Erişilebilirlik

İran, Güney Kafkasya'daki asırlık çekişmeleri kullanmak için harekete geçti


Batı, Ukrayna ve Gazze'deki çatışmalarla meşgulken İran, eski rekabetlerin yeniden canlandığı Güney Kafkasya'ya nüfuzunu yayma fırsatını değerlendiriyor. Bölge ülkeleri İran, Rusya, Türkiye ve ABD'nin nüfuz mücadelesini dengelemeye çalışıyor.
Batı, Ukrayna ve Gazze'deki çatışmalarla meşgulken İran, eski rekabetlerin yeniden canlandığı Güney Kafkasya'ya nüfuzunu yayma fırsatını değerlendiriyor. Bölge ülkeleri İran, Rusya, Türkiye ve ABD'nin nüfuz mücadelesini dengelemeye çalışıyor.

Batı, Ukrayna ve Gazze'deki çatışmalarla meşgulken İran, eski rekabetlerin yeniden canlandığı Güney Kafkasya'ya nüfuzunu yayma fırsatını değerlendiriyor.

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze Temmuz ayı sonunda, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katıldığında kendisini tartışmaların merkezinde buldu. Törene katılanlar arasında 31 Temmuz’da İran'ın başkenti Tahran'da öldürülen Hamas lideri İsmail Haniye de vardı.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Mayıs ayında bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından Muhammed Muhbir, İran'ın geçici cumhurbaşkanı olarak atanmıştı. Temmuz ayında Pezeşkiyan, İran’ın dini lideri Ali Hamaney tarafından resmen onaylandıktan sonra cumhurbaşkanı seçildi.

Washington’daki düşünce kuruluşlarından Demokrasileri Savunma Vakfı'nın (FDD) araştırma analisti Janatan Sayeh'e göre Kobakhidze, Pezeşkiyan'ın yemin töreni gibi etkinliklere katılarak temel diplomatik bağları sürdürmeyi amaçlasa da, Hamas gibi terör örgütü olarak tanımlanan örgütlerden isimlerle ilişkilendirilmesi, itibarını riske atabilir.

VOA Gürcü’ye konuşan Sayeh, “Bunun arkasındaki niyet diplomatik bağları sürdürmek ve İran'ın yeni cumhurbaşkanını çok temel düzeyde desteklemekti. Ancak PIJ (İslami Cihad) ya da Hamas gibi teröristlerle ya da Hizbullah delegeleriyle aynı toplantıya katılmaları, soru işaretlerine neden oluyor. Dolayısıyla bu ülkelerin birçoğu için itibar sorunu söz konusu” dedi.

Gürcistan Başbakanı’nın, Reisi'nin cenazesine katılması kısmen, ABD'nin kendi yönetimine yönelik eleştirilerinin ardından Washington'a kasıtlı olarak tepki göstermek için atılmış bir adım olabilir. Ancak katılım, İran'ın emellerinin artık sadece Ortadoğu ile sınırlı olmadığının da bir göstergesi.

Gerçekten de İran'ın Güney Kafkasya'ya artan ilgisi, Türkiye ve İsrail ile olan rekabetini güçlendirmeye yönelik stratejik bir girişimi ortaya koyuyor.

İran’ın Kafkasya'daki varlığını ve etkisini kesinlikle arttırdığını söyleyen Sayeh, “Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir denge rolü oynamak için elinden geleni yapıyor” diye konuştu.

Karmaşık bir tarih

Güney Kafkasya Osmanlı, Pers ve Rus imparatorluklarının savaş alanıydı ve bölgenin karmaşık tarihi nedeniyle, stratejik ittifakların bir gereklilik olduğu rekabet halindeki çıkarların hedefi olmaya devam ediyor.

Washington'daki düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü'nün ABD ve Avrupa Merkezi'nde misafir araştırmacı olarak görev yapan Aslı Aydıntaşbaş, Ermenistan ve Azerbaycan’ın da aynı şeyi farklı şekilde yaptığına dikkat çekti.

Erivan ve Bakü’nün İran, Rusya ve Türkiye ile ilişkilerini yönetmeye çalıştığını söyleyen Aydıntaşbaş, VOA’ya değerlendirmesinde, bunun çok yönlü bir korunma politikası olduğunu söyledi.

Bu karmaşık ittifaklar ağında İran ve İsrail arasındaki sert rekabet de rol oynuyor. İsrail yıllardır Türkiye ile birlikte Azerbaycan'ın başlıca askeri teçhizat tedarikçilerinden biri oldu. Buna karşılık Azerbaycan da İsrail'in petrol ihtiyacının yüzde 40'ını karşılıyor.

Diğer taraftansa FDD’den Sayeh’e göre İran, Azerbaycan'daki bazı dini kurumlarla olan bağları ve Dağlık Karabağ savaşında Ermenistan'a verdiği destekle “Azerbaycan'ın sınırları için doğrudan bir tehdit oluşturuyor.”

Azerbaycan’ın çetin bir süreçten geçtiğini söyleyen Sayeh, “Ancak olayların tırmanması durumunda, İran ve İsrail arasındaki doğrudan çatışmanın dışında kalmanın onların yararına olacağını düşünüyorum” yorumunda bulundu.

Bakü ve Tahran arasındaki ilişkiler, İran'daki büyük Azeri azınlık nedeniyle daha da gerilmiş durumda. Türkiye ve Azerbaycan bunu bir koz olarak kullanmaya çalışmakla suçlanırken, Sayeh “İran’ın etnik kökeni ne olursa olsun tüm sivil toplumu kontrol edebildiğini” söyledi.

İşte bu ortamda Ermenistan, Türkiye ve Azerbaycan ile gerilen ilişkileri nedeniyle İran ile bağlarını güçlendirmeye çalışıyor.

Ermenistan'ın İran'dan 500 milyon dolarlık silah satın aldığına dair, her iki ülke tarafından da yalanlanan, doğrulanmamış haberler, Erivan'ın yeni ittifaklar kurmaya yönelik umutsuz çabasına işaret ediyor olabilir.

Ermenistan'ın Filistin'i bağımsız bir devlet olarak resmen tanıması, Erivan'ı Tahran'la daha da yakınlaştırdı.

Brookings'ten Aydıntaşbaş, “Ermenistan, belki de İran hariç, bölgedeki bu üç büyük güçle de zayıf ilişkileri olan bir ülke ve bence bu avantajı Azerbaycan'a kaptırmak istemiyorlar” diyor.

Ermenistan'ın yeni ittifak arayışları, Dağlık Karabağ çatışması sırasında Rusya'nın azalan desteğine bir yanıt niteliğinde. Rusya, 2020 ve 2023 yıllarında Azerbaycan'la bölge için savaşan Ermenistan'a yardım etmedi.

Sayeh bu nedenle Dağlık Karabağ savaşı’nın İran'ın Ermenistan'a desteğini arttırmasının yolunu açtığı görüşünde.

Sayeh, “Rusya'nın batı cephesinde, Ukrayna ile olan savaşıyla çok meşgul olduğu göz önüne alındığında, Ermenistan'ı geçmişte olduğu gibi destekleyecek askeri kapasitesi ya da fonu yoktu. Bu da İran'ın Güney Kafkasya'ya daha yoğun bir şekilde girmesi için bir fırsat sundu” dedi.

Sayeh aynı zamanda Ermenistan'ın Batı ile bağlarını derinleştirme çabalarının zorluklarla dolu olduğunu söyledi.

Erivan’ın Batı ile askeri işbirliğini geliştirmeye çalıştığını kaydeden Sayeh, “Ancak ABD'nin verdiği güvencelerden memnun olmadığı ve Rusya'nın geri adım attığı göz önüne alındığında, Ermenistan'ın İran silahlarını satın almaktan başka seçeneği kalmamış gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Gürcistan'ın durumu belirsiz

Bu arada, bir zamanlar Güney Kafkasya'nın en Batı yanlısı ülkesi olarak gösterilen Gürcistan'ın durumu da belirsizliğini koruyor.

“Batı'da Gürcistan siyasetinin ne yönde ilerleyeceğini bilmiyorlar” diyen Aydıntaşbaş’a göre Batı, Gürcistan halkının seçeceği yönün Batı yanlısı olacağını umarak, ülkede Ekim ayında yapılacak parlamento seçimlerine kadar temkinli davranıyor.

İran'ın daha geniş stratejik hedefi, ABD'nin Kafkasya'daki nüfuzunu azaltmak ve ABD'nin bölgedeki sınırlı varlığı karşısında avantaj sağlamak.

Sayeh'e göre Tahran, erişim alanını genişletmek ve Batı'nın çıkarlarına karşı Gürcistan ve Ermenistan gibi ülkelerle ilişkilerini güçlendirmek için fırsatlar görüyor.

Sayeh, “Herhangi bir ülkeyi Batı alanından ya da Batı yörüngesinden çıkarabildikleri sürece, bu İran tarafı için bir kazanç olacaktır” dedi.

Sayeh, “Tahran öncelikli odağı, ABD'nin çıkarlarının nerede olduğu. Şimdi ise İran'ın Gürcistan'ı, Ermenistan'ı kullanması ve Rusya'nın uygun desteğiyle Kafkasya cephesine erişimini genişletmesi için bir fırsat var” diye konuştu.

Analistler Ukrayna ve Gazze'de devam eden çatışmaların Güney Kafkasya'da bölgesel güçler arasında gelişen “büyük oyunu” derinden etkileyeceği ve bölgenin gelecekteki dinamiklerini şekillendireceği konusunda hemfikir.

Forum

XS
SM
MD
LG