Normal takvime göre şimdiye kadar Avrupa Birliği’nden ayrılmış olması gereken İngiltere, 751 milletvekilinden oluşan Avrupa Parlamentosu’na, 73 milletvekili gönderiyor.
Merkez partilerin diğer AB ülkelerinde olduğu gibi oy kaybettiği ülkede, daha bir ay kadar önce kurulan ve Türkiye'nin AB üyeliğine karşıtlığıyla bilinen Brexit Partisi ülkedeki oyların % 31’ini alarak seçimin galibi oldu. Parti, AB’ye 29 milletvekili göndermeye hak kazandı.
1830’lu yıllardan beri en kötü seçim sonucunu aldığı belirtilen muhafazakarların oyu yüzde 16’lık kayıpla % 9,1’e düştü ve Avrupa Parlamentosu’nda 19 sandalyeden yalnızca 4 sandalyesi kaldı. İşçi Partisi’nin oy oranı da yüzde 14,1’e geriledi ve Avrupa Parlamentosu’nda 20 milletvekilinden 10 vekile geriledi.
Bu rakamlar yakın zamanda düzenlenen kısmi yerel seçimlerle doğru orantılı çıktı. Muhafazakar Parti’nin Brexit görevinde başarısızlığa uğraması, partinin 300 sandalye kaybetmesine, bir çok merkezde belediyeleri Liberal Demokratlar’a devretmek zorunda kalmasına neden olmuştu.
Liberal Demokratlar parlamentonun ılımlı Brexitçi’lerinden ve sınırlı temsile sahip olsa da AP seçimlerinin ikinci parlayan yıldızı oldu. 2014 seçimlerinde Brüksel’e sadece 1 milletvekili yollayabilen Liberal Demokratlar, oyların %23’ü ile 16 vekil çıkardı.
AB’den sert ayrılığın savunucusu Brexit Partisi ve İngiltere Bağımsızlık Partisi UKIP toplamda % 34,9, ılımlı Brexit ve AB’de kalma yanlıları ise parlamentonun İngiltere’ye ayrılan bölümünde % 40,3’lük bir paya sahip olacak.
Brexit Partisi’nin bir göçmen kenti olan Londra’da dahi % 27’lerde oy alması uzmanları şaşırttı. İngiltere’nin göçmen karşıtı bölgelerinde bu oran %38’i buldu.
Seçimin İngiltere’deki diğer kazananları Yeşiller Partisi, Galler’deki Plaid Cymru ve İskoç Ulusal Partisi SNP. İskoçya özerk hükümetinin başkanı Nicola Sturgeon, partisinin %37 oy almasını, İskoç halkının AB’de kalma isteği olarak yorumlandı. Sturgeon, İskoçya’nın İngiltere’den ayrılık hevesine de vurgu yaptı.
Bu seçimde seçmenlerini uçtaki partilere kaptırmakla eleştirilen İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn’e istifa baskısı var. Corbyn bu baskılara, ‘’Biz erken seçime odaklıyız’’ diyerek direniyor.
Nigel Farage’ın yıldızı yeniden parladı
Brexit kampanyasında gerçek dışı vaatlerde bulunduğu için eleştirilen aşırı sağcı Bağımsızlık Partisi UKIP’in eski lideri Nigel Farage ise May’in istifasıyla boşalacak başbakanlık koltuğuna oynayan bir isim haline geldi.
Bugün Brexit Partisi ile yıldızı parlayan Farage, açıklamasında, tamamen İngiltere’nin AB’den ayrılığına odaklanacaklarını, bu durumda müzakerelerde de yer almaya hak kazandıklarını ve eğer 31 Ekim için belirlenen Brexit gerçekleşmezse, “O zaman erken seçimde bugünkü başarıyı yine gösteririz” diyerek rakiplerine gözdağı verdi.
Türkiye için epey kritik bir isim olan Nigel Farage, bu seçimle AB’deki varlıklarını güçlendirmiş aşırı sağ diğer vekiller gibi, Türkiye’ye birlik üyesi olarak görmek istemiyor.
Farage, 2016’daki referandum kampanyalarında, AB ülkelerinde yaşayan Türkler’i örnek gösterip birlikten ayrılmak gerektiğini söylemişti.
Aşırı sağcı siyasetçi, “Şimdi Bayan Angela Merkel Türkiye’nin en geç 2020 ya da 2025'te Türkiye'nin AB üyesi olması gerektiğine karar verdi. Eğer AB'de kalmak için oy kullanırsanız, oyunuz Türkiye için de verilmiş olacak. Kalabalık bir nüfusa sahip Türkler’in AB’de serbest dolaşımına da oy vermiş olacaksınız. Avrupa gelecekte Türk hakimiyetindeki bir Avrupa'ya dönüşebilir" demişti.
Türkiye'nin gittikçe daha fazla otoriterleştiğini ve İslamcı bir politika izlediğini düşünen Farage, göçmen krizinin de Türkiye ile müzakerelere son verilerek engellenebileceği görüşünde.