaktaydı. Bu nedenle füze ve insansız hava araçlarının etkisiz hale getirilmesi için stratejik derinlik mevcuttu” diye konuştu.

Biden yönetiminin İran’a İsrail’e saldırısının ardından Perşembe günü İngiltere ile eş zamanlı olarak açıkladığı yeni yaptırımlarda da özellikle İran’ın insansız hava aracı üretimi ve balistik füze programı hedef alındı.

  • 16x9 Image

    Begüm Dönmez Ersöz

    Begüm Dönmez Ersöz medyadaki kariyerine 2006’daki İsrail-Lübnan savaşı sırasında CNN Türk’te simultane tercüman ve muhabir olarak başladı. 2014-2018 yılları arasında dış haber müdürü olarak görev yaptığı kanalda dış politika ve uluslararası diplomasiye ilişkin haberler hazırladı, özel röportajlar yaptı. IŞİD’le mücadele operasyonları döneminde çatışma bölgeleri dahil sahadaki ekibi yönlendirdi, ABD’de başkanlık seçimleri gibi özel yayınları yönetti. Merkezi Atlanta’da bulunan CNN’in editoryal, liderlik ve dijital gazetecilik programlarına katıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nin gururlu mezunlarından. Begüm Dönmez Ersöz 2018’de göreve başladığı VOA Türkçe’de ABD dış ve iç siyasetinden uluslararası diplomasiye uzanan geniş bir alanda haber, röportaj ve yayın yapıyor. VOA Türkçe’nin Beyaz Saray ve Kongre muhabirliği görevini yürütüyor. Simultane çeviri ve gazetecilik becerilerini aynı potada eritebildiği bir işi olduğu için mutlu.

Forum

XS
SM
MD
LG