Maam Halil, Erbil’in tarihi çarşısında 1948’den beri çaycılık yapıyor. Geçen 70 yıllık dönemde şiddetle bastırılan Kürt ayaklanmaları ve Saddam Hüseyin’in kimyasal silah saldırılarına tanık olmuş.
O dönem toplam 182 bin Iraklı Kürt’ün öldüğü tahmin ediliyor.
Kuzey Irak’taki özerk Kürt bölgesi, Amerika’nın Irak harekatından sonra benzersiz özgürlükler yaşıyor.
Amerika’nın Sesi’nin konuştuğu birçok Kürt, gelecek konusunda daha iyimser görünüyor. Ancak bağımsızlık hala bir hayal. Bunu önleyen bir çok siyasi engel var.
Ekonomik kazançlar gerçekten büyük. Bölgesel Kürt Yönetimi bu yıl yüzde 9 oranında büyüme sağlandığını tahmin ediyor. İktidardaki Kürdistan Demokratik Partisi’nden Hemin Havrami Irak’tan kopma planları olmadığını söylüyor.
“Eğer Kürtler demokratik federal Irak’ın gerçek ortakları olarak kabul edilirlerse Kürt bölgesi Irak’ın parçası olarak kalır. Ama Kürt bölgesi asla demokrasi yerine diktatörlükle yönetilen bir Irak’ın parçası olamaz.”
Bölgesel Kürt Yönetimi yabancı petrol şirketleriyle anlaşmalar imzalarken Türkiye üzerinden günde bir milyon varil petrol ihraç edecek bir boru hattı inşa ediyor. Bu da Bağdat’taki merkezi Irak hükümetini kızdırıyor. Havrami buna karşı çıkıyor.
“Bu bizim anayasal hakkımız ve bunu kullanmak istiyoruz. Başka birşey istemiyoruz. Eğer kendi enerji sektörümüzü yönetiyorsak elde edilen gelir sadece bizim değil tüm Irak halkınındır.”
Kürtler giderek daha iddialı bir yaklaşım benimserken geçmişin baskı dolu anıları yerini genç kuşakların iyimserliğine bırakıyor. Nüfusun yüzde 59’u 25 yaşın altında.
Sazan Mandalawi bunlardan biri. Dış ülkelerde yaşadıktan sonra bu yıl Erbil’e dönmüş. Bir gençlik programında çalışıyor ve popüler bir blog yazarı.
“Dünyanın dört bir yanından gençlerden elektronik posta alıyorum. Hepsi ‘Biz de aynı yoldan geçtik’ diyor. Birara buraya geri gelmişler ama yine ayrılmışlar. Şimdi ise aileleriyle birlikte kesin dönüş yapmayı düşünüyorlar. Niye dışarda yaşayalım diyorlar. Hayatlarını kaybetmekten korktukları için kaçtıklarını ama şimdi ülkelerinin güvenli olduğunu, artık dönebileceklerini söylüyorlar.”
Erbil’in tarihi kalesinin altındaki dükkanında Maam Halil, kendisi gibi hızlı değişimlere tanıklık eden müşterilerine çay servisi yapmaktan memnun.
O dönem toplam 182 bin Iraklı Kürt’ün öldüğü tahmin ediliyor.
Kuzey Irak’taki özerk Kürt bölgesi, Amerika’nın Irak harekatından sonra benzersiz özgürlükler yaşıyor.
Amerika’nın Sesi’nin konuştuğu birçok Kürt, gelecek konusunda daha iyimser görünüyor. Ancak bağımsızlık hala bir hayal. Bunu önleyen bir çok siyasi engel var.
Ekonomik kazançlar gerçekten büyük. Bölgesel Kürt Yönetimi bu yıl yüzde 9 oranında büyüme sağlandığını tahmin ediyor. İktidardaki Kürdistan Demokratik Partisi’nden Hemin Havrami Irak’tan kopma planları olmadığını söylüyor.
“Eğer Kürtler demokratik federal Irak’ın gerçek ortakları olarak kabul edilirlerse Kürt bölgesi Irak’ın parçası olarak kalır. Ama Kürt bölgesi asla demokrasi yerine diktatörlükle yönetilen bir Irak’ın parçası olamaz.”
Bölgesel Kürt Yönetimi yabancı petrol şirketleriyle anlaşmalar imzalarken Türkiye üzerinden günde bir milyon varil petrol ihraç edecek bir boru hattı inşa ediyor. Bu da Bağdat’taki merkezi Irak hükümetini kızdırıyor. Havrami buna karşı çıkıyor.
“Bu bizim anayasal hakkımız ve bunu kullanmak istiyoruz. Başka birşey istemiyoruz. Eğer kendi enerji sektörümüzü yönetiyorsak elde edilen gelir sadece bizim değil tüm Irak halkınındır.”
Kürtler giderek daha iddialı bir yaklaşım benimserken geçmişin baskı dolu anıları yerini genç kuşakların iyimserliğine bırakıyor. Nüfusun yüzde 59’u 25 yaşın altında.
Sazan Mandalawi bunlardan biri. Dış ülkelerde yaşadıktan sonra bu yıl Erbil’e dönmüş. Bir gençlik programında çalışıyor ve popüler bir blog yazarı.
“Dünyanın dört bir yanından gençlerden elektronik posta alıyorum. Hepsi ‘Biz de aynı yoldan geçtik’ diyor. Birara buraya geri gelmişler ama yine ayrılmışlar. Şimdi ise aileleriyle birlikte kesin dönüş yapmayı düşünüyorlar. Niye dışarda yaşayalım diyorlar. Hayatlarını kaybetmekten korktukları için kaçtıklarını ama şimdi ülkelerinin güvenli olduğunu, artık dönebileceklerini söylüyorlar.”
Erbil’in tarihi kalesinin altındaki dükkanında Maam Halil, kendisi gibi hızlı değişimlere tanıklık eden müşterilerine çay servisi yapmaktan memnun.