İstanbul’da yaşayan bir grup İranlı ile çoğu kadın örgütlerinden Türk vatandaşları, Tahran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin polis nezaretinde ölümünü protesto etmek için Cağaloğlu’ndaki İran Başkonsolosluğu önünde biraraya geldi.
Dün Taksim’de toplanmak isteyen grupları defalarca dağıtan İstanbul polisi, bugünkü eylemi uzaktan izledi.
Eylem sırasında en az üç kadın, başörtüsünü doğru takmadığı ve bu nedenle saçları gözüktüğü için gözaltına alınan ve sonrasında hayatını kaybeden Mahsa Amini’ye yapılan muameleyi protesto etmek için saçlarını kesti.
Eylem sırasında Farsa, Türkçe ve Kürtçe sloganlar atıldı. Türkçe atılan sloganlarda ‘‘susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz’’ ‘‘hepimiz Amini’yiz’’, ve ‘‘benim bedenim benim kararım’’ öne çıktı.
Eylemde, Farsça ve Kürtçe ‘‘özgürlük’’ anlamına gelen ‘‘azadi’’, ‘‘kadınlar özgürce yaşar’’, ‘‘molla rejimi istemiyoruz’’ sloganları atıldı.
Yaklaşık 300 kişilik grubun taşıdığı dövizlerde İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney ve İran rejimine karşı sert eleştiriler yer aldı.
Kurtuluş: ‘‘İran’da molla rejimine karşı direnen ayağa kalkan kardeşlerimize teşekkür ediyoruz’’
Eylem çağrısını yapan Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu adına kürsüye çıkan Rüya Kurtuluş, Türkiye’deki kadınların İran’da 43 yıldır molla rejiminin baskısı altında yaşayan kadınları çok iyi anladığını söyledi.
Kurtuluş, ‘‘Biz Türkiye’de yaşayan kadınlar olarak İran’daki kız kardeşlerimizin yaşadığını çok iyi anlıyoruz. Çünkü bu topraklarda da aynısı var. Ahlak polisleri veya irşad devriyeleri belki yok ama geceleri sokakta kıyafetinize ve sevgilinizle öpüşmenize denetleyen bekçiler var. Maalesef bu ülke de İran gibi bir diktatörlükle yönetiliyor. İran çok uzağımızda değil. İran’da molla rejimine karşı direnen ayağa kalkan kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Onların hissiyatını içimizde hissediyoruz'' dedi.
Mahsa Amini'nin irşad devriyeleri tarafından başörtüsünü düzgün takmadığı için şiddetle gözaltına alındı sonra katledildiğini söyleyen Kurtuluş, ''Bu 43 yıldır süren dinci politikaların sonucudur. Kadınlara başörtüsü dayatılıyor. İran uzağımızda değil yanı başımızda. Türkiye’de tarikatlar talep ediyor, İstanbul Sözleşmesi feshediliyor. Bir grup erkek kendini mağdur ilan ediyor, nafaka hakkımız gasp edilmeye çalışılıyor. Konserler yasaklanıyor, sanatçılar, gazeteciler tutuklanıyor’’ şeklinde konuştu.
‘‘Kendi çocukları Avrupa’da Amerika’da istedikleri gibi giyiniyorlar’’
Eyleme katılan İranlılar’dan Mahdi Sağlar, 20 yıldır Türkiye’de yaşıyor ve çalışıyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Sağlar, ‘‘Bir kız çocuğumuzu saçı gözüktüğü için darp ederek öldürdüler. Kendi çocukları Avrupa’da Amerika’da istedikleri gibi giyiniyorlar istedikleri gibi rahat davranıyorlar ama İran’da ufacık saçı dışarıda diye kızı tutuklamışlar ve karakolda yumruk darbesiyle beyin kanamasına neden olarak ölümü götürmüşler. Bunu protesto için buradayız. İran’daki vatandaşlarımız sokakta biz de burada protesto ediyoruz’’ dedi.
‘‘Ben de bir kadınım ve özgürlük istiyorum’’
Eylemdeki çok sayıda kadından biri olan güzellik uzmanı Gelare Abdi de kendi vatanını çok sevdiği halde ağır baskı nedeniyle ülkesinde yaşayamadığını söyledi.
VOA Türkçe’nin mikrofon uzattığı Abdi, ‘‘Benim özgürlüğe ihtiyacım var. Fakat İran’da özgürlüğüm yok. Ben mecburen iki yıldır burada Türkiye’deyim. Aslında ben kendi vatanımı seviyorum ve orada yaşamak istiyorum. Fakat orada özgürlük tok. Mahsa’yı saçları, bir küçük perçemi gözüküyor diye öldürdüler. Daha 22 yaşındaydı. Ben de bir kadınım ve özgürlük istiyorum’’ diye konuştu.
Kalabalığa hitap eden Efruz Ahmadi ise Farsça konuştuktan sonra kısa Türkçe yaptığı konuşmada, ‘‘Neden kendi toprağımdan uzak durdum. Çünkü bize hak vermiyorlar. Bizim seçimimiz yok nasıl giyeceğiz ne yapacağız. Her şeye karışıyorlar’’ dedikten sonra parmağıyla İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nu göstererek ‘‘Türkiye’den rica ediyoruz, bunları buradan çıkarın’’ diye bağırdı.
22 yaşındaki Mahsa Amini, geçen hafta Tahran'da ahlak polisi tarafından "uygunsuz kıyafet" giydiği gerekçesiyle tutuklandıktan sonra komaya girmiş ve hayatını kaybetmişti. İran polisi, ahlak polisi tarafından gözaltında tutulan diğer kadınlarla beraber beklemede olan Amini'nin hastalandığını öne sürmüştü.