Iraklı yetkililer, IŞİD militanlarının Cuma günü ülkenin kuzeyindeki Selahaddin vilayetinde bir ailenin yedi üyesini öldürdüğünü açıkladı. Saldırı bölge halkında şok ve öfke yarattı.
Kurbanların öfkeli akrabaları, Sünni nüfusun ağırlıklı olduğu bölgede "devam eden güvenlik ihlalleri" olarak adlandırdıkları olay hakkında ülkenin en üst düzey yöneticilerinden yanıt alana kadar, cenazelerini gömmeyi reddettiler.
Selahaddin Valisi Ammar El Cabr da dahil olmak üzere çok sayıda Iraklı yetkili, vilayetin güneyindeki Albu Dor köyünde şafak vakti meydana gelen cinayetleri doğrulayan bir açıklama yayınladı.
El Cabr, açıklamasında “Aralarında kadınların da bulunduğu yedi kişinin ölümüyle sonuçlanan bu korkakça saldırıyı en güçlü şekilde kınıyoruz’’ dedi ve güvenlik güçlerinin saldırıyı soruşturduğunu açıkladı.
IŞİD saldırıyı üstlendi
Cinayetlerden kısa bir süre sonra IŞİD, saldırıyı üstlendi ve aile üyelerinin Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) olarak bilinen İran destekli milisler için "casusluk yaptığını’’ savundu. IŞİD, duyuruyu propaganda yaymak için kullandığı bir mesajlaşma platformu olan Telegram'da yaptı. Örgüt ayrıca aynı bölgede bir polis memurunun öldürülmesinin sorumluluğunu üstlendi.
Saldırının düzenlendiği köy, Irak'ın eski cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in de doğum yeri olan Tikrit’te yer alıyor. Uzmanlar, bölgenin, federal hükümet ile kuzeydeki Bölgesel Kürt Yönetimi arasındaki "tartışmalı bölgeler" içinde olduğunu söylüyorlar. Bölgesel yönetime göre iki otorite arasındaki gerilim, bölgeyi aşırılık yanlısı grupların gelişmesi için daha elverişli hale getiren bir güvenlik boşluğu yarattı.
Tikrit Belediye Başkanı Ömer El Şindah, Irak haber sitesi Shafaq'a verdiği demeçte, "Bölgedeki görgü tanıklarının ifadelerine göre, maskeli ve askeri üniformalı silahlı adamlar iki arabaya biniyorlardı" dedi.
Sürekli tehdit
Saldırı, terör grubunun artık bölgeyi kontrol etmemesine rağmen ülkedeki siviller için nasıl ölümcül bir tehdit oluşturmaya devam ettiğini gösteriyor.
Saldırı, ayrıca Katolikler’in ruhani lideri Papa Francis'in Irak'a tarihi bir ziyarette bulunması ve en kıdemli Şii din adamı Ayetullah Ali El Sistani de dahil olmak üzere ülkenin üst düzey liderleriyle görüşmesinden günler sonra da geldi. Papa'nın dört günlük seyahati sırasında büyük şiddet olayları yaşanmadığı için ziyaret, geniş çapta bir başarı olarak kabul edildi.
"Yerel güç" çağrısı
Bazı Iraklılar saldırıdan hemen Şii liderliğindeki hükümeti suçladı ve yetkililerin Sünni bölgelere yeterli koruma sağlayamadığını söylediler. Federal makamları, bölgedeki güvenliği denetlemek için bir "yerel güç" oluşturulmasına yardım etmeye çağırdılar.
Selahaddin’den Iraklı bir milletvekili olan Qutaiba El Jubouri, "Bu korkak katiller tarafından işlenen bir dizi suçtan hükümet sorumludur. Çünkü El Farhatiya katliamından sonra harekete geçmediler ve failleri açıklamadılar" dedi.
El Jubouri, geçen Ekim ayında Selahaddin vilayetindeki El Farhatiya köyünde meydana gelen ve 12 kişinin silahla öldürüldüğü olaya atıf yaptı. Yerel yetkililere göre, bu saldırının baş şüphelisi, İran destekli Iraklı Şii milis grubu Asaib Ehl El Hak.
Cuma günü yaşanan saldırıdan kısa bir süre sonra Irak Başbakanı Mustafa El Kazımi, cinayetlerle ilgili soruşturma başlatılmasını emretti. Ancak bu araştırmanın bulguları henüz kamuoyuna açıklanmadı.