Washington'da 30 Ocak’ta, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani, eski IKBY Başkanı Mesut Barzani ve IKBY’den çok sayıda üst düzey isim hakkında dava açıldı.
Davalılara yöneltilen suçlamalar arasında "vahşet, ayrım gözetmeyen şiddet, kundakçılık, cinayet, cinayete teşebbüs, soykırım, adam kaçırma, rehin alma, adam kaçırma, işkence, terör örgütleriyle işbirliği ve mali suçlar" yer alıyor.
Washington ziyaretinde Pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile biraraya gelen Mesrur Barzani ve davada adı geçen diğer IKBY yetkililerinin, ABD federal bölge mahkemesinde açılan davadaki suçlamalara yanıt vermeleri için 10 günden az bir süre kaldı.
Mahkeme tarafından yayınlanan yasal belgenin bir bölümünde, "İddialara yanıt vermemeniz halinde, talep edilen tazminat için giyabınızda aleyhinize karar verilecektir" deniyor.
Davacılardan Maki Revend, "New Arab" sitesine davayla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: "ABD yargı sistemine göre ilk oturuma sadece avukatlar katılabiliyor; sonraki oturumlarda avukatlar ve hakim belirli sanıkların duruşmaya katılmasını talep edebiliyor. Duruşmanın bir buçuk yıldan fazla sürmesini bekliyorum."
Davayı kimler açtı?
VOA Kürtçe’nin mahkeme tarafından yayımlanan tüm dava dosyaları ve mahkeme kararına ulaştığı dava, merkezi Amerika’da olan sivil toplum kuruluşu “Kürdistan Mağdurlar Fonu”, Irak Kürt bölgesi doğumlu ve Almanya’da sürgünde yaşayan Kürt aktivist Maki Revend ve kimliklerini açıklamayan, “John Does 1-5000 kişi” tanımıyla yer alan kişiler olmak üzere üç davacı tarafça açıldı.
“John Doe” ifadesi, Amerikan yargı sisteminde, kimliği bilinmeyen veya kimliğini açıklamak istemeyen erkek davacılar için kullanılan yasal bir terim. Dava dosyalarında kimliği gizli tutulan kadınlar içinse "Jane Doe" ifadesi kullanılıyor. IKBY yetkililerine yönelik davada yer alan ‘John Does 1-5000’ ifadesi de, davaya kimliklerini belirtmeden müdahil olan kişilerin sayısının da açıklanmadığı anlamına geliyor.
New Arab haber sitesine göre, 332 sayfalık iddianamede, davalıların “temel insani ilkeleri, uluslararası normları ve ABD'nin birçok yasa ve tüzüğünü ve uluslararası anlaşmaları ihlal ettiği” iddia ediliyor.
Davacıların avukatları, ABD İşkence Mağdurlarını Koruma Yasası uyarınca, davada işkence yapmakla suçlananlar için 9 milyar dolar para cezası, işkence mağdurları içinse bu miktarın üç katına kadar tazminat talep ediyor.
Avukatlar ayrıca mahkemeden ABD'nin terörle mücadele yasası kapsamında 9 milyar dolar tazminat talep ediyor ve mahkemeden davanın tüm masraf ve giderlerini karşılamasını istiyor.
Davaya konu olan suçlamalar neler?
Davada adı geçen en az 50 kişinin çoğu Barzani ailesinden, diğerleri ise onlarla yakın çalışan kişiler.
Suçlamalar, "bir ABD hükümet çalışanının öldürülmesi" ve Kürt gazeteciler Sardasht Othman, Wadat Hussein ve Kawa Garmiani'ye yönelik suikastların yanısıra, "davalıların siyasi, ekonomik ve ticari gücüne karşı tehdit oluşturduğu varsayılan kişilerin, gazetecilerin ve siyasi muhaliflerin susturulması ve yasadışı servet peşinde koşmak ve davacılara zarar vermek için davalıların yaygın suç eylemlerinin üstünün örtülmesi, kolaylaştırılması ve genişletilmesini” de kapsıyor.
Davada şüphelilere yöneltilen suçlamalardan biri de, “resmi olarak İran Devrim Muhafızları'nda çalışan bir Amerikan istihbarat görevlisini başka kişilerle birlikte kaçırıp, vahşice döverek öldürdükleri” iddiası.
VOA Kürtçe’nin haberine göre, dava dosyasında, davacıların bir Amerikan vatandaşına ait olduğunu söylediği ormandaki bir erkek cesedi fotoğrafı da yer alıyor.
Bir başka iddia ise, Mesrur Barzani ve bir başka kişinin koruması altındaki Irak Kürt bölgesinin bir köyünde, sahte Jack Daniel's viskisi üretildiği.
Davayı açanlar, yine ünlü Amerikan markaları adı altında sahte ilaçların üretilip piyasalarda satıldığı ve IKBY’nin üst düzey yetkililerinin bu sahte ilaç satışlarından her ay en az 20 milyon dolar kazandığını iddia ediyor. Aynı şekilde Amerikan markaları adı altında sahte sigara satıldığı da iddialar arasında.
İddianamenin bir başka bölümünde ise Barzani ailesinden bir kadının 26 şirket, 14 otel, 6 fabrika, 286 kafeterya, 540 daire, 48 restoran, 8 merkez, iki turizm projesi, bir hastane ve banka sahibi olduğunu gösteren belgeler paylaşıldı.
VOA Kürtçe’nin, IKBY’nin Washington'daki ofisi aracılığıyla, yönetimin konu hakkındaki tutumuyla ilgili bilgi paylaşılması talebine henüz yanıt verilmedi.
Mesrur Barzani'nin Yeşil Kart sahibi olduğu, yani ABD vatandaşı olmasa bile ABD'de daimi ikamet hakkına sahip olduğu ve bu bağlamda da ABD yasalarına tabi olduğu belirtiliyor.
ABD yasalarına göre, bir Yeşil Kart sahibi suçlu bulunursa, kartı ve ABD'de kalma ve yaşama izni iptal edilebilir. Ancak bunların tamamı suçun türüne ve mahkemenin kararına bağlı.
VOA Kürtçe’nin haberine göre, 15 Şubat 2024'te Washington’daki federal bölge mahkemesi, IKBY’nin Washington'daki temsilciliğine, 1:24-cv-00278 dosya numaralı davalara 21 gün içinde yanıt vermesi gerektiğini resmen duyurdu.
25 Şubat Pazar günü Washington'a gelen Mesrur Barzani Pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile görüştü. IKBY’nin açıklamasına göre, Barzani’nin programında Amerikalı Kongre üyeleri ve diğer yetkililerle de toplantılar yapacağı belirtiliyordu. Ancak Barzani’nin ziyareti sırasında mahkemeden gelen soruları yanıtlayıp yanıtlamayacağı bilinmiyor.
Bu haberde VOA Kürtçe servisinin haberinden yararlanılmıştır.
Forum