ABD Başkan Joe Biden'ın, selefi Donald Trump’ın İran için uyguladığı seyahat yasağını Ocak ayında hızlı bir şekilde kaldırması, İran'dan ABD'ye gelişleri henüz canlandırmadı. Ancak ABD'nin hangi İranlılar’ın girmesine izin vermesi gerektiği ve bu kişileri incelemeye yönelik mevcut yöntemlerin etkili olup olmadığı konusundaki tartışmayı yeniden alevlendirmiş durumda.
Biden, 20 Ocak'ta göreve geldikten sonra saatler içinde eski Başkan Donald Trump'ın İran'a ve diğer 12 ülkeye seyahat yasağını kaldırdı. Biden, yedisi ağırlıklı olarak Ortadoğu ve Afrika'daki Müslüman devletler olan bu ülkelerin vatandaşlarına vize kısıtlamalarının, ABD'nin her inançtan kişiyi hoş karşılama geleneğiyle tutarsız olduğunu ve ulusal güvenliği baltaladığını söyledi.
Trump, yasakların yabancı teröristlerin ülkeye girişi ve ABD’li yetkililerin terörizmden etkilenen ülkelerden vize başvurusunda bulunanları güvenlik taramasından geçirme becerisiyle ilgili endişeler nedeniyle haklı olduğunu söylemişti.
Biden’ın hamlesini destekleyen hak örgütü Ulusal İran Amerikan Konseyi’ne (NIAC) göre, Başkan’ın seyahat yasaklarını kaldırmasından bu yana geçen 40 gün içinde İran’dan ABD’ye bir akın yaşanmadı. Ocak ayında New York Times gazetesinin, İranlı-Amerikalı hak grupları ve avukatlara dayandırdığı habere göre İranlılar, ABD’ye vize başvurusunda bulunan en geniş grubu oluşturuyor.
VOA Farsça’nın konuştuğu NIAC politika direktörü Ryan Costello, "Kişisel anlatılara ve hala yürürlükte olan ABD seyahat kısıtlamalarına baktığımda, ABD'ye giren İranlı sayısında önemli bir değişiklik olduğunu düşünmüyorum ve bunun hemen değişmesini beklemiyorum’’ dedi.
Uluslararası vize dağıtımlarıyla ilgili kamuya açık son Dışişleri Bakanlığı verileri, ABD'nin Ocak ayında İranlılar’a 46 göçmen vizesi verdiğini gösteriyor. Bu sayı Aralık ayında 39’du. İranlılar’a verilen göçmen olmayan vize sayısı ise Aralık’ta 188'ken Ocak’ta 154'e düştü.
İranlılar’ı etkileyen çeşitli ABD seyahat kısıtlamaları ise hala yürürlükte. Biden, Trump'ın ABD’ye girmeye teşebbüs etmeden önce 14 gün boyunca İran'da fiziksel olarak bulunan yolcular üzerindeki salgınla ilgili yasağını devam ettirmeye karar verdi.
Biden ayrıca, Trump'ın 2019’da İranlı üst düzey hükümet yetkilileri ve yakın aile üyelerine karşı uygulamaya soktuğu ABD’ye giriş yasağında ve İran'ın Devrim Muhafızları’nı 2019’da yabancı terör örgütü ilan ederek, üyelerinin ABD’ye girişini engellemesinde herhangi bir değişiklik yapmadı.
İran'ın enerji sektöründe veya nükleer programında kariyer sağlayacak yüksek öğrenim kursları için ABD'ye girmek isteyen İranlılar’a yönelik 2012 yasağı da yürürlükte. Bu yasak Biden'ın başkan yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde eski Başkan Barack Obama tarafından imzalanmıştı.
Vize alımındaki zorluklar
Sürmekte olan kısıtlamalardan etkilenmeyen İranlılar, son zamanlarda ABD vizesi alırken başka engellerle karşılaştı. ABD Vize Hizmetleri yetkilisi Julie Stufft, hafta başındaki basın brifinginde, Dışişleri Bakanlığı'nın hizmet verdiği denizaşırı tesislerinde vize başvurusu yapanların sayısı kadar bu tesislerde güvenle çalışabilecek vize personelinin sayısında da pandemi nedeniyle ciddi düşüş olduğunu açıkladı.
NIAC politika direktörü Ryan Costello, İran'da bulunan ve komşu ülkelerdeki ABD elçiliklerinden randevu alamayan vize başvurusu sahipleriyle irtibatta olduklarını söyledi.
Stufft, daha önce Trump'ın seyahat yasağına dahil olan İran gibi ülkelerden gelen bazı göçmen vizesi başvurusu sahiplerinin, yalnızca bir hafta öncesine kadar başka bir Trump önlemiyle ABD'ye gelmelerinin engellendiğini belirtti. Bu 2020 yasağı, ABD işgücü piyasasının pandemiden iyileşme beklentilerine zarar verdiği düşünülen göçmenlere karşıydı; Biden 24 Şubat'ta yasağı yürürlükten kaldırdı.
İranlılar’a ABD vizesi verilmesi sürecini yavaşlatan bir başka etken de Biden'ın 20 Ocak'ta Dışişleri Bakanlığı'na verdiği talimat. Talimata göre bakanlığın, seyahat yasağı kapsamında talepleri reddedilen göçmen vizesi başvurusu sahiplerinin başvurularını yeniden değerlendirmek için bir plan oluşturmak üzere 45 günü vardı. Biden ayrıca yetkililere, diğer ülkelerle "uygun olduğunda" bilgi paylaşımını iyileştirmek amacıyla dış yardım fonlarını kullanarak vize başvurusu yapanların güvenlik taraması ve soruşturulmasının iyileştirilmesine yönelik öneriler sunmaları için 120 gün daha verdi.
ABD’nin 1979'dan beri hiçbir ilişkisinin olmadığı ve hükümeti ağır ABD yaptırımları altında olan İran'ın bu tür ABD fonlarından yararlandırılması ise beklenmiyor.
Ancak Costello, ABD'nin güvenlik taraması sisteminin, vize başvurusu yapanlarla ilgili İran'ın bilgi paylaşımı yapmamasını telafi edecek kadar güçlü olduğunu söyledi. Costello, Trump'ın seyahat yasağı 2017'de yürürlüğe girmeden önce ABD'nin bu tür birçok kişinin doğrulanabilir geçmiş bilgilerinin olmaması nedeniyle, vize başvurularını reddettiğini belirtti.
NIAC politika direktörü, "İranlı vize başvurusu sahipleri kim oldukları, nerede çalıştıkları, Devrim Muhafızları’na katılıp-katılmadıkları ve daha birçok şey hakkında tonlarca bilgiyi detaylandırmak zorunda. ABD’nin bu tür başvuru sahiplerini incelemek için ihtiyaç duyduğu bilgileri almasının yolları mevcut’’ dedi.
Eski Başkan George W. Bush döneminde Politikadan Sorumlu İç Güvenlik Bakan Yardımcısı olarak görev yapan avukat Stewart Baker ise seyahat yasağının kaldırılmasının ABD sınırlarını tehlikeli kişilere yeniden açtığına dair yakın zamanda bir yazı kaleme aldı. VOA Farsça'ya konuşan Baker, "İranlılar’ın buraya gelme nedenlerini bilmiyoruz, çünkü bunu elimizdeki bilgilerle anlamak çok zor" diye konuştu.
VOA Farsça’nın geçen ay konuştuğu ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nun en kıdemli Cumhuriyetçi üyesi Michael McCaul da Tahran’ın Washington düşmanı statüsünün, İranlı vize başvurusu sahipleri için inceleme sürecini "imkansız değilse de çok zor" hale getirdiğini söyledi.
Trump'ın görev süresinin son yılında ABD’nin İran Özel Temsilcisi olarak görev yapan Elliott Abrams, VOA Farsça’ya, Biden'ın ABD tarafından incelenmiş bazı İranlılar’ın vize başvurularını kabul etmeye devam etme ve bunun dışındaki İranlılar’ı kabul etmeme konusunda önceki başkanların politikalarını sürdürme kararını desteklediğini söyledi.
Abrams, "İranlı öğrencilerin genel olarak ABD’de eğitim görmesini sağlamanın iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. Bizim kavgamız İran halkıyla değil, İran'ı yöneten gaddar rejimle. İran halkının yanındayız’’ diye konuştu.
Ancak Abrams, Trump yönetimi sırasında başvuranın sosyal medya hesaplarının araştırılmasını içeren vize başvurusu inceleme tekniğini aşamalı olarak kaldırmaması konusunda da Biden’ı uyardı. Biden, sosyal medya hesaplarının tespit edilmesinin, güvenlik taramaları ve incelemelerine anlamlı bir katkısı olup-olmadığının değerlendirilmesini talep etmişti.
Abrams, "Sosyal medya paylaşımları, bir bireyin kamusal alandaki bir iletişim biçimidir. İran vizesi başvurusunda bulunan bir kişinin gönderisi Irak'taki Amerikan üslerine yönelik saldırıları alkışlıyorsa, bunu bilmek istemez miydiniz?’’ ifadelerini kullandı.
Costello da bazı sosyal medya taramalarının Biden yönetiminin incelemesinden sonra da uygulamada kalmasını beklediğini söyledi. Ancak, sosyal medya incelemesini yürütenlerin, normalde Amerikalılar’ın ifade özgürlüğü olarak değerlendireceği bir gönderi için birini hedef almamasının nasıl sağlanacağının önemli bir sorun olduğuna dikkat çekti.