Uluslararası Para Fonu IMF, kuruluş anlaşmasının dördüncü maddesi kapsamında Türkiye konusunda yaptığı denetleme çalışmasını tamamladı. 27 Mayıs’ta tamamlanan çalışma sonucunda yayınlanan raporda, Corona virüsü salgını öncesindeki yıllarda, Türkiye'deki büyümenin giderek daha fazla dış kaynaklı kredi ve talep teşviklerine bağımlı hale geldiği belirtildi.
Bu büyümeye, ağırlıklı olarak borçla kapatılan büyük cari açıkların eşlik ettiği ve bunun da yüksek dış finansman ihtiyacına yol açtığı kaydedildi. Aynı zamanda, kamu bankalarının öncülük ettiği hızlı kredi büyümesi ve yüksek enflasyonun para politikalarına güveni azalttığı ve mevduat dolarizasyonunu tetiklediği belirtildi.
Böylece Türkiye’nin pandemiye, benzeri ülkelerin çoğundan daha zayıf bir tampon mekanizmasıyla girdiğine dikkat çekildi.
‘‘Ekonomik iyileşme Türkiye’yi benzerlerinden ayırdı’’
Ekonomik faaliyetlerin ilk aşamadaki gerilemesinin benzer ülkelerle paralel gittiğine dikkat çekilen açıklamada Türkiye’nin bu ilk gerilemenin ardından gelen ekonomik iyileşmesinin kayda değer olduğu ve benzer konumdaki ülkelerden bu yönüyle ayrıldığı vurgulandı.
Raporda büyük faiz indirimleri, kamu bankaları tarafından hızlı kredi sağlanması, idari ve düzenleyici kredi teşvikleri ve kapsamlı likidite desteği sayesinde Türkiye'nin 2020'de pozitif ekonomik büyüme yaşayan birkaç ülke arasında yer aldığı belirtildi.
Artan belirsizlik ve hassaslığa rağmen gayri safi yurtiçi hasılada bu yıl öngörülen büyümenin güçlü olduğu belirtilen raporda ancak büyümeyi olumsuz etkileyebilecek risklerin varlığına da dikkat çekildi.
2021’de yüzde 5,75 büyüme öngörüsü
IMF, 2020’nin ikinci yarısında ekonomik faaliyetlerdeki ani toparlanmanın pozitif yansıması olarak 2022’den itibaren düşme eğilimine girmeden önce büyümenin 2021’de yüzde 5,75 olacağı öngörüsünde bulundu.
Enflasyonun yüksek kalması ve rezervlerin daha da düşmesi beklentisinin dile getirildiği raporda yüksek dış finansman ihtiyacı, büyük miktarda yerel döviz mevduatı ve düşük rezerv tamponları nedeniyle ekonominin yurtiçi ve yurtdışı şoklara karşı hassasiyetini sürdürdüğü belirtildi.
Para ve kredi politikalarının esnetilmesi gibi yanlış politika adımlarının güveni ve desteği sarsabilecek iç riskleri oluşturduğu belirtilen açıklamada dış riskler arasındaysa gelişmiş ekonomilerdeki faiz oranı artışı, aşılamaların gecikmesi ve jeopolitik gelişmeler gösterildi.
IMF Yönetim Kurulu, kamu borcu sınırlı kalırken; hızlı para büyümesi, kamu bankaları tarafından sağlanan krediler ve kapsamlı likidite desteği ile ortaya çıkan kayda değer iyileşme nedeniyle Türkiye'yi övdü.
IMF Yönetim Kurulu, bu politikaların güçlü toparlanmaya yardımcı olduğuna, ancak aynı zamanda enflasyonu ve dış dengesizlikleri körüklediğine ve özellikle düşük rezervler, büyük dış finansman ihtiyaçları ve dolarizasyon gibi pandemi öncesi kırılganlıkları şiddetlendirdiğine dikkat çekti.
Mültecilere ev sahipliği yapan Türkiye’ye övgü
Raporda Türkiye’nin gelcekte kısa vadede pandemi ile ilgili ihtiyaçlara yanıt verirken, güvenlik açıklarını ve zararı azaltmak, dayanıklı büyüme beklentilerini iyileştirmek için politikalar benimsemesi gerekliliği vurgulandı. IMF Yönetim Kurulu ayrıca Türkiye'yi çok sayıda mülteciye ev sahipliği yaptığı için de övdü.
Türkiye’nin enflasyonu hedeflenen noktaya çekmek için katı para politikalarına güçlü şekilde bağlı kalması gerektiğine vurgu yapılan raporda ayrıca Merkez Bankası’nın özerkliğini güçlendirmenin, yüksek kaliteli rezervleri yeniden inşa etmenin, operasyonel çerçeveyi daha da basitleştirmenin ve politika iletişimini geliştirmenin önemi vurgulandı.
Türkiye’nin 2021 vergi yılı hedeflerinin göreceli olarak güçlü olduğu belirtilen raporda, 2021’de toplumun hassas kesimlerine yardım edecek ve zararı en aza indirgeyecek ekonomiye hedefli ve geçici desteğin sağlanabileceği alanın mevcut olduğuna dikkat çekildi.
IMF Yönetim Kurulu finans sektörü içinse devlete ait banka kredi büyümesinin daha fazla kontrol edilmesinin yanı sıra banka döviz yükümlülüklerinin dikkatle izlenmesi çağrısında bulundu. Kurul, pandemi azaldıkça denetim esnekliği ve kredi ertelemelerinin kademeli olarak tersine çevrilmesini tavsiye etti.
Yönetim Kurulu, pandeminin uzun vadeli olumsuz etkilerini en aza indirmeye odaklanan yapısal reformlar yapılması çağrısında bulundu. Öneriler arasında ise kadınların işgücüne katılması ve genç istihdamına odaklanılması, işgücü piyasasının esnekliğinin arttırılması, ayakta kalabilen ancak geçici olarak iflas eden firmaların yeniden yapılandırılmasının sağlanması, ayakta kalamayan firmaların tasfiye edilmesi yer aldı.